English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / Advising

Advising Çeviri Türkçe

369 parallel translation
( Police memo advising everyone to commit inconspicuous searches for anything related to a letter the murderer wrote to a local paper - the'Städtische Kurier'- such as an old wooden table used as rest to write the letter,
Katilin'Städtische Kurier'isimli yerel gazeteye yolladığı mektupla ilgili.. .. gözden kaçmış olabilecek her şeyin araştırılmasını tavsiye eden polis notu. Mektubu yazmak için kullanılmış olabilecek eski tahta..
You're going without advising the admiral?
amiralden izin almadan hareket ediyorsunuz kaptan?
I'm afraid I was unwise in advising her to take Harry back after they'd separated.
Korkarım ki, ona ayrıldıktan sonra Harry'le barışması için akılsızca bir tavsiye verdim.
I was advising a client.
- Müvekkile görüşümü bildiriyordum.
A well-wishing friend advising me to sell the Golden Fleece as quickly as possible.
Bir dostumuz, en kısa zamanda Altın Post'u satmamızı öneriyor.
I'm not advising cruelty or brutality with no purpose.
Amaçsız zulüm ya da vahşet öğütlemiyorum.
That the gods send us written messages advising us on each small move we make?
Yapacağımız her küçük hamleyi ve tavsiyelerini bizlere yazılı mesajlar halinde göndermeleri mi?
I wrote, advising her to abstain from meddling in the affairs of state.
Ona bir mektup yazarak devlet işlerine karışmamasını tavsiye ettim.
This is Julian Wall advising you that the final shipment of X4 has arrived exactly on schedule.
Ben Julian Wall son X4 nakliyatının planlandığı gibi gerçekleştirildiğini haber veriyorum.
Listen, I'm advising you all to leave.
Dinleyin, size buradan ayrılmanızı öneriyorum.
And soon, one day, he'll be ruling Germany and I will be his right hand advising him, helping him to make decisions, being looked up to by millions of people.
Yakında, bir gün, Almanya'ya hükmedecek... ve bende ona öğüt veren... kararlarında yardımcı olan, milyonların hayran olduğu sağ kolu olacağım.
When this emergency first began, radio and television was advising people to stay inside, behind locked doors, for safety. Well, that situation has now changed.
Bu gerçeğin farkına varılmadan önce, radyo ve televizyonlar halka, kapalı bir yerde kalması ve evlerinden dışarı çıkmama uyarısı yapıyordu.
I don't need any fool advising me.
Bunu danışacak kadar aptal değilim.
Are you advising me Captain? Me?
- tavsiye mi ediyorsunuz, Yüzbaşı.
in summary, is advising that I live in the ambiguity of rubbish.
Sonuçta, onun tavsiyesi bu. Kararsız kalmamak için.
There's action, adventure, advising and you'll see the war first hand.
Hareket, macera ve danışmanlık var ve savaşı doğrudan göreceksin.
Are you advising me to give my rights away?
Bana yetkilerimden vazgeçmemi mi tavsiye ediyorsun?
I am advising you to stop a hopeless war.
Size, ümitsiz bir savaşı sona erdirmenizi tavsiye ediyorum.
What sort of development would he be advising on?
Onlar ne geliştirmeye gelebilirler?
Its advising one was the implacable and smart Andrei Zhdanov, the leader of the Party Communist in Leningrad.
Yardımcısı katı ve becerikli biri olan Leningrad Komünist Partisi'nin başkanı Andrei Zhdanov'du.
This tragedy is little more than a week old and already three- - three, mark you- - sets of parents have written advising me that their daughters will not be here next term.
Bu trajedi olalı daha bir hafta oldu... ve şimdiden 3 çift aile... bana kızlarının bir sonraki dönem devam etmeyeceğini bildirdi.
I wouldn't dream of advising you on such matters.
Bu konularda sana tavsiyede bulunmayı aklımdan geçirmem.
An anonymous message advising us of another murder.
Başka bir cinayet için anonim bir mesajla uyarıldık.
You may take it that they'll be advising the PM to simplify the administration of government.
Hükümetin idaresini Başbakana direkt yollarla tavsiye vererek yaparlar.
He wound up advising this young Romeo... if you can't stomach old Juliet's face, stick a flag over it... and shoot for Old Glory.
