And listen to this Çeviri Türkçe
1,006 parallel translation
How long do I have to stay and listen to this worm?
Sayın Hâkim, bu pısırık herifi daha ne kadar dinlemem gerekli?
And listen to this.
Bir de şunu dinle.
Your Honor, do we have to sit here and listen to this?
Sayın Yargıç, bunları dinlemek zorunda mıyız?
And listen to this. The captain of that team is Jesus Christ himself.
Takımın kaptanı da İsa Mesih'in ta kendisi.
I don't have to sit here and listen to this!
Burada oturup bunu dinlemek zorunda değilim!
Your Honor, we can't sit here and listen to this mumbo jumbo.
Sayın Hâkim, burada böylece oturup, bu saçmalıkları dinleyemeyiz.
Dalia, come and listen to this story.
Çok yüksek, bayan. Ana kapıdan dolanacağım.
Justin, do I have to sit here and listen to this crap?
Justin, burada oturup bu saçmalığı dinlemek zorunda mıyım?
And listen to this :
Şunu dinle :
We'll go down and listen to this guy, and if he makes any sense...
Bu adamın yanına gideceğiz ve onu dinleyeceğiz, ve eğer anlarsa...
And listen to this :
Bir de şunu dinleyin :
That means that 20 times a day he opens this box and 20 times a day he has to listen to Ochi Tchornya.
Bu da demektir ki günde 20 defa bu kutu açılacak ve günde 20 defa Ochi Tchornya dinlemek zorunda kalacak.
Listen, you men, you come and eat this supper right now or I'll feed it to the mules.
yoksa katırlara gönderirim.
- Not yet. I listen to myself and not this gossipy.
- Öyle ise beni dinle bir köylüyü değil.
No, listen, when there's one man low and greedy enough to bring sheep onto country like this, others will follow.
Hayır, dinle, hırslı ve alçak birinin bu topraklara koyun getirmesine müsaade edersek, diğerleride onu takip edecektir.
Listen to this, Ma lmport-export means moving the money between here and there
Anlatayım anne. İthalat-ihracat, paranın buradan buraya taşınması demektir.
Listen, as a child I used to complain to my father about not having toys and he would say this is the greatest toy ever created.
Çocukken oyuncağım olmadığı için babama hep şikayet ederdim. Babam bana şunu derdi. Yaratılmış en büyük oyuncak budur.
Listen to this carefully and keep calm.
Bunu dikkatlice dinleyin ve sükunetinizi koruyun.
Listen, Yukiko we have fifteen girls working here under this roof and each of them has parents and siblings to care for
Dinle beni, Yukiko... bu çatı altında yaşayan ve... ailesine, kardeşlerine bakmak zorunda olan on beş kız var.
While I continue my efforts, why don't you listen to this news report on a more reliable product, after which I will naturally and inevitably return to you?
Çabalarımı sürdürürken, daha güvenilir bir ürünle ilgili şu haberi neden dinlemiyorsunuz? Ondan sonra doğal ve zorunlu olarak geri döneceğim.
And we're getting, listen to this in big, round, beautiful figures, $ 1 million.
Alacağımız şey, şunu dinle kocaman, yuvarlak, güzel rakamlar, 1 milyon Dolar.
Listen. For your information, I want you to know that... that I slept in this bed, and alone, because of your little brother Billy.
Dinle. bilmeni isterim ki, bu yatakta yatmamın sebebi, senin küçük kardeşin Billy'dir.
And if you don't listen to me, one of us will move from this house.
Dediklerime kulak vermezsen,... içimizden biri bu evden ayrılacak.
Listen to this, "Lady Sheila, stage-struck adopted daughter of Lord Upward, and bride to be of juvenile lead Bill Hanson, said" - and I quote the quote -
Şunu dinleyin "Leydi Sheila, Lord Upward'un sahne aşığı kızı ve genç baş aktör Bill Hanson'ın eşi dedi ki" - alıntıyı aktarıyorum -
Now, listen to me and let this end it.
Şimdi, beni dinle ve buna bir son verelim.
I want every man to listen, to concentrate and to keep his whole being so alert that this ship will tingle like an animal about to attack.
Her adamın dinleyip, konsantre olup tüm benliğini uyanık tutmasını istiyorum ki bu gemi saldıracak bir hayvan gibi titresin.
Listen, Miguel, to make the kind of money that you make and fight 90 corridas a year, you have to come to places like this.
Dinle Miguel, yılda 90 maça çıkıp kazandığın kadar daha para kazanabilmek için böyle yerlere de gelmen gerekiyor.
When the telegram from the Mexican police arrived I took the effort to come here personally. And I did so not to listen to your opinion, but to clear up this matter.
Telgraf Meksika polisine ulaştığında,... buraya şahsen gelme lûzmu gördüm ve geldim.
In the words of Marcel Proust... and this applies to any woman in the world... if you can stay up and listen with a fair degree of attention to whatever garbage... no matter how stupid it is... that they're coming out with... till 10 minutes past 4 : 00 in the morning, you're in.
Marcel Proust'un dediği gibi,.. ... ki bu, dünyadaki her kadın için geçerlidir,.. ... sabahın dördü on geçesine kadar onların ağzından çıkan her şeyi,..
In truth, Christ They sent from Mississippi, niggers over this fucking part of the country John Kennedy, I say, you sick boy, you listen to the wrong fucking people and they say people...
İşin gerçeği, hristiyan Mississipi'den gönderildiler, Ülkenin bu lanet yerinden gelen zenciler John Kennedy, diyorum ki, seni hasta oğlan, yanlış adamları dinliyorsun ve onlar...
