And great Çeviri Türkçe
24,155 parallel translation
So you have many things in common with other great and famous poets, you see.
Yani diğer büyük ve ünlü şairlerle ortak birçok yönün var.
Of all creatures great and cuddly which is the natural predator of the monkey?
Maymunların doğal düşmanı olan en harika ve sevimli hayvan hangisi?
We've traveled a long ways together and fought many battles and won great victories.
Birlikte çok yol katettik, savaşlar verdik ve zaferler kazandık.
We used to joke that we were the In n Out of law firms : great product, better service, and lower prices.
O zamanlar hukuk firmalarının kanunsuz adamı olduğumuza dair şakalar yapardık kaliteli üretim, daha iyi hizmet, ve ekonomik fiyat.
He had a son, and he was a great dad.
Bir oğlu vardı, ve mükemmel bir babaydı.
You know what, all we need now is some clean underwear and we'll be in great shape.
Güzel bir iç çamaşır da bulduk mu tamamdır.
Russia... is a great old empire which demands and deserves respect.
Rusya saygı gösterilmesini talep ve hak eden büyük ve eski bir imparatorluktur.
Two of my great hates in life, fine dining and central London.
Nefret ettiğim iki şey, seçkin restoranlar ve Londra Merkez.
Because it happens on the same day as the opening of Parliament, they've decided to combine events and hold a reception in your honor at the Great Hall.
Parlamentonun açılışıyla aynı güne geliyor. Bu yüzden iki etkinliği birleştirip Büyük Salon'da senin için bir resepsiyon düzenleyeceklermiş.
You're painting the Prime Minister of the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland, and everything that great office represents.
Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'nın Başbakanını ve bu yüce makamın temsil ettiği her şeyin resmini yapıyorsun.
Mr. Sutherland, the artist, and I spoke a great deal during my sittings.
Sanatçı Bay Sutherland ve ben seanslar boyunca oldukça konuştuk.
And I know he will lead the country on to great achievements, but it would be useless to pretend that either he or any of those successors who may one day follow him in office, will ever, for me,
Ülkeyi büyük başarılara taşıyacağından eminim. Ama onun ve ondan sonra makamına geçecek olan herhangi bir selefinin eşimin ve benim de çok şey borçlu olduğumuz ilk başbakanımın yerini doldurabileceğini düşünmek saçma olur.
I just want you to know that you've all had a great year, and despite what happens today,
Sadece şunu bilmenizi istiyorum. Bu yıl hepiniz harikaydınız, ve bugün ne olursa olsun, her birinizle gurur duyuyorum.
And I can tell you, today, that he would trust no one more than my friend and the leader of the great state of Texas, Governor Dean Redding!
Size şöyle diyeyim, bugün, muhteşem Texas eyaletinin lideri ve dostum Vali Dean Redding'ten daha çok güvendiği kimse yoktur!
I have looked inside myself and in front of the people of the great state of Texas.
Kendi içime baktım, ve Texas eyaletinin muhteşem insanlarının önünde,
You're a great salsa dancer, and you don't want to embarrass me.
Çok güzel salsa yapıyorsun ama beni utandırmak istemiyorsun.
I think is pretty great, and I'd like to see more.
Bence çok güzel, ve daha fazlasını görmek istiyorum.
We need to find Clint's last known location. I'll talk to Clint's friends, Lew and Kevin. Great.
Sefalet çekerken bile güzelliğini kaybetmeyen, felaketlerin karşısında bile sevebilen insanoğlu yücelik ve yüksek değerini ancak bu dünyanın krallığında bulabilir.
The Grove has great shops and an apple store!
Grove'da muhteşem dükkanlar var. Bir de elma dükkanı!
So, we take your army onto the great Plain of Endor and take the Hortensians by surprise.
Yani ordunuzu Endor düzlüğüne çıkaracağız ve Hortensiya'yı hazırlıksız yakalacağız.
It's great being the duty officer and first in your squadron, but you can be discharged from this military due to the current state of your feet.
Yoldaşlarınızı seviyorsunuz ve birinci olmak her zaman iyidir. Fakat şu anki durumunuz yüzünden yaralandığınız için sevk edileceksiniz.
The fresh air and water is great.
Temiz hava ve su harika.
It feels great to lie down and get some rest, looking at the sky like this without working.
Buraya uzanıp mavi gökyüzüne bakabiliyorum.
No news is great news between my father and me.
Babamla aramızda iyi haber diye bir şey yoktur.
She's young, she's smart, she's from a good family, and she has a great body.
Genç, zeki biri iyi bir ailesi var ve fiziği de harika.
That's really great, but, um, is it really enough to break and enter in front of our cabbie?
Bu harika, ama taksicinin önünde içeri zorla girmeye yetecek mi bu?
And we are sampling all the great food - in each town as we pass through.
Geçtiğimiz şehirlerdeki tüm güzel yemekleri de tadıyoruz.
I shoot a lot of commercials and you have a great look.
