Always has been Çeviri Türkçe
2,152 parallel translation
This chest always has been a problem for me.
Bu sandık da sürekli bana sorun çıkartıyor zaten.
And always has been.
Hep de öyle olmuştur.
Wanted to say Rich is a big fan, Pete. Always has been, and he'd love to show his support.
Tek söylemek istediğim, Rich senin tarafında Pete, hep de öyleydi ve desteğini göstermek istiyor.
The woman is and always has been a control freak.
Kadın hep bir kontrol manyağıydı ve hala da öyle.
Mount Charleston always has been a hot spot for skiers and hikers and...
Charleston Dağı, patencilerin ve yürüyüşçülerin daima gözde bir mekânı olmuştur.
Always has been.
Hep öyle olmuştur.
That place has always been co-ed!
Onlar uzun zaman önce karma eğitime geçti!
Has Frankie always been...
Frankie her zaman...
- Taylor has always been rebellious.
Bu konuda gerçekten yardımına ihtiyacım var.
Well, work has always been busy. It's never been a problem before.
İşin hep yoğundu, bu daha önce hiç sorun olmamıştı.
But it has always been about finding a cure.
Ama her zaman bir tedavi bulmakla ilgiliydi.
Has he always been like this?
Her zaman böyle miydi?
This has always been the holy purpose of the Sisters of the Light.
Bu her zaman için, Işık Rahibelerinin kutsal görevi olmuştur.
You know blue has always been repellent to me, George!
- Yiyeceğin mavi olmaması çok kötü. - Sümbülleri kim getirdi?
Well, I like portraiture, but my real love is, well, has always been nature.
Tanrı'nın doğada yansıdığını düşünürüm.
Of all the women whose delights I have sampled, the one I've wanted most, the Mother Confessor, has always been too dangerous to touch.
Tattığım tüm o leziz kadınlara rağmen en çok bir tanesini istedim Confessor Ana'yı.
So quite how they did this has always been a big mystery. and the best place to see it in action is in the middle of the Pacific.
Bu nedenle, bunu nasıl başardıkları büyük bir muammaydı. Bunun yanıtı, okyanus ve atmosfer arasındaki türbülanslı bağlantıda yatıyor. Ve bunu hareket halindeyken görmek için en iyi yer de Pasifik'in göbeği.
Ted, throughout time there has always been one cutting-edge profession to which hot girls, like Tiffany, have flocked.
Ted, tarih boyunca Tiffany gibi seksi hatunların akın ettiği daima bir tane son teknoloji meslek olmuştur.
Playing honor Saint raven for the past 27 years Has been a privilege and it is always so gratifying
Son 25 yıldır Saint Raven'ı canlandırma gururu beni mutlu etmiş ve şeref vermiştir.
Monga, Since the Ching Dynasty to the Japanese Era has always been the busiest commercial center of Taipei
Monga, Ching Hanedanı'ndan Japon Çağına kadar hep Taipei'nin en yoğun ticaret merkezi olmuştur.
A party crasher always has a personal or professional agenda. Could she have been a hooker?
Bir davetsiz misafirin * her zaman kişisel ya da profosyonel gündemi vardır.
I know Zack had always been very patient with me,.. .. it's me who never appreciated what he has done for me.
Zack'in benimle ne kadar ilgilendiğini biliyorum ama ben, onunla ilgilenmiyorum.
The reconstruction of the temple has always been our Lord's wish.
Yeniden yapılandırma her daim efendimizin isteğiyle oluyor.
Information regarding the mount inostranka facility Has always been on a needtoknow basis.
Inostranka Dağı Tesisi'ne ilişkin bilgileri sadece yetkisi olanlar biliyordu.
Lily has always been one of those people who loves their birthday.
Çocuklar, Lily Teyzeniz doğum günlerine bayılan insanlardan biri olmuştur her zaman.
It has always been thus.
İyiyle kötü bir arada olamaz.
Mom has always been by my side.
Annem hep yanımdaydı.
Light has always been the whole world to me.
Işık her zaman tüm dünyam oldu.
But what they get up to in here has always been a mystery because as soon as scientists turn on a light to see them, their natural behaviour changes.
Fakat burada neler olduğu her zaman bir gizem idi çünkü bilim adamları, görmek için ışık tutar tutmaz doğal davranışları değişiyor. Her akşam, alacakaranlıkta on binlerce yarasa,
Mrs. Simpson, Bart has always been what we educators term a no-goodnik.
