A walk Çeviri Türkçe
15,666 parallel translation
While Jamie inspected the shipment of port, I went for a walk.
Jamie limandaki sevkiyatı teftiş ederken, ben de yürüyüşe çıktım.
Do you want to go for a walk?
Biraz yürüyüşe çıkmaya ne dersin?
Taking a walk, or reading for Master.
Yürüyüşe çıkar, yahut beyimize kitap okur.
Lets take a walk.
- Biraz yürüyelim hadi.
Put on a fresh shirt, and we'll go for a walk.
Temiz bir tişört giy de gidip biraz yürüyelim hadi.
As I went for a walk
# Buldum kendimi çeşme başında #
Would you like to go for a walk?
Biraz yürüyüşe çıkalım mı?
I was gonna go for a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
Diddy, let's go for a walk.
Diddy, hadi yürüyüşe çıkalım.
I'm just taking a walk.
Yürüyüş yapıyorum.
I needed a walk.
Yürüyüşe ihtiyacım vardı.
You took the dog for a walk. What time did you get home from the walk? - Around 4 : 00.
Köpekle yürüyüşe çıktın rıhtımdan eve saat kaçta döndün?
Christ, just take a walk around the block together.
Sokakta beraber yürüyüş yapsak bile yeter.
I need to take a walk.
Biraz yürümem lazım.
I'm going for a walk, and to prepare lessons.
Yürüyüşe çıkıyorum, ders hazırlayacağım.
You can go for a walk, go to the movies, relax...
Yürüyüşe çıkar, sinemaya gider, rahatlarsınız.
Owen tends to walk with his chin down and plow ahead, like when he comes out between cars in a parking lot
Owen, çenesi aşağıda, karşıya bakmadan yürümeye eğilimli. Örneğin, otoparkta arabaların arasından geçerken ya da yolda karşıdan karşıya geçerken.
A fifth-floor walk-up in Queens.
Queens'te beş katlı küçük bir binaya.
As I walk through the valley of the shadow of death, I take a look at my life and realize there's nothing left.
Ölüm gölgesi vadisinde yürürken, hayatıma göz atıyorum ve hiçbir şeyin kalmadığını fark ediyorum.
Earthers get to walk outside into the light, breathe pure air, look up at a blue sky, and see something that gives them hope.
Dünyalılar dışarı çıkıp güneşte yürüyerek temiz havayı soluyabilir. Mavi gökyüzüne bakarak onlara umut veren bir şeyi görebilirler.
You think a man like Filat Kothari deserves to walk free?
Filat Kothari gibi biri sence elini kolunu sallayarak dolaşmayı hak ediyor mu?
I'm taking this one for a walk.
Şu herifi yürüyüşe çıkarıyorum.
- Hey, take a fuckin'walk.
- Hey, yürüyün.
Your hold on the North will never be secure as long as a Stark can walk through that door.
O kapıdan içeri girecek bir Stark nefes aldığı sürece Kuzey'deki hükmünüz hiçbir zaman güvende olmaz.
I can walk away from this fight if I just sign my name beneath a solemn oath never again to do violence against it.
Hiçbir zaman başkaldırmayacağıma yemin edersem bu savaştan kurtulabilirim.
You know, I got a lot of enemies that would love to walk in this room and put a bullet hole in old Cheddar.
Şu kapıdan girip yaşlı Çedar'ı delik deşik etmek isteyecek bir sürü düşmanım var.
So if I get winded, I'm just going to walk offstage and catch a quick breather.
Eğer sahnede nefesim kesilirse, kulise gidip biraz mola verebilir miyim?
No. You can't just walk offstage in the middle of a number.
Gösterinin ortasında öylece kulise gidemezsin.
If you were to walk on hollow-queens tomorrow night with his head on a fucking stick, you'd be a hero man.
Yarın gece Hollow Queens'e, kafasının saplanmış olduğu bir sopayla gidersen kahraman olursun, dostum.
And you walk around without a scratch.
Tek sıyrık bile almadan etrafta geziyorsun.
Well, it took a lot for you to walk through those doors without your people.
Tek başına buralara gelmen büyük cesaret.
We walk a higher path.
Kutsal bir görev yapıyoruz.
Opálka, you try a slow walk across here.
Opâlka, sen yavaş yürüyerek karşıya geç.
But Mr. Church... he could walk right through her blaze... without so much as a singe.
Ama Bay Church hiç yaralanmadan doğruca o ateşe yürüyebilirdi.
Are you out for a late walk?
Gece yürüyüşüne mi çıktınız?
- That's a long walk.
- Bulanıktı biraz.
Well, Kevin told me what those ladies said to you, and I... I have to say, I sure wish that I could give everybody a spiritual IQ test before they walk in the door.
Kevin o kadınların sana ne dediklerini bana anlattı ve şunu söylemeliyim ki, keşke herkese kapımıza gelmeden önce ruhani bir IQ testi uygulayabilsem.
And now as a free man I walk on the ice.
Ve şimdi buz yolda özgür bir adam.
All in, you could walk away with a grand, maybe two.
Hepsi içinde, binlik ve ya iki binlik ile geri dönebilirsin.
I'm gonna take a little walk, make sure none of our Quint Street pals are waiting around for Nicky.
Quint Sokağı Çocuklarının hiçbirinin, orada Nicky'i beklemediğinden emin olmak için... küçük bir yürüyüşe çıkacağım.
Our plan is to use the metal detectors and the dogs to clear safe pathways to walk you out, but it will take a while.
Planımız metal detektör ve köpekleri kullanarak... temiz ve güvenli bir yol açıp sizi oradan çıkarmak, ama bu biraz uzun dürebilir.
DICK : Walk up to a window, get the food yourself.
Pencereye yürüyüp yemeği kendin al.
If my competitor were drowning, I'd walk over and I'd put a hose right in his mouth.
Eğer rakibim boğuluyorsa, yanına gider ve ağzına bir hortum sokarım.
God forbid a celebrity should do a perp walk.
Aman Allah korusun da ünlünün biri fail olmasın.
♪ Take a little walk to the edge of town
Çeviri : sburcvrne
Three lords walk into a tavern- - a Stark, a Martell, and a Lannister.
Üç lord, bir tavernaya girer. Bir Stark, bir Martell, bir de Lannister.
Prove it. Last one back to the palace has to walk Manx for a month.
Saraya en son varan bir ay boyunca Manx'i yürüyüşe çıkaracak.
A child shouldn't be left to walk through life alone.
Bir çocuk hayatı tek başına göğüslememeli.
I just want to walk a little with you, Anna.
Seninle biraz yürümek istiyorum, Anna.
You wanna go for a walk?
Biraz yürümek ister misin?
Just go for a walk.
Sadece git.
walker 650
walking 227
walk 623
walkie 31
walkers 26
walked 33
walk this way 26
walk of shame 20
walking around 36
walk it off 50
walking 227
walk 623
walkie 31
walkers 26
walked 33
walk this way 26
walk of shame 20
walking around 36
walk it off 50
walking away 24
walk me home 20
walk with me 270
walk me through it 23
walk faster 16
walk on 114
walk away 451
walk around 19
walk straight 19
walked out 17
walk me home 20
walk with me 270
walk me through it 23
walk faster 16
walk on 114
walk away 451
walk around 19
walk straight 19
walked out 17