All women Çeviri Türkçe
4,451 parallel translation
It's just that you called me today without any explanation, all weeping You said that all women are the same and we're just holes
Bugün durduk yere beni arayıp ağlayarak tüm kadınların aynı olduğunu hepimizin birer delikten başka bir şey olmadığımızı söyledin.
That's the fantasy of all women.
Bu her kadının hayalidir.
If that was true, it would be true of all women in the area.
Eğer öyle olsaydı, bu alandaki tüm kadınlar için doğru olurdu.
He vowed to kill all women who lust after handsome men.
Baştan çıkarılan kadın ve erkekleri öldürmek için yemin eder.
To all appearances, he turns women who have had sex back into virgins again.
Dış görünüş itibariyle, seks yapmış kadınları tekrar bakire gibi gösterebiliyor.
I found that so insidious just how he murdered all those women.
Tüm o kadınları öldürme şeklini son derece sinsi buldum.
Who are all these women?
Kim tüm bu kadınlar?
All names of women in Poe's life and work that died.
Poe'nun hayatında ve işinde ölen tüm kadınların isimleri.
Now I know how all those white women must have felt.
Şimdi, tüm beyaz kadınlar, bunu hissetmiş olmalı.
Our Countess, the Count Lee Si Yong's wife, encouraged contributions of gold rings and even gold hairpins, all in the name of supporting the imperial troops, and set up a Patriot Funds Tea Society. ( women's pro-Japanese fundraising social group )
Ayrıca kontesimizin oluşturduğu altın toplama ekibiyle altın yüzüklerini ve takılarını bağışlamaları için halkı teşvik edeceğiz.
Titian, Rubens, all the women, so saftig und heftig.
Titian, Rubens, tüm o kadınlar, şiddetli ve sulu.
For this amendment, for which I have worked all my life and for which countless colored men and women have fought and died and now hundreds of thousands of soldiers...
Hayatım boyunca uğruna mücadele verdiğim bu Anayasa değişikliği, yaşamını kaybeden sayısız zenci erkek, kadın ve şimdi de yüzlerce, binlerce asker için...
Who here among us would like all the women to be naked or semi - naked right now?
Aramızdan kim tüm kadınlarla çıplak olmak ister ya da yarı çıplak, tam şu anda?
Are all these women professionals?
- Bu kadınların hepsi profesyonel mi?
And when she gets pregnant, she's gonna stay hot, because Japanese women carry it all in their bellies.
Hamile kaldığında, hep seksi kalacak. Çünkü Japon kadınları her şeyi karınlarında taşıyorlar.
You're here to ruin my chances with women like you do all the time.
Her zamanki gibi kadınlarla çıkma fırsatımı mahvetmeye geldin.
There are men and women in all those torpedoes, Captain.
O torpillerin hepsinde erkekler ve kadınlar var, Kaptan.
I'd seen - we'd all seen firsthand what they'd done, the children they butchered, women they raped, tortured.
Gördüm... Dolaysız, ne yaptıklarını hepimiz gördük. ... katlettikleri çocukları tecavüz ettikleri, işkence ettikleri kadınları gördük.
- No, but I've left a matchbox in there, and I was hoping all the women here could leave one pubic hair in there.
- Yok ama bir kibrit kutusu bıraktım orda, ve burdaki bütün kızların bir tutam saç bırakmasını umut ediyorum aslında.
Angela, you know about all this shit, and you can give lessons on cleaning and all that women's stuff.
Angela, bunların hepsini sen zaten biliyorsun. Sen de temizlik ve ev işleri dersleri falan verirsin.
All covered in gold and no respect for women... You do not know...
Tek önemsedikleri para, kadınlara saygıları yok sen bilmiyorsun.
Everything you're saying, all this nonsense about dead women and my sister... it's all a lie.
Bütün o söylediklerin, ölü kadınlar ve kız kardeşim hakkındaki o saçmalıklar... Hepsi yalan.
Women in Europe go topless all the time.
Avrupa'daki kadınlar üstsüz dolaşıyor.
I hate women. All they do is cry all the time.
Kadınlardan nefret ederim.
All the women who were face-lifted to death, they can't smile or show pain or emotion, that's a choice?
Ölene kadar, yüzlerini gerdiren kadınların hiç biri, gülümseyemiyor acı ya da duygu sergileyemiyorlarken, bu mu seçim?
What is so extraordinary is the way in which the two women have been either completely forgotten, as though they had no rights here at all, or caricatured, vilified.
