English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / At first

At first Çeviri Türkçe

18,833 parallel translation
It's all sexy and secret at first, and then it's just a pain in the ass.
Önceleri gizemli ve seksidir. Sonra sorun yaratmaya başlar.
At first I thought it was a... a raccoon or-or a bear.
İlk önce bir rakun ya da ayı falandır diye düşünmüştüm.
I dragged my feet at first.
Başlarda işi ağırdan aldım.
At first, I thought maybe it was just Tim and me.
En başta sadece ben ve Tim olduğunu sandım.
And you pay at first, but then she wants more, and so you kill Donna to close a loop.
İlk başta para ödedin ama sonra daha fazla istedi ve bunu bitirmek için Donna'yı öldürdün.
At first, I refused, and then they texted me photos of my sister, her little kids.
İlk önce reddettim, ama kız kardeşimin ve çocuklarının fotoğraflarını mesaj attılar.
Okay, easy at first, just easy.
Başta yavaş yapalım.
Nice soft knees, nice and light at first.
Dizini rahat bırak, güzel ve hafif.
We begin at first light.
İlk ışıkla başlarız.
At first they flew lower.
İlk başta daha da uçtular.
I was skeptical at first, but, I mean, here you are.
Başta şüpheliydim ama, sonuçta konuşuyoruz.
I was a skeptic at first, but inside these walls We're free from the horrors out there.
Başta ben de kuşku duyuyordum, ama bu duvarların içindeyken dışarıdaki o dehşetin dışında kalabiliyoruz.
I was, like, a good 60 / 40 at first.
Başlangıçta yüzde 60'a 40'tım.
At first it was.
Başta öyle olur.
I've had a bad feeling ever since we met, and at first I thought it was just because he didn't like me.
Tanıştığımızdan beri içimde kötü bir his var ve ilk başta benden hoşlanmadığı için olduğunu sanmıştım.
At first, it was Cruella.
İlk başta Cruella yüzünden.
At first, it's ugly and embarrassing and you're disgusted by your own dick.
Başta çirkin ve utanç vericidir. Sonra kendi sikinden tiksinirsin.
Uh, at first, I'll admit a bit voyeuristically, uh, to see where all of the money went, and apart from the party expenses,
Başta, tüm paranın nereye gittiğini görmek için biraz röntgenci bir eda takındığımı kabul ediyorum.
At first, you'll be super-happy, bouncing around the red sand.
İlk başta, kırmızı kumda mutlu mesut tepineceksiniz.
I mean, it was a little bit weird at first, but it didn't take long for me to fall hard.
Başlarda biraz garip gelmişti ama kısa sürede aşık olduk.
At first, it was just a collection of thoughts, then I realized, this is a book...
İlk başta sadece bir düşünceydi ama sonra bunun bir kitap olduğunun farkına vardım.
Not at first.
İlk başta yoktu tabii.
Look, I didn't want to say this earlier, but my thought... my plan was... At first we'd have a little bro time, which is what this is, and then a honey hang, right?
Bunu söylemek istemedim ama en başta planım tıpkı şu an olduğu gibi biraz erkek erkeğe vakit geçirmekti.
Meet me at the first coleslaw tub.
Benimle lahana salatasi masasinda bulus.
At his side, someone we first took as a pretenderto the throne...
Yanında, ilk başta tahttaki yeri almaya çalışan biri sandığımız...
What if all they saw when they looked at me was the same fraud that I've been since the first day I took that job?
Bana baktıklarında tek gördükleri şey işi kabul ettiğim zamandan beri suçlu olduğum.
To do it now, today, at St Cecilia's, where we wanted to do it the first time.
Hemen, Aziz Cecilia'da, başından beri istediğim yerde.
Mr. Reddington escaped police custody from a first-class lounge at BWIi.
Bay Reddington Washington Havalimanında polis gözetimi altındayken kaçmış. Bu doğru olamaz.
When was the first time you removed classified documents from the FBI's New York Office, what did you do with these documents once you removed them, and were you aware at the time that you were breaking federal law?
İlk defa ne zaman New York'taki FBI ofisinden gizli dökümanları çıkardınız ve bu dökümanlar ile FBI ofisinde neyi araştırıyordunuz ve bu yaptığınız federal bir suç olduğunu biliyor musunuz?
