And we will Çeviri Türkçe
17,131 parallel translation
I keep forgetting to say this, husband, but it is very good to see you this way, and we will talk more tomorrow.
Kocam demeyi unutuyorum sürekli. Ama seni böyle gördüğüm çok iyi oldu. Yarın yine konuşuruz.
And we will become ourselves.
... ve tekrar kendimiz olacağız.
Click me and we will boldly go to Yogurtland, but be warned :
Bana tıkla ve ikimiz cesurca Yogurtland'e gidelim. Ama uyarıyorum :
Sun just went down, but by daybreak our small numbers will be exposed and we will be neutralized.
Güneş az önce battı ama tan yeri ağırınca sayımızın azlığı ortaya çıkacak ve etkisiz hale getirileceğiz.
In a flash, in the twinkling of an eye... the dead with be raised imperishable, and we will be changed. "
"Son borazan çalınca, bir anda, göz açıp kapayana dek... " Evet, borazan çalınacak ölüler, çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz. "
No, we're gonna adopt, and we will cherish this little baby, even if it's not technically from us.
Hayır, evlat edineceğiz ve o küçük bebeği bağrımıza basacağız teknik olarak bizden olmasa bile.
The only way everyone will get free is if we defeat Hades once and for all.
Herkesi kurtarmanın tek yolu, Hades'i sonsuza kadar yenilgiye uğratmak.
I would gladly trust him with my life, and if he says that there's a chance that we can be saved, then he will save us!
Hayatımı seve seve onun ellerine emanet ederim kurtuluşumuza dair bir umut olduğunu söylüyorsa o zaman hepimizi kurtaracaktır!
And I'm afraid that if we do not get to my spawn before they raise Baal, I will not have the strength to fight him.
Ve yavrularımı Baal'ı çağırmadan önce yavrularıma ulaşamazsak ona karşı koyacak gücü bulamayabilirim.
You say that now, but if we don't move on this parcel of land, someone else will and you'll regret it.
Şimdi böyle diyorsun ama o arsayı almazsak başka biri alacak ve sen pişman olacaksın.
Miguel will accept payment and then we'll be on our way to beautiful Baja.
Miguel ödemeyi alacak ve sonra güzeller güzeli Baja'ya doğru yola çıkacağız.
Look, once we get enough data flowing through the system, it will be able to recognize long-range patterns and actually learn.
Bakın, sistemden yeterli derecede bilgi akışını sağladığımız zaman uzun aralık şablonlarının tanımlanmasını ve öğrenilmesini sağlayacak.
I will contact him and we'll have a frank discussion about this.
Onunla iletişime geçip samimi bir konuşma gerçekleştireceğim.
We get Pablo right up close, he does his voodoo, and well, the rest will just fall into place.
Pablo'yu ona yaklaştırırız. Büyüsünü yapar ve gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Ofelia and I will check the tower and we'll meet back here before sunset.
Ofelia ile ben kontrol ederiz, gün batımından önce burada buluşuruz.
Nicholas, when we run out of cake and drugs, where will we turn?
Nicholas, keklerimiz ve ilaçlarımız bitince ne yapacağız?
And when they leave, when the world is washed clean of death, we the faithful will remain.
Gittiklerinde ve dünya ölülerden temizlendiğinde biz inançlılar kalacak geriye.
We get Pablo right up close, he does his voodoo, and well, the rest will just fall into place.
Pablo'ya götüreceğiz o da büyüsünü yapacak ve geri kalanlar da olacak.
Any more bad word of mouth and we will be royally fucked.
İki CEO kovduk, merkezimize bir kutuyu aldık ve onu bırakıp geri döndük. Hakkımızda daha fazla söylenti olursa tam anlamıyla boku yeriz.
We're a family now, no matter what, and I will always be there for you.
Biz artık aileyiz, ne olursa olsun - her zaman yanında olacağım.
Of course, inevitably, we will run out of fuel and plummet towards the Earth, leaving only a crater behind of torn flesh and excrement, but in the meantime, we are flying high!
Tabii yakıtsız kalıp, yere doğru dimdik inmemiz ve geriye etle dışkıdan oluşan bir krater bırakmamız kaçınılmaz. - Ama aynı zamanda göklerde uçuyoruz.
Because when the Chinese are able to see all our e-mails and online activity, we believe they will most likely attack us.
Çünkü Çinliler bütün e-posta ve internet aktivitelerimizi görürse büyük ihtimalle bize saldıracaklarını düşünüyoruz.
This hack of our city will never happen so long as we can rely on the rationality and the basic decency of the American people.
Amerikan halkının anlayışı ve akla, mantığa yatkınlığı sayesinde şehrimiz asla hacklenmeyecektir.
And in a few weeks, when we run out of money, this will all be over anyway.
Birkaç hafta içinde paramız tükendiğinde her şey bitmiş olacak zaten.
And if our platform works, which we know it will, we will make them billions of dollars.
Platformumuz çalışıyorsa ki çalışacağını biliyoruz ondan milyarca dolar kazanabiliriz.
We're gonna go through your throat and inject a solution into the abnormal veins, which will clot and shrink them.
