English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / All scream

All scream Çeviri Türkçe

331 parallel translation
He'd go a whole lot faster if we all scream for the Police.
Hepimiz birden "polis" diye çığlık atarsak kaçabilir.
That's why they didn't want him to come out and plunk the guitar with his teeth... shake his long process, come near the edge of the stage... and lick his tongue at the girls,'cause they'd all scream.
Bu yüzden gitarını dişleriyle çalmasını... saçlarını savurmasını, sahnenin kenarına gelip... kızlara dilini göstermesini istemiyorlardı.
I scream-a, you scream-a, we all scream-a for ice cream-a.
Ben çığlık atıyorum, sen çığlık atıyorsun, hepimiz çıldırmak için çığlık atıyoruz.
I scream, you scream, we all scream for ice cream.
Ben çığlık atıyorum, sen çığlık atıyorsun, hepimiz çıldırmak için çığlık atıyoruz.
- I scream, you scream, we all scream for ice cream.
Ben çığlık atıyorum, sen çığlık atıyorsun, hepimiz çıldırmak için çığlık atıyoruz.
I scream, we all scream, we all scream for ice cream.
Ben çığlık atıyorum, sen çığlık atıyorsun, hepimiz çıldırmak için çığlık atıyoruz.
- We all scream for ice cream.
- Hepimiz çıldırmak için çığlık atıyoruz.
And they'd all scream when he came on the screen.
Derken Elvis ortaya çıkardı, millet kendini yırtardı.
"I scream, you scream. We all scream for ice cream." - Great.
Ben bayılırım, sen bayılırsın, dondurmaya hepimiz bayılırız.
All right, scream.
İyi, at o zaman.
I force my way into your car and tear my clothes and scream, and after all, you have to protect your career, so you pay.
Arabanıza zorla girerim, elbisem yırtıIır ve çığIık atarım, Ve sonunda kariyerinizi korumak zorunda olduğunuzdan para verirsiniz.
- He did nothing but scream all night.
- Gece boyunca bağırmaktan başka bir şey yapmadı.
You didn't hear that scream, but it'll ring in your brain through all eternity.
O çığlığı duymadın ama sonsuza dek kafanın içinde yankılanacak.
- When I think what I've gone through... trying to find a girl who all the time was in your desk drawer, I could scream.
- Bunca zaman resmi çekmecende duran bir kızı bulmak için ne kadar uğraştığımı düşündükçe, delirebilirim.
She wouldn't scream at all.
O hiç çığlık atamaz.
But I knew she couldn't scream, and about The Tingler and all.
Fakat onun çığlık atamayacağını biliyordum, ve Ürperteç ve her şeyi.
We were asleep when all of a sudden we heard him scream.
Uykudaydık, birdenbire onun çığlığını duyduk.
And now, dear little lady, be reasonable, and above all, don't scream.
Şimdi, genç bayan, mantıklı olun ve her şeyden öte çığlık atmayın.
I'll scream all I want.
- İstediğim kadar bağırırım.
If I scream you will all die.
Eğer bağırırsam hepiniz ölürsünüz.
It's a scream I want, a howl, for all the people... locked up in that factory-prison all day long... locked up in that military prison.
İstediğim, o hapishane gibi fabrikada o askeri hapishanede tüm gün kilit altında tutulan tüm insanlar için bir çığlık, bir haykırış.
It's because right now nobody want to hear a scream... and because the people... on top want to keep the others from hearing it, for fear that they'd all... start screaming together!
Çünkü şu anda kimse bir çığlık duymak istemiyor ve tepedeki insanlar diğerlerinin duymasını engellemek istiyorlar. Çünkü onlar da hep birlikte haykırmaya başlamaktan korkuyorlar!
Above all, do not scream...
Her şeyden önce, bağırma...
First of all, I heard a scream.
Her şeyden önce, çığlık duydum.
For three nights, general, and all that without a single scream.
Tam üç gecedir general. Ve tek bir çığlık bile atmadı.