Sonunda bu genç Romeo'ya öğütledi ki yaşlı Juliet'in yüzünü miden kaldırmıyorsa, üstüne bir bayrak ört Amerikan Bayrağı için atışını yap.
The State Department is advising Americans to leave Italy, I told you.
Vatandaşlık bürosu, Amerikan vatandaşlarının İtalya'dan ayrılmasını istiyor.
You've sent optimistic reports to the president advising all-out assistance.
Başkana, çok yerinde tavsiyelerinizin de olduğu olumlu raporlar gönderdiniz.
Is the house in the habit of advising the player?
Dağıtanın oyuncuya tavsiyede bulunma alışkanlığı var mı?
We'll have an NERA task-force advising each county agricultural cooperative.
Her bir yerel zirai kooperatiften tavsiye alacak... bir hizmet birimimiz olacak. Hizmet birimi mi?
That's what they're advising people to do.
İnsanlara bunu tavsiye ediyorlar.
Yesterday, near the front gate, I found the calling card that he left, a coded sign advising his fellow travelers of a charitable welcome.
Dün ön kapının yakınlarında zeminde gezgin arkadaşı için hazırladığı iyi niyet göstergesi olan hoş geldin yazısını buldum.
You keep on advising him like you're doing.
Sana yapılan şeyleri yapmasını öğütlüyorsun ona.
Received a letter advising arrival today.
Bugün buraya geleceğini haber veren bir mektup almıştı.
So, who is advising Govorshin on England, apart from ourselves?
Öyleyse Govorshin'e, İngiltere hususunda bizim dışımızda akıl veren kim?
Advising you to stop your attack.
Sana saldırını durdurmanı tavsiye ediyorum.
I am following his studies..... and I am advising him the right way.
Ben kendisine sadece eğitiminde yardımcı oldum ve elimden geldiğince onu doğru yolda tutmaya çalıştım.
1 2 years ago, Kyle Riker was a civilian strategist advising Starfleet in its conflict with the Tholians.
12 yıl önce Kyle Riker, Tholianlarla yaşanan anlaşmazlıkta... Yıldızfilosuna önerilerde bulunan sivil bir stratejistti.
I'VE BEEN THINKING OF ADVISING THIS MAN TO GET INVOLVED WITH YOU,
Bu adama sizinle ilgilenmesi için tavsiyede bulunmayı düşünüyordum,
Lay in a new course for Tau Alpha C and send a subspace message advising them of our arrival. Acknowledged.
Tau Alpha C'ye yeni bir rota çiz ve bir alt uzay mesajı ile varış zamamızı bildir.
Officials of Civil Defense are advising voluntary evacuation of the Berry Islands.
Sivil Savunma Görevlileri, Berry Adası'nda gönüllü tahliye çalışması öneriyor.
And by advising the Chief Clerk of your unpunctuality it's certainly not my position that's being compromised, if that's what you're implying.
Geçikmenizi büro şefine bildirmem gerekir... ki bu durum benim durumumu tehlikeye atmaz İma ettiğiniz risk ise...
Roger, as my lawyer, you're advising me to bribe a police officer?
Roger, avukatım olarak bana bir polis memuruna rüşvet vermemi mi öneriyorsun?
I'm advising you to donate to the son of a bitch's favourite charity.
Gözde orospu çocukları kurumuna sadaka vermeni öneriyorum.
I'm sorry I assigned him before advising you. I guess I dropped the ball.
Sana danışmadan onu görevlendirdiğim için özür dilerim. Sanırım dikkatsiz davrandım.
No. I was advising Cousin Amos to address his sermons to a wider audience.
Kuzen Amos'a vaazlarını daha geniş bir kitleye vermesini tavsiye ediyordum.
She's been advising'me on the refurbishment of my establishment.
Kadromu yenilememi tavsiye etti.
You'll drop by my office later on. I have a list of students you'll be advising.
Danışmanı olacağınız çocukların listesi bende.
"Advising"?
Danışman mı?
Can I ask when I'm supposed to be doing this advising?
Ne zamanlar danışmanlık yapmam gerekiyor?
Mrs Musgrove's forever advising me on the care of little Charles and Walter.
Bayan Musgrove sürekli oğlanlara nasıl bakacağıma dair öğüt veriyor.
- No, I'm advising you.
- Bana mani mi olacaksınız?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]