Çıkıyorlar перевод на русский
828 параллельный перевод
Bütün bu "birbiriniz için yaratılmamışsınız." "birlikte olmamalılar." garipliklerine karşı birlikteler ve bunlara birlikte karşı çıkıyorlar.
Они не должны быть вместе, они не думали быть вместе, и все же, они вместе.
" yatları S.S. San Ramone ile dört aylık bir dünya turuna çıkıyorlar.
"в четырехмесячное кругосветное путешествие на С.С. Сан-Рамоне"
Bu akşamüstü dışarı çıkıyorlar.
Сегодня они идут гулять.
Erkek arkadaşlarıma bile karşı çıkıyorlar.
И мои кавалеры им тоже не нравятся.
Yola çıkıyorlar efendim.
Они разводят пары, сэр.
- Şehir dışına çıkıyorlar.
- Они едут в деревню.
Bu yamacın ilk zirvesine telsiz teçhizatı ile çıkıyorlar böylece buzulun üzerindeyken Servoz ile irtibatı sürdürebilecekler.
Они поднимутся до первого пика по этой стороне, чтобы поддерживать радиосвязь с Сервозом на леднике.
Belki de kahverengi olarak çıkıyorlar, sonra bir tür mantar ya da küf yüzünden beyaza dönüyorlar.
Может быть, может быть, коричневые и это какая-то плесень или грибок, что делает их белыми.
Sadece oturup bir öğle yemeği yiyerek parayı ödeyip çıkıyorlar.
Только за то, чтобы сесть платят столько же сколько за еду.
Neden sadece geceleri ortaya çıkıyorlar?
Почему мы их только ночью видим?
Neden dışarı çıkıyorlar?
Зачем им на улицу?
Her saat başı devriyeye çıkıyorlar.
Дистанция в один час.
Artık kontrolden çıkıyorlar.
Они выходят из под контроля.
- Ortaya çıkıyorlar.
- Вы появляетесь?
Şaşılacak derecede, nikaha karşı çıkıyorlar.
Удивительно несерьезное отношение к браку.
Çıkıyorlar. Ateş etmeyin.
Бросайте оружие!
Sanki evlerinde birbirlerinden yeterince sıkılmıyorlarmış gibi milletin içine de beraber çıkıyorlar.
Можно подумать, им мало с ними забот дома, так они слоняются всюду с ними.
- bugün hapisten çıkıyorlar.
Стэйси Бриджес и братья Карлин скоро выходят из тюрьмы.
- Hayır, balayına çıkıyorlar.
- Нет, они уезжают в свадебное путешествие.
Açığa çıkıyorlar.
Они выходят на дорогу.
Akşam yemeğinden sonra saat 9 : 30'da okuldan çıkıyorlar.
Они уходят после ужина, ровно в 9 : 30.
Onlar, teyzeleri Saint Catherine'nin Baş Rahibesi Saygıdeğer Ana Maria Rahibe'yi ziyaret etmek için Milan'a uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkıyorlar.
сейчас они отправятся в долгое и полное опасностей путешествие. Им надо добраться до Милана, где они навестят свою тётю - сестру Марию, настоятельницу церкви Святой Катерины.
- Ölüler mezarlarından çıkıyorlar.
- Мертвецы оставили свои могилы.
Başka yerlerden daha hızlı, daha ileri ve daha yükseğe çıkıyorlar.
Они всё идут быстрее, дальше и выше, чем когда-либо.
Sopranolar 2. voca dan "Fa" ya çıkıyorlar?
Сопрано до фа во втором голосе?
İnsanlar da hayalet gördüklerini sanıp bu düzenbazları arıyorlar. Onlar da yalan bir ışık oyunu ile ortaya çıkıyorlar.
Люди думают, что они видят призраков, и они вызывают этих существ кто показывает до сделки с проблемой с поддельным электронным Светопреставлением.
Şimdi sığınaklarından çıkıyorlar.
Сейчас они выходят из убежищ.
Burt, yola çıkıyorlar.
Берт, они уже едут.