Listen, when are you two going to stop this traveling circus bit, back and forth?
Şu mekik dokuma soytarılığına ne zaman son vereceksiniz?
Oh, God, listen favourably to our prayers and with your right hand bless this jeep.
Tanrım, dualarımızı kabul et ve bu cipi sağ elinle kutsa.
Mother'listen to this : "Last year 25.000 of Elias Howell's" " "sewing machine with wheel were produced and sold" " " "In America." " Doesn't mother want a sewing machine?
Dinle Anne : "Amerika'da geçen sene Elias Howell'in ayaklı dikiş makinelerinden 25000 adet üretildi ve satıldı." Annem dikiş makinesi istemiyor mu?
Well, men, do I have only one volunteer? I only stood up back there to tell you that one day your doorbell's gonna ring, and there's gonna be this guy in a trench coat... Listen, pal.
Pekâlâ, beyler, sadece bir gönüllü mü var?
I told this record producer there was this fantastic... guitar player, singer, man... playing in the Village, and would he come listen to him... because he's really going to like this.
O prodüktörle konuştum. Village'da gitar çalıp şarkı söyleyen... müthiş biri olduğunu, gelip dinlemesini... çünkü çok beğeneceğini söyledim.
Signora, forgive me, but this stranger wanted to come over here, and would not listen to me.
Hanımefendi, afedersiniz, ama bu yabancı buraya gelmek istedi, ve beni dinlemedi.
If you don't listen to me, and marry this man you'll disappoint me.
Eğer beni dinlemeyip, bu adamla evlenirsen, beni hayal kırıklığına uğratırsın.
Lady, I'm gonna talk to him, and this time he's gonna listen.
Bayan, onunla konuşacağım ve bu sefer beni dinleyecek.
Listen, if this Nick fella's on your mind... and you consider me some kind of a threat to him... or if you're trying to punish him with me or me with him, forget it!
Dinle, aklında eğer bu Nick denen adam varsa... ve beni ona karşı bir tehlike olarak görüyorsan... ya da onu benle ya da beni onla cezalandırmak istiyorsan, unut gitsin!
Well, listen, my friend, I want to get rid of this pain in my side and I want to get away from here.
Kıçımızdaki bu beladan bir an önce kurtulmak istiyorum. Tıpkı buradan kurtulmak istediğim gibi.
I'm trying to listen objectively and it seems to me this enterprise has negatively transformed your once perfect town
Tarafsız olarak dinlemeye çalışıyorum ve bana öyle geliyor ki bu tesis bir zamanlar mükemmel olan bir kasabayı olumsuz yönde değiştirdi.
We'll take action, and we'll listen to this.
Harekete geçip, dinleyeceğiz bunu.
Listen to this. "Nuclear plants are security installations, and as such fall under title 18 of the U.S. Criminal code."
Dinleyin. "Nükleer santrallar birinci derecede güvenlik bölgeleridir ve özel yasalarla koruma altındadırlar."
Yeah, well, listen, I just wanna say that what Sonny Steele's done... is wonderful news for the animals of this country, and that's all I have to say.
Sonny Steele'in yaptığı şey bu ülkedeki hayvanlar için şahane bir haber. Tüm söyleyeceğim bu.
Now I want you all to stay calm and listen...'cause I'm only gonna say this once.
Sakince dinlemenizi istiyorum, çünkü bunu bir kere söyleyeceğim.
Now listen to me, cuz... you keep your eyes on this tokhes... and don't you take them off till we get to San Francisco!
şimdi beni dinle, dostum. Gözlerini bu tukis'e dik ve San Francisco'ya gelene kadar oradan ayırma.
Listen... before I met you... I'd finally gotten to the point in my life where I no longer thought... some man was gonna come along... and make this huge change.
Dinle... seninle tanışmadan önce... hayatımda öyle bir noktaya gelmiştim ki, bir adamın gelip... hayatımı bu derece değiştireceğini ummuyordum.
I know all this, my sister, and I tell it you to spare you the trouble of saying it to me for my love will not let me listen to anything and I pray you to spare me your remonstrances.
Çünkü bu duygular bizi derin uçurumlara sürükler. Kız kardeşim, bütün bunları söylemem sizi söyleme zahmetinden kurtarmak için. Bilin ki aşkım hiçbir söz dinlemek istemiyor.
Listen, Mr. Linden. Please come to the point... and tell me what I owe this communication to.
Dinleyin, Bay Linden, lütfen sadede gelin ve neden sizinle konuştuğumuzu söyleyin.
Listen, I want you to take this over to the Lab and get some pictures made of it.
Dinle, şunları laboratuara götürüp fotokopi çektirmeni istiyorum. - Tamam.
listen, I'll call all three cars out after that boy and I wouldn't be surprised if he could tell us what happened to rosy keilman and frank's kid, too sheriff russell... sheriff what the dickens is this?
Bakın tüm araçları peşine takacağım. Eğer Rosy, Kellman ve Frank'in kızına neler olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam. Şerif Russell...
and listen 231
and listen to me 22
listen to this one 27
listen to this 734
to this day 152
to this 53
and later 123
and louis 16
and last but not least 51
and look 537
and listen to me 22
listen to this one 27
listen to this 734
to this day 152
to this 53
and later 123
and louis 16
and last but not least 51
and look 537
and lead us not into temptation 55
and look at you 67
and look at this 104
and look at me now 26
and let me guess 93
and look at you now 29
and lo and behold 35
and look what happened 61
and leave me alone 23
and look here 23
and look at you 67
and look at this 104
and look at me now 26
and let me guess 93
and look at you now 29
and lo and behold 35
and look what happened 61
and leave me alone 23
and look here 23