When was the first time you removed classified documents from the FBI's New York Office, where did you store these documents once you removed them, and were you aware at the time that you were breaking federal law?
İlk defa ne zaman New York'taki FBI ofisinden gizli dokümanları çıkardınız ve bu dokümanlar ile FBI ofisinde neyi araştırıyordunuz ve bu yaptığınız federal bir suç olduğunu biliyor musunuz?
So... first, our mystery man tries to blow Jane up at the art gallery and then falls back to plan "B," using ZOMO as bait to try to take her out at his loft?
Gizemli adamımız galeride Jane'i patlatmaya çalıştı ve sonrasında "B" planına geçti ZOMO'yu yem olarak kullanıp atölyesinde Jane'i vurmaya çalıştı.
'Cause I mean every time something goes wrong, or goes right for that matter, you look at Jane first... not Ally, Jane.
Çünkü işler her yolunda gitmediğinde ya da yolunda giderse ilk olarak Jane'e bakıyorsun, Ally'e değil.
These are all symptoms trainees have experienced on their first day of work at their new field office.
Bu semptomlar adayların sahada ilk iş günlerinde yaşadığı tecrübeler.
Now that we know he's at the rink, go see his old man first if he's not in jail.
Artık pistte olduğunu bildiğimize göre, önce o yaşlı babası hapisten çıkmış mı diye kontrol et.
Dad, don't forget Lily's first flute recital is on Thursday at 3 : 30.
Baba, Lily'nin perşembe günü saat 3 : 30'taki flüt resitalini unutma.
First, your foster sister does a test on us, like she's got geneticists at her disposal, and then I meet her suburbanite twin sister, the drug dealer... and her husband gets thrown in jail,
Önce üvey kardeşin üzerimizde test yapıyor. Sanki emrinde genetikçileri varmış gibi. Sonra onun ikiz kardeşiyle tanışıyorum.
Own your shit at home first.
Önce evdeki sorumluluklarını hallet.
How was your first day at work?
İşte ilk günün nasıldı?
I probably would be thinking tomorrow at sunrise, when the first light hits the ground,
Yerinde olsaydım, büyük ihtimalle yarın güneş doğar doğmaz kaçmayı düşünürdüm.
Your sales representative promised 24-hour-a-day, on-site maintenance... at least for the first year.
Satış temsilcileriniz en azından bir yıl boyunca günün 24 saati yerinde bakım sözü verdiler.
If things don't perk up the first quarter, we might be looking at broader layoffs.
Ama ilk çeyrekte düzelmezse işten çıkarmaya gidebiliriz.
Your first meeting's at 10 : 00, and you have a lunch at 11 : 30.
İlk toplantın 10'da ve 11.30'da öğle yemeği var.
And the first new e-mail since the Internet was erased successfully went out at 6 : 00 A.M. today.
Ve internetin silinmesinden beri gönderilen ilk e-mail, bugün sabah saat 6'da yola çıktı.
Gavin, you always said that here at Hooli, "In order to achieve greatness, we must first achieve goodness."
Gavin sürekli "Mükemmeli başarmak için önce iyi olmayı başarmalıyız." derdin.
My name is Diego, I'm head of this project at our company, which is, by the way, my first project, and I'm really proud of it, and I think it's safe to say that I have great news.
Ben Diego, şirketimizin bu projesinin başında ben varım. Bu arada bu benim ilk projem. Size harika haberlerim olduğunu söylemek isterim.
Now, for your first day at school, you get what my mother gave me.
Şimdi, okuldaki ilk günün için annemin bana verdiğini ben de sana veriyorum.
You told me... When I first came here you told me that I wasn't disposable.
Buraya ilk geldiğimde bana kullanılıp atılabilir olmadığımı söylemiştin.
Mr. Hensdale first entered into juvie when he was arrested at the age of 11 for throwing a rock into an abandoned building.
Bay Hensdale, ilk defa 11 yaşında terkedilmiş bir binaya taş fırlattığı için tutuklanmış ve ıslahevine gönderilmiş.
How about I give you the first shot?
İlk atışı sana versem nasıl olur?
Your memories are the first step to consciousness.
Anıların bilince atılan ilk adımdır.
But I've got register at the office first.
Ama önce ofiste kayıt yaptırmıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]