Alien Çeviri Türkçe
7,519 parallel translation
Well, I just think that if a super intelligent powerful alien race arrives, we should be prepared.
Sadece diyorum ki, süper zeki ve güçlü bir uzaylı ırkı gelirse hazırlıklı olmalıyız.
I will absolutely sell out the human race to our new alien overlords.
Yeni uzaylı efendilerimiz için herhalde insan ırkını satarım.
Alien chic.
Uzaylı Şıklığı.
Alien Chic.
Uzaylı Şıklığı.
Did you make samples of Alien Chic?
Uzaylı Şıklığından örnekler yaptın mı?
That is alien to my view.
Bu benim görüşüme aykırı.
I'm a little alien!
Ben küçük bir uzaylıyım.
They moved us into a giant dome and made it look like an alien planet.
Bizi büyük bir alana taşıdılar ve bunu uzaylı gezegeni gibi gösteriyorlar.
And how are we to navigate the waters when they are so alien?
O sular bize bu denli yabancıyken gemimizi nasıl yüzdürebiliriz ki?
I probably look like Sigourney Weaver - in that movie with the alien.
Muhtemelen Sigourney Weaver'ın uzaylıyla çektiği filmdeki gibi görünüyorum.
- Do you mean "Alien"?
"Yaratık" ı mı kastediyorsun?
Willy said he saw green alien guys when he was tripping on your shit.
Willy senin malınla uçarken yeşil uzaylılar görmüş
Now these crazy alien jerks are gonna snatch'em all up and steal the wishes that should be ours!
Şimdi bu uzaylı piçleri bize ait olan bütün dilekleri çalacak!
Uh, then a wormhole opens, and whisks me millions of years into the future where my towering intellect is used to save the last remnants of mankind from a predatory alien race.
Sonra bir solucan deliği açılıp beni milyonlarca yıl sonraki geleceğe çekerdi. Gelecekte büyük aklım avcı bir yaratık ırkından insanoğlunundan son kalanları kurtarmış.
Yeah. Well, they're looking to include a message from Earth in case one of them is encountered by alien life.
Birisi uzaylılarla karşılaşırsa diye Dünya'dan bir mesaj ekliyorlarmış.
Oh. When I encountered alien life, I-I discovered that the key thing was not to sit in its spot.
Ben uzaylıyla ilk karşılaşmamda asıl önemli olanın yerine oturmamak olduğunu keşfettim.
All right, you can't breathe our air without an inhaler, he's allergic to Earth nuts, but I'm the alien.
Tamam. Astım ilacın olmadan havamızı soluyamıyorsun Howard'ın da yer fıstığına alerjisi var ama yine de uzaylı olan ben oluyorum.
It's more like a warning. This message was sent to us by a friendly alien race known as Antarians.
Mesaj dost uzaylı ırkı olan Antarianlar tarafından gönderildi.
Could this be first contact with an alien race?
Bu uzaylılarla ilk iletişimimiz olabilir mi?
I've seen better alien technology at Comi-Con.
- Comic Con'da bile daha iyi uzaylı teknolojisi gördüm.
You're here to talk. At approximately 23 : 00 hours, you not only managed to crash an alien spacecraft, but you also commandeered a highly classified weapon system.
Saat 23 : 00'da sadece bir uzaylı gemisi vurmakla kalmadınız aynı zamanda yüksek teknolojili silahları kullandınız.
In less than five days, an alien warrior will arrive to do battle with whoever is wearing this suit.
Beş günden az bir sürede, uzaylı savaşçı bu kostüm sahibiyle savaşmaya gelecek...
Gentlemen, this is not a game. This alien species, the Worg, they're called, they're on a crusade to eradicate any race they deem weak.
Bu uzaylı ırkı worglar, zayıf gördükleri her gezegene saldırırlar.
That's what I named us when we got our badass alien gadgets.
Uzaylı araçlarını aldığımızda bize böyle dedim. Lazer'i yanlış yazmışsın.
More alien stuff.
Daha çok uzaylı şeyi...
Now! Guys, if this countdown is correct, this alien Worgle thing is gonna be here in two days!
Beyler, eğer bu geri sayım doğruysa, bu uzaylı Worg, iki gün içinde burada olacak demektir.
We need to try fighting this alien first, before we launch a nuclear weapon that just kills millions of people!
Milyonlarca insanı öldürecek nükleer silahı atmadan önce.
What you do that for, you bellhead! To kill the alien bug thing that was making my girlfriend like my ex-girlfriends!
Eski sevgilim olan sevgilimi kurtarıp o uzaylı şeyi öldürmek için.
No time to explain! You were possessed by an alien probe, and now we're being chased by four soldiers who also appear to have been possessed in the same way!
Uzaylı paraziti tarafından ele geçirildin, ve arkadaki askerler de öyleler.
Yeah. But you also broke out of the space, and you took out four soldiers with alien technology.
Evet... aynı zamanda buradan kaçıp uzaylı teknolojisiyle 4 askeri de etkisiz hale getirdiniz.
Celebrations are breaking out across the globe... as the alien mothership appears to have vanished.
Uzaylı ana gemisinin yok olduğu haberi, dünyada sevinçle karşılandı.
You hijack an alien ship, fly a one-way ticket to the Moon, get lost somewhere up there in the void of the galaxy, and you still won't die.
Uzaylı gemisi alıyorsun altına, uzaya tek yön bilet alıyorsun sonsuz boşlukta kayboluyorsun ama yine ölmüyorsun.
It's us and then just one alien.
Biz ve sadece bir adet uzaylı.
Disgusting alien!
Seni iğrenç uzaylı!
The alien strikes back!
Uzaylı intikam için döndü!
Mostly about my alien abduction.
Uzaylılar tarafından kaçırılmayla alakalı.
It's an alien ship.
Bu bir uzay gemisi.
Why would an alien come here?
Neden uzaylılar buraya gelsin?
It looks like our alien could be a she.
Görünüşe göre uzaylımız dişi.
- It's an alien!
- Bir uzaylı.
I'm the one that killed your alien-ass baby!
Senin o uzaylı bebeğini öldüren benim!
- Mayor Hayes, we don't do something soon, we're gonna have another Alien Panic of'95 on our hands.
Başkan Hayes, bir şey yapmazsak 95'teki uzaylı paniğinin bir benzeri yaşanacak.
It's like an alien abducted my kid and stuck in a maturity chip.
Uzaylılar tarafından kaçırılıp olgunluk çipi yerleştirilmiş gibiydi.
Mr. President, I believe we are facing something that can only be classified as alien, sir.
Sayın Başkan, karşı karşıya olduğumuz şeyin uzaylı olarak tanımlanabileceğine inanıyorum, efendim.
Supermarket tabloids love Hannibal Lecter more than alien abductions.
Süpermarket gazeteleri Hannibal Lecter'ı uzaylı kaçırmalarından daha çok seviyor.
Maybe it's time to go public with everything... the meltdown, the rock, the alien manipulating our children.
Belki de her şeyi basına açıklamanın zamanı geldi. Nükleer erimeyi, kayayı uzaylının çocuklarımızı kullandığını.
He said the alien wasn't out there.
Uzaylının orada olmadığını söyledi.
She turned into an alien?
Uzaylıya falan mı dönüşmüş?
Greetings to you, gross alien whose planet I don't know the name of.
Sanada merhaba, adını bilmediğim gezegenden gelen iğrenç uzaylı.
The alien told us.
- Ne uzaylısı?
What alien?
- Antartikalı.