- Nasıl yani yeraltından çıkıyorlar?
- "Вылезло из земли"?
- Evet yerden çıkıyorlar.
- Вылезло из земли.
Duvarlardan böcek sürüsü gibi çıkıyorlar.
Они вылезают из стен! Они вылезают из чёртовых стен! Э...
İşte bu sebeple, bu ailenin yaptığı gibi dağa çıkıp bir çözüm arıyorlar.
Поэтому им приходится идти в горы искать плодородную землю как эта семья, которую мы видим.
Cronin ailesinin erkekleri de sahneye çıplak çıkan kızlara bayılıyorlar.
Эти Кронины всегда влюблялись в девиц которые раздевались на публике.
Kısa bir izne çıkmıyorlar mı?
Им не дают увольнительных?
Suyun taşı aşındırması gibi! - Dışarı çıkıyorlar!
Точно так и будет.
Valastrolar sahip oldukları tek mal varlıkları olan evlerini daha iyi bir gelecek için umut olması amacıyla ipotek ettirmek için Catania'ya doğru yola çıkıyorlar.
Семья Валестро отправилась в Катанию, чтобы заложить свой дом под наличные.
Bazen çığlık atıyorlar.
Но иногда они так вопиют.
Her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Rüzgârın esiş hızını hesaplayarak bir sonuca varmaya çalışıyorlar. Buraya ulaşmadan önce yaklaşık 5 ay var.
Эти умники, что выставляют пальцы на ветер, говорят, что... согласно имеющимся у них оценкам скорости дрейфа, у нас есть... примерно пять месяцев до того, как это доберется сюда.
Öbür gün, doğu kıyısına, hem sudan hem de karadan çıkarma yapmaya hazırlanıyorlar.
Они собираются после завтра высадить десант.
Şimdi eteklerini çıkarttılar ve gölde yıkıyorlar.
Они снимают свои саронги и начинают купаться в голубой лагуне.
- Neden daha sık ortaya çıkmıyorlar?
Но почему они не показываются? Как вам сказать?
Çıkışı kapatıyorlar.
Нас окружают!
Herkes kafayı bulmuş, dolanıp duruyorlar... ya da Kingsfield'in kıçını yalamaya çalışıyorlar.
Каждый носится как ужаленный... или пытается поцеловать в задницу Kingsfieldа.
Hatırlarsam söylerim. Çiftçilerin kıçına tekmeyi basıp, Arazileri bedavaya satın alıyorlar.
я запомнила бы. затем прибирают все за гроши.
Artık kafatasına kurşun sıkıp, sonra da dışarı çıkaran, kocaman bir hava tabancası kullanıyorlar.
Ну, сейчас они уже так не делают. Теперь у них есть большое пневмо-ружье, Которое выстреливает им в череп большой гвоздь,
Nasıl oluyor da yola çıkıp bunu kanıtlamıyorlar o zaman?
Почему бы им тогда не встать на дороже.
Bütün solucanları çıkardık ve onları rahat bırakıyoruz, kıpırdamıyorlar.
У нас у всех есть черви. Пока их не тревожат - они живут спокойно.
Sıkıcı konuşmalar yüzünden, stajyer papaz tarafından imzalanmış günah çıkarma belgesine balıklama atlıyorlar.
Изначально надо заплатить за то, что хочешь получить. Все они будут бежать к вам, чтобы вы дали им прощенье, подписанное каким-то новичком из Тьюксберри.
İngiliz ve Amerikalıların tahrikleriyle ülkemizde karışıklık çıkarmaya çalışıyorlar.
... и ты заинтересовал иностранных агентов которые сеют хаос в нашей стране, организуют волнения, работают на англичан и американцев...
Hâlâ "sanatın yaraları" hakkındaki aynı sıkıcı tartışmayı yapıyorlar.
Перетирают одни и те же проблемы болтовня о "ранах в искусстве".
Onlar kendi lanet çıkarları için birbirlerine kazık atmıyorlar.
Они хотя бы не жрут друг друга за процент от прибыли.