Reklamlar için çok resim çektim ve sizin harika bir görünüşünüz var.
But I know my duty, and I assure you I am ready for the great responsibility that lies before me.
Ama ben görevimin farkındayım ve size temin ederim ki, yüklenen büyük sorumluluğu almaya hazırım.
Hey. Your Aunt Rachel was a great person, and I'm sure your dad was, too.
Halan Rachel harika bir insandı eminim ki baban da öyleydi.
Because I want every Munchkin, every Quadling, every good witch and bad of Oz to know that the great Dorothy Gale can't protect them.
Çünkü her Ufaklık'ın, her Quadling'in, Oz'un bütün iyi ve kötü cadılarının büyük Dorothy Gale'in onları koruyamayacağını bilmelerini istiyorum.
And that's great.
Gerçekten harika.
And that's not going great.
Yavaş, yavaş, ayyaş kadın.
Candace is out with Justin right now being more sexy and I'm sure that's going great.
- Seksi olmaya çalışıyordum!
And you know, uh, what... what they don't know is that there's this great place in Koreatown that has the most...
Ayrıca şey var... Bilmedikleri şey Koreatown'da dünyanın en harika yerinin...
Great, I finally get the room to myself, and now I gotta share it again?
Harika, sonunda oda tam bana kalıyor ve şimdi yine mi paylaşmak zorundayım?
The Zombie Apocalypse, the Rapture, the Ginger Rapture, the Great Floods of'28 and'44.
Zombi Kıyameti, Vurgun Eşcinsel Vurgunu, 2028 ve 2044'deki Büyük Tufan.
I'm feeling great and confident.
Çok iyiyim ve aşırı özgüvenli hissediyorum.
And it would be great if we could access this phone.
Telefonuna da ulaşabilseydik çok iyi olurdu.
That kind of opened my eyes and I realized, my god, for every great Stanford student there is 412 amazingly great, even better students in the world that don't make it to Stanford.
Bu da benim gözlerimi açtı. Şöyle dedim : "Tanrım, dünyada her bir müthiş Stanford öğrencisi için Stanford'a gelemeyen 412 muhteşem, daha iyi öğrenci var."
In those days, the predominant form of technology was a telegraph, that was our main form of communication, and this very, very large flare that happened, that created a brightness change so great that Carrington could actually see it with his eye,
O zamanlar yaygın olan teknoloji, asli iletişim aracımız olan telgrafmış. Ve bu büyük patlama o kadar büyük bir parlaklık farkı yaratmış ki Carrington bunu gözleriyle görebilmiş.
The world will become, for people like you and me, unimaginably ugly, difficult, and... there's great likelihood that I couldn't survive.
Siz ve ben gibi insanlar için dünya inanılmaz derecede zor bir hal alır ve büyük ihtimalle ben hayatta kalamam.
"Alright, thank you very much" and she goes "Wait, wait, I have some great news for you".
"Bekle. Sana güzel haberlerim var." dedi.
robots are nowhere near that point yet and I think it'll be great when we have even as much capability as a cockroach.
Ve bence hamamböceği kadar kapasitemiz olduğunda bile harika olacak.
But we did bring something of great and shining worth.
Ama parıltılı harika bir şey getirdik.
The sigil that appeared on your hand, brought you to Alice- - that was Jane trying to get the ball rolling, trying to get you all together, working fast, and we all know how well that particular great idea worked out, don't we?
Elinde beliren mühür, seni Alice'e götürdü- - topun dönmesini için çabalayan Jane'di hepinizin beraber daha hızlı ilerlemeniz için uğraşıyordu ve hepimiz bu çok özel fikrin ne kadar da işe yaradığını gördük, değil mi?
So above and beyond any of this stuff, it would just be great to see you guys close again because I can tell you love each other.
Bütün bunlar bir yana sizi tekrar bir arada görmek harika olur, çünkü gerçekten birbirinizi sevdiğiniz ortada.
I called the sheriff and the prosecutor and they told me everything was great.
Şerifle savcıyı aradım ve her şey yolunda dediler.
And that you have a great career.
Harika bir kariyerin var.
It turns out David d'amato's father, George, co-founded one of wall street's biggest law firms, d'amato lynch, and David got a really great lawyer.
David D'Amato'nun babası George'un, Wall Street'in en büyük hukuk şirketlerinden biri olan D'Amato Lynch'in ortağı olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden David'in harika bir avukatı vardı.
Great, but you still have the photos that show that he was serving Cooperman a subpoena at the exact time that this guy was getting stabbed and put in my client's trunk.
İyiymiş, ama yine de maktulün bıçaklandığı saatlerde müvekkilimin Bay Cooperman'a mahkeme celbi tebliğ ederkenki fotoğrafları elinizde.
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great song 31
great minds 35
great guy 76
great idea 483
great party 136
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great minds 35
great guy 76
great idea 483
great party 136
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great job today 19
great game 51
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30
great talk 24
great plan 56
great story 54
great game 51
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30
great talk 24
great plan 56
great story 54