SAVAŞ SUÇLARINI İFŞA ETMEK SUÇ DEĞİL ASSANGE'A ÖZGÜRLÜK İnanılmaz olan şey, bu iki kadının sanki hiç hakları yokmuş gibi tamamen unutulmaları ASSANGE İSVEÇ'TE SADAKAT TUZAĞINA DÜŞTÜ ya da karikatürize edilmeleri, lanetlenmeleri.
And I think a lot of the drug stuff where all the women are in jail, I think that's a big part of just trying to take care of your family, you know?
Bence uyuşturucu gibi birçok sebepten hapse düşmüş kadınların yapmaya çalıştıkları tek şey ailelerini korumaktı.
For all the women you are.
İçinizdeki tüm kadınlar için.
89.7 % of all domestic cleaning is performed by women, regardless of their profession.
Meslekleri ne olursa olsun, Ev temizliğinin yüzde 89.7'unu kadınlar yapar.
The problem with most of the women. I meet is that they are all sluts, you know.
Tanıdığım çoğu kadının sorunu hepsinin sürtük olması, anlarsın.
But do not get caught... if even one of our men is caught... only women will be left in all of our homes... only women.
Ama sakın yakalanayım deme! Eğer adamlarımızdan biri yakalanırsa evlerde ancak kadınlarımız kalır. Sadece kadınlar.
All the women look like his ex-wife.
Tüm kadınlar eski eşi gibi görünüyor.
or I could be one man with... six women all to myself.
Seks sadece üremek içindi, fasulyeden bir adam olmak yerine altı kadını olan bir adam olabilirdim.
Behold! All the women of the world... laid out before you, for your viewing pleasure.
Buyurun seyredin dünyanın bütün kadınları güzel keyfinizin uğruna sizden önce yatağa düşecek.
Look, this... this is not your fault, all right? Any of these women could have taken two seconds out of their lives to tell you you were missing something, but they didn't. This is their failure, not yours.
Bak bu senin suçun değil kadınlar bazen bunu yapıyor ama onların suçu bu
- Two, if you fail to sleep with all the women on the tape, you will lose your gained skill and knowledge. - Three, the tape must be returned exactly 30 days from tonight.
2, başarısız olursanız eğer oyun hünerlerini kaybedersiniz
Did you sleep with all the women on the tape? - Look, I don't really want to talk about it with you.
Sorun ne bişey mi oldu
In order to retain your sexual prowess, you have to sleep with all the women on the tape in the order that you saw'em, and you have to return the goddamn tape in 30 days.
Kasete bak ve cinsel olarak tüm kadınlarla olmalısın Ve sen de kaseti 30 gün içinde geri getirmen gerek
Not only will you lose everything you've gained, but all the women you've met, they'll never remember they even met you.
Sen herşeyi kaybetmiş olmamalısın
these women that she knows, they're all at a certain stage of life, and they're all looking for, you know, basically the same things. You know, it's not enough to have a great personality.
karımın tanıdığı bu kadınlar, artık hayatın belli bir aşamasındalarr, ve aslında hepsi de aynı şeyi arıyorlar, sadece büyük bir şahsiyet olmak yetmiyor.
You got all these women crawling all over you.
Peşinde koşan bütün kadınlara sahipsin.
- I don't have women crawling all over me.
- Benim peşimde koşan kadınlar yok.
Um, I was just thinking that these dating websites are mostly used by desperate, middle-aged women... you know, the ones that are all bitter and worried about their biological clocks and whatnot.
Düşünüyordum ki, bu buluşma siteleri orta yaşlı, macerayı seven kadınlar tarafından rağbet görüyor... yani, bir çoğu görmüş, geçirmiş, artık yolun sonuna yaklaştığını sanan tipler.
I've been so lonely here without other young women to entertain me. All day, stuck with these men.
Burada sizin gibi genç kadınlar olmadığından, bütün bu erkeklerin arasında büyük yalnızlık çekiyordum.
By default, even though I don't want to'cause she's the one who has the best taste out of all these women.
Gıyaben, aslında istemiyorum ama, onca kadının içinde tek zevk sahibi olan o.
We women just have to stick together, that's all.
Biz kadınlar bir olmalıyız, o kadar.
Come on, man. I've dated all kinds of women.
Her tür kadınla çıkmışlığım var.
I'm sure that at some point in your lives... all of you women out there... dream of finding the perfect lover.
Eminim bir noktada gerçek hayat... sensiz devam ediyor... mükemmel aşığı bulma hayali.
We've got all the women looking out for her.
Bütün kadınlar onu arıyor.
I mean, they make all other women irrelevant.
Onların yanında başkaları halt etmiş.
all of us women.
Bütün kadınların...