Above all else Çeviri Türkçe
254 parallel translation
But above all else, we must separate Anastasia from Ivan.
Ama hepsinden önce Anastasia'yı Ivan'dan ayırmalıyız.
And Nuremberg above all else
Ve hepsinden ziyade Nuremberg.
He put the welfare of this road above all else, even above self.
Kendisi ve her şeyden önce bu demiryolunun geleceğini düşündü.
Their literary heritage is not what they treasure above all else.
Edebi miras, fazla önem verdikleri bir konu değil.
But when danger threatens, it is a king's duty... to put the welfare of his subjects above all else.
Ancak tehlike başgösterdiği zaman bir kralın görevi, verdiği kişisel hükümleri bir kenara bırakmak olmalıdır.
For if men do not think, read, talk to each other, above all else, talk, they are no longer men.
Eğer insanoğlu hırsını bir yana bırakıp... birbirleri ile konuşursa... Her şeyden önemli olan şey : konuşmak. Onlar artık insanoğlu değildir.
Above all else.
Her şeyin ötesinde.
Above all else, a god needs compassion!
Herkesten öte, bir tanrının merhametli olması gerekir.
I'm calling for men who are fighters, who are ready for anything, but above all else, who'll obey.
Ben her şeye hazırlıklı, dövüşmesini bilen adamlar istiyorum,... ama en önemlisi, sözümü dinleyecek adamlar...
But when danger threatens, it is a king s duty to put his subjects above all else. That is why we summoned you here.
Ancak tehlike başgösterdiği zaman bir kralın görevi, verdiği kişisel hükümleri bir kenara bırakmak olmalıdır.
In that we place above all else, our allegiance and loyalty to our most gracious sovereign.
O da, alicenap hükümdarımıza bağlılık ve sadakatimizi her şeyin üstünde tutmamız.
You are a modern man, civilized above all else
Sen modern bir adamsın, her şeyden önce uygar.
And the labour camps - where men, good communists, old fighters, men who believed in the dignity of man above all else, were used as draught animals to pull logs on frozen feet.
Ve çalışma kamplarında insanlar, iyi komünistler, eski partizanlar insan haysiyetinin her şeyden üstün olduğuna inanan insanlar buz gibi ayakları üzerinde ağaç kütükleri çeken yük hayvanları gibi çalıştırıldı.
If you still cherish her above all else- -
Herşeyden önce, onu hala seviyorsanız...
An isolated house in the woods, at the witching hour of midnight, in a cellar full of this marvelous wine, and above all else, in the company of two very charming ladies.
Ormanda tecrit bir ev, saat tam gece yarısı, bu fevkalade şarapla dolu bir mahzen, her şeyden de ötesi, iki çekici bayanın arkadaşlığı.
But I've always put the good of the Empire above all else.
Ama İmparatorluğun çıkarını her şeyin üstünde tuttum.
Not only was he a model police officer... a brilliant detective... admired and respected by his fellow officers... and all those who were fortunate enough... enough... enough to know him... he was above all else... a modest man.
Sadece örnek bir polis müfettişi değil... zeki bir dedektif... tüm arkadaşları tarafından saygıyla anılan ve takdir edilen birisi... ve tüm bunlara rağmen onu yeterince... yeterince... yeterince tanıyanlar bilirki.. o daha ziyade çok... alçakgönüllü biriydi.
I was raised and educated to prize truth above all else.
Bana gerçeği her şeyin üzerinde tutmam öğretildi.
Do not forget that you have loyalty to Starfleet above all else.
Her şeyden önce Yıldızfilosu'na sadık olduğunu unutma.
Oh, let me stress one thing above all else.
Bir şeyi vurgulamama izin verin.
Klingons regard honour above all else.
Klingonlar onuru, her şeyden üstün tutarlar.
My species respects life above all else.
Türüm hayatı her şeyden üstün tutar.
"Loyalty above all else, except honour."
"Sadakat, şereften başka herşeyin üzerindedir."
LOYALTY ABOVE ALL ELSE, EXCEPT HONOUR
SADAKAT HERŞEYİN ÜZERİNDEDİR, ŞEREF HARİÇ.
I think if there's one thing I've learned above all else is that I can never be sure about anything ever again.
