A cigarette Çeviri Türkçe
3,768 parallel translation
Want a cigarette?
Sigara ister misin?
- Want a cigarette?
- Sigara ister misin?
Did not have a cigarette?
Bir sigara verir misin?
Hey, do you have a cigarette?
- Hayır. Üzgünüm.
Gimme a cigarette, please.
Bir sigara versene.
Who just rolled over and wants a cigarette.
Sonra da yatakta dönüp bir sigara isterim.
It looks more like a sherm stick... a cigarette dipped in formaldehyde.
Daha çok sherm çubuklarından içmişe benziyor. Formaldehite batırılmış bir sigara.
Just, you know, a cigarette and a hot bath.
Sadece sigaramla sıcak bir banyo olsun.
There was a cigarette butt left at the scene.
Olay yerinde bir sigara izmariti varmış.
Offered me 500 bucks to take a cigarette break at midnight.
Gece yarısı sigara molası vermem için 500 papel teklif ettiler.
Of course I'll have a cigarette.
Tabii sigara içerim.
When I first started working here, an eight-year-old Shirley Temple taught me how to roll a cigarette.
Burada çalışamaya ilk başladığım zamanlarda sekiz yaşındaki Shirley Temple bana nasıl sigara sarılacağını öğretmişti.
Give me a cigarette. No.
Sigara istiyorum ver
Did you know you can make an ashtray using only a cigarette and a snitch's forehead?
Bir sigara ve bir ispiyoncunun alnıyla küllük yapabileceğini biliyor muydun?
Hey, didn't you smoke a cigarette?
Hey, sen sigara içmedin mi?
Have a cigarette.
Sigara içsene.
- Have a cigarette.
- Sigara içsene.
Do you have a cigarette, please, Colin?
Sigaran var mı, Colin?
A cigarette?
Sigaradan mı?
Give me a cigarette.
Bana bir sigara verin.
Give me a cigarette.
Bana bir sigara ver.
Kindle me a cigarette.
Bana bi sigara yak
Give me a cigarette.
Bir sigara versene.
Give me a cigarette.
Bana bir sigara ver
- Do you have a cigarette?
- Sigaran var mı?
I said, "You get out of my way." He said, "You're not going anywhere." But he looked up into my face, and he had these piercing blue eyes, a cigarette in his mouth.
Bi yere gitme dedi.. baktı bana ve hiçbişey yoktu
Excuse me. I wonder if you have a... An extra cigarette.
Affedersiniz, fazladan bir sigaranız var mıydı acaba?
I need a cigarette.
Sigara içmem lazım.
Do you have a cigarette?
Bir sigaranız var mı?
I do want a cigarette, though.
Ama sigaraya devam.
I mean she was standing at the door and smoking a cigarette.
Demek istediğim şu ki koridorda dikilmiş sigara içiyordu.
Do you have a cigarette?
Sigaranız var mı peki?
I need a cigarette.
Bir sigara istiyorum.
We lifted this from a cigarette we found at the rub-and-tug... and this from a cigarette we found at Rogan's boat.
Bunu erotik masaj salonunun yanında bulduğumuz bir sigaradan aldık bu ise Rogan'ın teknesinin yanında bulduğumuz sigara izmaritinden.
Tomorrow after lunch I will go to the back alley to have a cigarette..
Yarın öğle yemeğinden sonra sigara içmek için arka tarafa gideceğim.
Do you have a cigarette?
Sigaran var mı?
I've... honestly, I've never had a cigarette in my entire life.
Dürüstçe söylüyorum, hayatımda ağzıma sigara sürmedim.
Do you wanna go outside and have a cigarette?
Dışarı çıkıp sigara içmek ister misin?
I wanted to offer him a cigarette.
Bir sigara verecektim.
She doesn't want a cigarette.
Sigara istemiyor.
She doesn't want a cigarette!
Sigara istemiyor!
Can I have a cigarette?
Bir sigara verir misin?
- May I offer you a light for your cigarette?
- Sigaran için ateş verebilir miyim?
I arrested him a couple months ago for evading sales tax on cigarette sales.
Onu birkaç ay önce sigara satışından vergi kaçırma suçundan tutukladım.
This girl I know did a fucking cigarette smash right in my forearm.
Kolumda sigara söndürdü.
Having a last cigarette.
Son bir sigara içiyorum.
- I want a hash cigarette.
- Ben sarma sigara istiyorum.
- A hash cigarette?
- Sarma sigara mı?
I'm gonna ask you a question, Runkle, and how you answer will determine whether or not I put this cigarette up your asshole.
Sana bir soru sorayım, Runkle. Verdiğin cevap, bu sigarayı götüne sokup sokmayacağımı belirleyecek.
And this morning, I switched the cigarette into a new pack.
Ve bu sabah o sigarayı alıp yeni bir pakete koydum.
He drank and passed out with a lit cigarette.
Sarhoştu ve elindeki sigarayla içi geçmişti.