Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ Z ] / Zamanımız kalmadı

Zamanımız kalmadı перевод на русский

221 параллельный перевод
Ama canım pek zamanımız kalmadı.
Но у нас нет времени.
Ama korkarım onu sunmak için yeterli zamanımız kalmadı.
Но боюсь, нам не хватит времени на неё.
Zamanımız kalmadı. Mahkeme bir saat içerisinde başlayacak. Bakmam gereken notlar var.
Времени мало, я должен подготовиться.
Doktor çok zamanımız kalmadı.
Доктор, у нас не так уж и много осталось времени.
Zamanımız kalmadı.
Нет времени.
Zamanımız kalmadı.
У нас мало времени.
Zamanımız kalmadı.
Время на исходе, Боунз.
Joe, ben Mel. Zamanımız kalmadı. Tüm motorları durdurun ve çıkın.
Джо, это Мэл у нас больше времени Останови двигатели и выходи.
Onları hikâyenin gerçek olduğuna ve fazla zamanımız kalmadığına inandırmak zorundayız.
пяепеи ма тоус пеисоуле оти г истояиа сас еимаи акгхимг йаи дем евоуле поку вяомо.
Fazla zamanımız kalmadı.
У нас не так уж много времени.
Zamanımız kalmadı.
У нас нет времени.
Acele edin zamanımız kalmadı!
Остается только придумать - - на что это все потратить...
Haydi, fazla zamanımız kalmadı.
У нас очень мало времени.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
У нас совсем мало времени.
Ripley, pek zamanımız kalmadı!
Pипли! У нac нeт вpeмeни!
Zamanımız kalmadı.
Ещё бы.
Endişeleniyorsun artık pek fazla zamanımız kalmadı diye, değil mi?
Пoнял? Tы вoлнyeшьcя, чтo y нac ocтaлocь нe тaк мнoгo вpeмeни, дa?
Zamanımız kalmadı.
Потерял все время, что мы могли бы провести вместе.
Zamanımız kalmadı.
Скорее. У нас нет времени.
Zamanımız kalmadı. Kural hastası aptal herif hiçbir erkeği sandala almıyor.
У нас кончается время и с этим напыщенным блюстителем порядка невозможно договориться
Keşke olsaydı ama Gölge gemilerinin Centauri Başgezegeni'nde üslenmiş olması ve Vorlon filosunun yaklaşması yüzünden zamanımız kalmadı.
Этого хотелось бы и мне, но пока корабли Теней остаются на Центавре Прайм а Ворлоны наступают, у нас нет времени.
Başka zamanımız kalmadı.
У нас больше нет времени.
ama çok zamanımız kalmadı... Doğru şekilde yapmak gibi bir lüksüm de yok.
Но у нас мало времени, я не могу ждать другого подходящего момента.
Hiç zamanımız kalmadı.
Наше время истекло.
- Fazla zamanımız kalmadı.
- У нас мало времени.
Luther, zamanımız kalmadı.
Лютер, время на исходе... Даю отсчет...
- Fazla zamanımız kalmadı.
- Теряем время.
- Deli! - Bakanı ve arkadaşınızı 11'e kadar kurtarmalıyız. - Fazla zamanımız kalmadı.
Мы должны вызволить вашу подругу и министра до 11 часов.
Fazla zamanımız kalmadı. Havalanına!
- Ближайший рейс через 3 часа.
Zamanımız kalmadı!
Время истекает!
Zamanımız kalmadı.
Время наше на исходе.
Zamanımız kalmadı.
Да просто времени не было.
Fazla zamanımız kalmadı Bayan Larson.
Осталось недолго, миссис Ларсон.
Acele et, zamanımız kalmadı.
Поторопись, у нас нет времени.
Çok zamanımız kalmadı.
У нас нет времени.
Fazla zamanımız kalmadı.
У нас мало времени. Живее!
Geriye fazla zamanımız kalmadı.
У нас совсем мало времени.
Zamanımız kalmadı.
У нас нет времени, у нас нет идей.
Athena, fazla zamanımız kalmadı.
у нас осталось мало времени.
Binanın boşalması fazla zamanımız kalmadığı anlamına gelir.
Здание опустело. Это значит, что у нас не так много времени.
Zamanımız kalmadı.
Мы теряем время.
Birlikte fazla zamanımız kalmadı.
Мы потеряли много времени, как отец и сын.
Fazla zamanımız kalmadı.
Из-за этой телки.
Çekmecemde çorabım kalmadı. Ödevlerime yardım edecek zamanınız bile yok. Yemeğim umurunuzda değil.
Вам всё равно, поела я или умираю с голода.
Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur. Kalbin yolları gölegelerle kaplanmış.
Истинное зло нашего времени состоит в том, что не осталось больше великих учителей
Yetişmek için fazla zamanınız kalmadı bayım.
Мы опаздываем, мистер.
Bir sürü zamanımız var ama yerimiz kalmadı.
Прошла уже целая вечность, а мы никак не приедем!
Bence elimizden gelenin en iyisi bu. Zamanımız kalmadı.
Мне кажется, что это лушее, что мы можем сделать.
Bu da fazla zamanımız kalmadığını söylüyor.
Значит, времени у нас остаётся немного.
Çabuk ol, kalmadı fazla zamanımız, Yol çetin, engebeli ; zor olacak tırmanmamız.
Скорей, скорее, час не ждет, а путь далекий нас ведет.
Fazla zamanımız kalmadı.
Не теряйте ни минуты.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]