Aslında, herşeyden daha iyi öğrendiğim birşey varsa o da, bir daha hiçbirşeyden emin olamayacağımdır.
After years of thinking literature to be above all else, perhaps a new dominant ego might start to guide your soul, to demonstrate that there are even more important matters.
Yıllar boyunca edebiyatı her şeyin üstünde tuttuktan sonra belki yeni bir ego ruhunuzu yöneterek sizi başka önemli konulara yöneltebilir.
It's said the Sky Spirits honored the land above all else.
Göksel Ruhlar için, onur verici bir şey olmalı.
But to play great defense, you need one thing above all else.
Ama defans yapmak için herşeyden önemli tek bir şeye ihtiyacınız var.
The prince, like any other thief, will fear theft above all else.
Prens, diğer hırsızlar gibi, herşeyden çok başka hrsızlıklardan korkacak.
However, one day your intuition will faiI, and you will finally understand that logic is primary above all else.
Ne var ki bir gün içgüdüleriniz yanılacak, ve mantığın herşeyin üstünde olduğunu anlayacaksınız.
What you have to understand about Eleanor... is that she cherished above all else... a room to call her own.
Eleanor hakkında bilmeniz gereken bir şey varsa,.. ... hiç bir şeye, sadece kendisine ait bir odadan daha fazla değer vermediğidir.
The ship and its mission, whatever it happens to be must be protected above all else.
Ne olursa olsun, geminiz ve göreviniz her şeyin üzerindedir.
Qali values her life above all else.
Qali hayatını herşeyin üstünde tutar.
"Because I want to be the best human being I can possibly be," "and I want to be honest above all else."
"Çünkü olabileceğim en iyi insan olmak istiyorum, ve her şeyden öte dürüst olmak istiyorum."
They valued freedom above all else and, when treaty after treaty had been broken by army and government thunder that rolls in the mountains who was also called Chief Joseph began a desperate struggle for survival.
Özgürlüğe her şeyden çok değer verirlerdi. Ve ordu ve hükümet tarafından yapılmış olan tüm anlaşmalar ihlal edilince, Şef Joseph adıyla da bilinen, dağlarda hüküm süren kasırga hayatta kalmak için çaresiz bir mücadeleye başladı.
He's a man who loves his family above all else.
Her şeyden önce ailesini çok seven biri.
You shall wear it above all else.
Sen her şeyde takmak zorundasın.
"l hereby declare to, above all else, protect and serve the welfare of each student in this district to the best of my ability."
"Yeteneğim elverdiği ölçüde her şeyin üstünde, bu bölgedeki her öğrencinin iyiliğine hizmet edeceğimi ve koruyacağımı beyan ederim."
Clearly they seek military assistance above all else.
Özellikle askeri destek arıyorlar, herşeyden önce.
And nine nine rings were gifted to the race of Men who, above all else, desire power.
Ve Dokuz Dokuz Yüzük, İnsan Irkına Bahşedildi... Diğer Hepsinden Çok Güç ve Hükmetmek İsteyenlere.
For the Ring yearns above all else to return to the hand of its master.
Yüzük Efendisi'ni Özledi... Ona Geri Dönmeye Çalışıyor.
She told me to please you above all else.
Herkesten çok sizi memnun etmemi söyledi.
Being able to place your heart above all else.
Her şeyden önce sevdiklerini düşünmene.
Then I think of all the good things that have happened to me... and one thing stands out above everything else.
Sonra anladım ki talih biraz yüzüme gülmeye başladı... ve bir şey daha farkettim..
Who else would soar above the view of men and keep us all in servile fearfulness?
Yoksa insanüstü yüceliklere ulaşıp bir köle korkaklığı içinde yaşatır bizi.
And so all else above
# Ne olursa olsun...
If not we, who represent individuality and art who else should, can and must rise above all that happens in the world?
Eğer layık değilsek, bireyi ve sanatı başka kim temsil edecek? dünyada tüm bu olanların üstüne başka kim çıkmalı, çıkabilir?
You may find all else above
" You may find all else above
" And so all else above
" And so all else above
"Above all else, no longer think..."
Bunlardan başka, artık düşünmek istemiyorum...
Eleanor once told me... that above all else...
Eleanor bir keresinde,..