Bayan Simpson, Bart her zaman biz eğitimcilerin "işe yaramaz" dediği türden bir öğrenci oldu.
So can I ask you If your father's presence in your house Has always been this challenging?
Peki size babanızın evinize geldiğinden beri durumunun hep aynı olup olmadığını sorsam?
You know how I've always been very anti-Halloween'cause it totally freaks me out to think about eating candy that someone else has touched, right?
Herkesin dokunduğu bir şekeri yemeği düşünmek beni deli eder. Bu yüzden hep ne kadar Cadılar Bayramı karşıtı olduğumu bilirsin değil mi?
But our family has always been celebrating Christmas Eve together.
Biz Noel'i her zaman ailece kutlarız.
It has always been about the ritual. I just have to replace the ritual. And Avery got me this nice tea set, some knitting needles and yarn and a book on sleight-of-hand magic.
İçmek benim için hep bir ritüel olmuştur, bu yüzden bu ritüelin yerine yenisini bulmalıyım ve Avery bana bu çok hoş çay setini, biraz şiş ve yün ve el çabukluğu üstüne bir büyü kitabı aldı.
He has always been that person, and he always will be.
Her zaman o tür bir insandı, bundan sonra da öyle olacak.
One phone call confirmed the obvious... that Serena has always been at the top of the list.
Yaptığımız bir telefon görüşmesi de Serena'nın sürekli listenin zirvesinde olduğunu onayladı.
The Chuck I've known has always been kind and generous, even when he had nothing himself.
Benim tanıdığım Chuck her zaman nazik ve cömertti kendisine ait hiçbir şeyi olmadığında bile.
- This family has always been behind you.
- Bu aile hep senin arkanda durdu.
But do you feel that it has always been about me?
Sen de olanların sebebi olarak hep beni mi gördün?
Ari has always been gracious and lovely, fair and reasonable.
Ari her zaman şefkatli, nazik, adil ve makul biri olmuştur.
Well, Jen, I'd love to help you, but traditionally the role of Entertainments Manager has always been held by a man.
Sana yardım etmeyi çok isterdim, Jen fakat geleneksel olarak eğlence müdürlüğü pozisyonuna her zaman bir erkek oturmuştur.
You see, Shawn, my life's goal has always been to commit the perfect crime.
Görüyorsun, Shawn her zaman hayatımın amacı mükemmel bir suç işlemek olmuştur.
My goal has always been simple...
Amacım her zaman basit olmuştur :
Singing in a choir has always been my dream. But Eirik says I sing like a crow, don't you?
En büyük hayâllerimden biri bir gün koroda şarkı söylemektir ama Eirik sesimin karga gibi olduğunu söylüyor.
The question has always been, " How far will that go?
Hep sorulan soru "Daha ne kadar sürecek?"? Ne zaman sonlanacak?
- Majesty, I think my meaning has been mistaken for I have always held it preposterous for a woman to instruct her Lord.
Majesteleri, sanırım niyetim yanlış anlaşılmış. Çünkü bence, bir kadının Lord'una yol göstermesi akla sığmaz bir davranıştır.
Well I don't know about him but my choice has always been Yale.
Şey, o sizin için ne düşünür bilmiyorum ama benim tercihim hep Yale olmuştur.
My Frying Pan has always been able to absorb fire attacks but now it can also deal with ice!
Kızartma Tavam her zaman ateş saldırılarını emer ama bu sefer buzu emecek!
This place has always been about... being the best you can be.
Burası senin olabileceğin en iyi yer.
Our world has always been full of nightmares.
Dünyamız her zaman kâbuslarla doludur.
Our world has always been full of nightmares, creatures and aliens who want to destroy us.
Dünyamız her zaman kâbuslarla dolu. Yaratıklar ve uzaylılar dünyamızı yok etmek istiyor.
always has 35
has been 20
been 112
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
has been 20
been 112
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
been looking for you 27
been better 48
been waiting long 18
been looking all over for you 26
always 2079
always and forever 43
always alone 22
always ready 22
always remember 37
always a pleasure 163
been better 48
been waiting long 18
been looking all over for you 26
always 2079
always and forever 43
always alone 22
always ready 22
always remember 37
always a pleasure 163