All of a sudden, I heard Paula scream out :
O anda Paula'nın haykırdığını duydum :
And I scream all the way from Tucson to L.A.
Ve Tucson'dan Los Angeles'e kadar çığlık atıyorum.
All people ever do is scream at me and try to hurt me.
İnsanların tek yaptığı bana bağırmak 361 00 : 29 : 22,241 - - 00 : 29 : 24,209 ve beni incitmeye çalışmak.
And kill all the effects except for the scream.
Bütün efektleri kes, sadece çığlık kalsın.
Scream all you want. I'll help you.
İstediğin kadar bağır. Sana ben yardım edeceğim.
Hundreds of lost dogs that scream to death all night long...
Kendini kaybetmiş yüzlerce köpek gece boyunca avazı çıktığınca bağırıyor...
Is that all you Italians know how to do, scream and hit?
Siz İtalyanların yapmayı bildiği tek şey bağırmak ve vurmak mı?
I don't like to go to these packed movie houses at night where they fill the theater with all the secretaries from the film company and all the secretaries'second cousins because they want the audience to scream and yell.
Geceleri filmi yapanlar ve çalışanların tanıdıklarıyla dolup taşan sinemalara gitmeyi sevmiyorum çünkü seyirciler çığlıklar atıyor, bağırıyorlar.
So between Mamma, Roberto, and Alfredo, we yell and scream all day long.
Annem, Roberto ve Alfredo arasında, bütün gün bağırıp, çığlık atıyoruz.
Scream all you want.
İstediğin kadar bağır.
All I have to do is scream.
Tek yapmam gereken bağırmak.
I had hardly gone any distance at all when I heard a terrible scream.
O korkunç çığlığı duduğumda çok fazla gitmemiştim aslında,
Scream all you want.
- İstediğin kadar bağır. Faydası olmaz. En fazla ikimizin de başını ağrıtırsın.
When the elephants came by, he would scream curses at them blaming them for all the ills of society.
Filler çıktığı zaman, onlara bağırır, küfreder onları toplumun tüm hastalıklarından sorumlu tutardı.
Scream like you've never heard in all your life.
Hayatınızda daha önce duymadığınız şekilde çığlık atıyordu.
I know I'm better than what I've been doing all these years, walking around in fuck-me pumps and a tank top, waiting till it was time to scream.
Yıllardan beri yaptığım işlerden daha iyi olduğumu biliyorum. Hep canavarlı ve yaratıklı filmlerde oynadım.
All right, so you can't scream at him, but after all he's done... you should still kind of stick it to him.
Pekala, o zaman bağıramayacaksın, ama tüm bu yaptıkları için hala ona sokabilirsin.
- So you scream all you want.
- Yani istediğin kadar çığlık atabilirsin.
It all began with a scream over 9-1-1 and ended in a bloodbath that has rocked the town of Woodsboro all played out here in this peaceful farmhouse far from the crimes and the sirens of the larger cities that its residents had fled.
Bütün bunlar bir korku filmine benziyor. Hikaye yardım hattına gelen bir çığlıkla başladı. Woodsboro kasabasını kana bulayan cinayetlerle sürdü.
One scream, that's all!
Küçücük bir çığlık, hepsi bu!
You scream all you want!
İstediğin kadar bağırabilirsin!
You can yell and scream all you want.
İstediğin kadar bağırabilirsin.
- When I think what I've gone through trying to find a girl who all the time was in your desk drawer, I could scream.
- Bunca zaman resmi çekmecende duran bir kızı bulmak için ne kadar uğraştığımı düşündükçe, delirebilirim.
All they did was fight. Scream.
Tek yaptıkları kavga etmekti.
Scream all you want.
İstediğin kadar çığlık atabilirsin.
Could be because I don't feel like waiting all night for a guy who may or may not scream.
Şöyle hissettiğim için olabilir mi bütün gece bir adamın bağırıp bağırmayacağını beklemek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]