Inanabiliyor musunuz перевод на русский
378 параллельный перевод
Buna inanabiliyor musunuz?
Вы можете в это поверить?
Şu orospu çocuğunun saçmalıklarına inanabiliyor musunuz?
Смотрите, какая наглость у этого сукиного сына!
- O şarkılara inanabiliyor musunuz? Ne duydum biliyor musun?
Знаешь, что я вчера слушал?
Şu fiyata inanabiliyor musunuz?
Слушай, отличная покупка.
Flanders'in harika bir diş fırçasını çöpe attığına inanabiliyor musunuz?
Представляете, фландерс выбросил совершенно новую зубную щетку.
Ve inanabiliyor musunuz?
И вы можете поверить?
Gerçekten benim öyle olduğumu düşündüğüne inanabiliyor musunuz?
Неужели это возможно - подумать такое обо мне?
Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı üzgünüz ve umuyoruz hediyemiz olarak bu futbol topu telefonunu kabul edersiniz. " Buna inanabiliyor musunuz?
Приносим вам извинения. В качестве компенсации примите этот футбольный телефон от банка в подарок. " Ну как вам?
- Buna inanabiliyor musunuz?
Он так сказал?
Buna inanabiliyor musunuz?
Вы поверите, что такое могло случиться?
Bunu öz babamın yaptığına inanabiliyor musunuz?
Верите, что собственный папаша такое мне сделал?
Bunun bu kadar pahalı olduğuna inanabiliyor musunuz?
Ты прикинь, сколько это всё стоит!
Buna inanabiliyor musunuz?
Представляете?
Buna inanabiliyor musunuz?
Можете в это поверить?
— Maestro'ya inanabiliyor musunuz?
- Ты только смотри, сам Маэстро.
Buna inanabiliyor musunuz?
Can you believe that?
Bütün bunlara inanabiliyor musunuz?
Посмотрите. Сколько вещей.
Buna inanabiliyor musunuz?
Вы представляете?
Bu arabayla dolaştığımıza inanabiliyor musunuz?
Отлично идёт машина.
Buna inanabiliyor musunuz, tam lezbiyenlik deneyimleri konusunun ortasında eşim beni arıyor.
Это важно. Вы верите этому, в середине игры встреч Лесбиянок, моя жена звонит?
Listemdekilerin % 80'inin boşananlardan oluştuğuna inanabiliyor musunuz?
Вы верите что 80 % домов в моих списках - от разводов?
Biri onlar için savaşmalı. Bu adama inanabiliyor musunuz?
Кто-то же должен сражаться за них.
Bu adama inanabiliyor musunuz?
Только посмотрите на него.
4 erkekten sonra, buna inanabiliyor musunuz?
После четырех мальчиков. Невероятно, девочка.
- Buna inanabiliyor musunuz?
- Вы можете в это поверить?
Gözetmenler konseyinin onu işten kovduğuna inanabiliyor musunuz?
Ты можешь поверить, что Совет отпустил такого парня?
Topu kaç saat fırlattığımıza inanabiliyor musunuz?
Не верится, что мы так долго бросали его.
Bunu ikinci katta bulduğuma inanabiliyor musunuz?
Можете поверить, что я нашёл её на втором этаже?
Bu ikisine inanabiliyor musunuz?
А знаете, как поляки ездят на работу?
Buna inanabiliyor musunuz bayanlar baylar?
Дамы и господа, вы верите этому?
Pynchon taklidinin bana bir şişe Dom verdiğine inanabiliyor musunuz?
Представляете мне, похоже, дали бутылку Дон периньона.
Buna inanabiliyor musunuz?
- Самому не верится.
İnanabiliyor musunuz, restoran yok, telefon yok, benzin yok...
Ни ресторана, ни телефона, ни бензина - полный набор неприятностей.
İnanabiliyor musunuz kardeşlerim ve biricik dostlarım sadık anlatıcınız kucakta savunmasız bir bebek gibi tutuluyor ve ansızın nerede olduğunu ve kapıdaki "ev" yazısının neden bu kadar tanıdık geldiğini farkediyordu.
И, поверите или нет, о братья мои и единственные друзья... ваш преданный повествователь... беспомощный, как грудной ребёнок... вдруг вспомнил, когда и при каких обстоятельствах... он был в этом доме и почему он показался ему знакомым.
İnanabiliyor musunuz?
Вы можете в это поверить?
- İnanabiliyor musunuz?
Посмотрите кто здесь.
Buna inanabiliyor musunuz? Tebrikler.
¬ ы можете в это поверить?
İnanabiliyor musunuz, yağmur yağıyor?
Вот это ливень!
İnanabiliyor musunuz Bayan Henya... Auschwitz'den canlı çıkmış.
Представляете, госпожа Хения, выйти живым из Освенцима.
Buna inanabiliyor musunuz?
Ты можешь в это поверить?
İnanabiliyor musunuz?
Прикиньтe, кaкой нaxaл?
İnanabiliyor musunuz?
Прикиньтe, кaкой козёл?
Buna inanabiliyor musunuz?
Форрест Гамп. И можете поверить?
İnanabiliyor musunuz?
Можете поверить в это?
İnanabiliyor musunuz?
Так уж невероятно?
İnanabiliyor musunuz?
Везет же мужику!
- İnanabiliyor musunuz?
Три! - Я победил!
Şunu söylemek isterim ki o harika bir kadın. - Buna inanabiliyor musunuz? - Bunu hayal bile edemezdim.
Я делаю официальное заявление.
İnanabiliyor musunuz?
- Не, ну прикиньте?
İnanabiliyor musunuz?
Моете представить?
Albay Strayer dönmedi. İnanabiliyor musunuz?
Полковник Стрейер не вернулся со свадьбы из Лондона.