Boğazından girip anormal damara solüsyon enjekte edeceğiz. Pıhtı oluşturup büzüşmelerini sağlayacak.
But the good news is, is that... here, and I will show it to you... we were able to plug the hole using these small little discs.
Fakat iyi haber şimdi göstereceğim bu küçük diskleri kullanarak kalbindeki deliği kapattık.
And every spare minute that we have, we will go and see your kids.
Bütün boş vakitlerimizde gidip çocuklarını görebiliriz.
Now, Cabe, Happy and I will check out the burned building while Sly, Paige and Ken will investigate the hangar that we passed on the way in.
Şimdi Cabe, Happy ve ben yanan binaya bakmaya gidiyoruz bu esnada Sly, Paige ve Ken de giderken önünden geçtiğimiz hangarı inceleyecekler.
The sand will be on the other side of the basement walls, and we already know the pump room will have water pipes.
Kum, bodrum duvarının diğer tarafı olacak tulumba odasında su boruları olduğunu da zaten biliyoruz.
Otherwise, we will be more than happy to drop you off at the side of the road, and you can hitch a ride back to whatever rock you've been living under.
Yoksa seni seve seve yolun kenarında bırakırız sen de otostop çekip hangi taşın altında yaşıyorsan oraya dönersin.
We're gonna be on that hill under the rainbow of-of lights and the sun setting, and I will read him that letter.
O tepenin üzerinde, gökkuşağının altında olacağız ve güneş batarken ben de ona mektubu okuyacağım.
If we do not find him alive and well, you will be blamed, and then slaughtered.
Eğer onu sağ salim bulamazsak, sen suçlanacaksın ve idam edileceksin.
"Guide us, O God, by your Word, and Holy Spirit, that in your light we may see light, in your truth find freedom, and in your will discover peace."
"Bize kılavuzluk et ey Tanrım, Kelâmınla ve Kutsal Ruhunla böylece senin ışığınla ışığı görelim hakikatinle özgürlüğe erelim ve iradenle huzuru keşfedelim."
He's gonna speak, and he's gonna answer all our questions, and if we don't like His answers I will denounce the bastard then and there.
Sizinle konuşacak.. ... bütün sorularınızı cevaplandıracak ve eğer cevaplarını beğenmezsek o şerefsizi tam burada yok sayacağım.
We will remember you in every dawn. And await the night we join you in the sky.
Her seher vakti seni anıp gökyüzünde sana katılacağımız geceyi bekleyeceğiz.
- And we will.
- Bulacağız da.
We're taking your son, and I promise we will get him off drugs, but here's what I need from you.
Oğlunuzu alıyoruz ve onu haplardan kurtaracağımızın sözünü veriyorum ama benim de sizden isteğim şu.
- And once they're both back in custody, I promise that we will do everything in our power to get you back home.
- İkisi de hapishaneye girdiğinde söz veriyorum evine dönmen için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
We will subdue their fortress and take control.
Biz onların kale sızmak ve kontrolü ele geçirecek.
Otherwise we will lose the whole city and all the people in it.
Aksi takdirde biz de bütün şehir ve herkes kaybeder.
Anyway, more will be revealed, and we'll see what happens.
Her neyse neler olacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz.
And if it's not, we will make it okay.
Düzelmezse de biz düzeltiriz.
I will do right by you, and we'll get this job done.
Ve bu işi bitirip gideriz.
And money will run out if we don't act now.
Eğer hemen harekete geçmezsek, para suyunu çekecek.
And it is my duty to inform you on behalf of the Royal Family and the government, with whom we have worked in close consultation, that she will not be offered an invitation.
Ve Kraliyet ailesi ve yakın olarak çalıştığımız hükûmet adına sizi bilgilendirmek isterim ki ona bir davetiye yollanmayacaktır. Bu çılgınlık.
The eyes of the world will be on us, Britain will be on show and we must put our best foot forward.
Tüm dünyanın gözü üzerimizde olacak. Britanya sahnede olacak ve biz de elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.
You know what, maybe Schmidt and I will join you, because the wedding is almost here, and we have to work on our first dance.
Biliyor musun, belki Schmidt ve ben de katılırız çünkü düğüne çok az kaldı ve ilk dansımız için çalışmalıyız.
After that, we will come back, find The Witness, and make him pay.
Sonra geri gelir Tanığı bulur, yaptıklarının bedelini ödetiriz.
So now what we will find out is, who do you work for, and how did you find the doctor?
Yani kimin için çalıştığınızı ve doktoru nasıl bulabildiğinizi öğrenmek zorundayız.
We only have two days left to stop a paradox that will destroy the world, and we don't have a single lead.
Dünya'yı yok edecek paradoksu durdurmak için sadece iki günümüz var ve elimizde tek bir ipucu bile yok.
and welcome back 16
and welcome 74
and well done 16
and we're off 44
and we 335
and we're running out of time 21
and we're back 55
and well 178
and we're done 73
and we'll talk 51
and welcome 74
and well done 16
and we're off 44
and we 335
and we're running out of time 21
and we're back 55
and well 178
and we're done 73
and we'll talk 51