Bad news Çeviri Türkçe
6,501 parallel translation
Hey, Jerry, bad news, you're gonna have to turn in your hook.
Jerry, kötü haberlerim var, kancanı iade etmen gerekiyor.
- [Doorbell rings] Listen, as your ambiguously, you know, paternal figure, I gotta tell you that this Shea, so far, has been nothing but bad news.
Ne olduğu belirsiz babacan tavırlarına rağmen Shea'nın sana sadece zararı dokunduğunu söylemem lazım.
If you get bad news, they take you to the bad news room so you can break down in private.
Eğer kötü haber vereceklerse, seni kötü haber odasına alırlar böylelikle gizlice ağlayabilirsin.
Why are you taking me into the bad news room?
Neden beni kötü haber odasına götürüyorsun?
Listen to me, because I've got some bad news, all right?
Beni dinle, çünkü kötü haberlerim var, tamam mı?
It's one of those good news, really really bad news things.
İyi haber mi kötü haber mi bilemezsin ya, öyle bir durumdayız.
And some bad news?
- Peki ya kötüleri?
You mean him getting five of his top commanders back isn't enough bad news?
Ona en üst beş komutanını geri vermenin yeterince kötü haber olmadığını mı diyorsun?
Dr. Pierce, bad news.
Dr. Pierce, haberler kötü.
Shaw is bad news.
Shaw fena bir herif.
Bad news... it's a burner.
Kötü haber... Bu burner.
It just goes to show you, Lois, books is bad news.
Bu da gösteriyor ki Lois, kitaplar işe yaramazdır.
Bad news--Stefan has become a vampire hunter.
Kötü haber ise Stefan bir vampir avcısına dönüştü.
Bad news is you don't like her boyfriend...
Kötü haber ise sevgilisinden hoşlanmadın...
I'm afraid I have some bad news.
Korkarım sana kötü haberlerim var.
In my experience, bad news is best told quickly.
Tecrübeme göre kötü haber en iyi çabuk anlatılır.
Bad news is you're gonna need a lawyer.
Kötü haberse, bir avukata ihtiyacınız olacak.
Okay. Bad news.
Haberler kötü.
Well, my gut tells me that woman is bad news, And my gut is never wrong.
İçimden bir ses bu kadının kötü bir haber olduğunu söylüyor ve içimdeki ses asla yanılmaz.
I have bad news for you, Eliza.
Sana kötü haberim var, Eliza.
Simon just got some bad news.
- Simon kötü haberler aldı.
- She was bad news, Dad.
- O kötü haberdi, Baba.
This is bad news.
Bu kötü bir haber.
Bad news, sweetheart.
- Sana kötü bir haberim var tatlım.
Given the HR scandal and hackers, he didn't even trust the IT techs. Sorry to be the bearer of bad news.
HR skandalını ve hackerları düşünürsek BT teknisyenlerine bile güvenmiyordu.
Bad news? What?
Kötü haberler mi?
Here's the bad news...
Kötü haber ise bavulu evsiz bir adam çalmış.
Agent Coulson, I've got bad news.
Ajan Coulson, sana kötü haberlerim var.
The bad news. HYDRA's trying to solve the same puzzle and they have more resources.
Kötü haber ise, Hydra da aynı yapbozu çözmeye çalışıyor kaynakları bizden daha fazla.
The bad news is, I was sharing a bowl of shisha with the Misiri minister and they plan to retaliate.
Her neyse, kötü haber ise, nargilemi paylaştığım gizemli bir bakana göre, intikam planı hazırlıyorlar.
- Yeah, that's the bad news.
- Evet, işte kötü haber.
The bad news- - it's below zero in there..
Kötü haber ise içerisi eksi üç derece.
Abby, I told you that kid is bad news.
Sana o çocuğun kötü biri olduğunu söylemiştim.
Yeah, that's the bad news.
- Evet, kötü haber de bu.
The bad news...
Kötü haber ise...
I'm afraid I have bad news to deliver to Republic City.
Korkarım Cumhuriyet Şehri'ne vermemiz gereken kötü bir haber var.
I hate to be the bearer of more bad news, but I just heard on the radio that Kuvira's army has destroyed the train tracks.
Felaket tellallığı yapmaktan nefret ediyorum ama az önce radyoda, Kuvira'nın ordusunun tren raylarını yok ettiğini duydum.
I just got bad news.
Kötü haberlerim var.
What have you got? Oh, good news and bad news.
- Hem iyi hem de kötü haberim var.
- Amy and Julio, try to get as much information as possible from Mr. and Mrs. O'Hara before you tell them the bad news.
- Amy ve Julio onlara kötü haberi vermeden önce, Bay ve Bayan O'Hara'dan mümkün olduğunca fazla bilgi almaya çalışın. - Olur.
Bad news is I'm flying blind? Yup.
Kötü haber, körü körüne uçuyorum?
They're bad news.
Çok kötü biriler.
You like giving him bad news.
Ona kötü haber vermeye bayıIırsın sen.
No, I like giving him bad news about how he's short and has a big head.
Yok ya! Ben sadece onun kısa olduğunu ve koca bir kafası olduğunu söylemeyi seviyorum.
You know, fun bad news.
Komik kötü haberler yani.
Bad news, the iguana ate the origami paper.
Kötü haber, iguana origami kağıdını yedi.
Bad news is, I don't know how much time we got up here.
Kötü haberse ; ne kadar vaktimizin kaldığını bilmiyorum.
Bad news is Dr. Cross is sticking around to figure out what they have.
Kötü haberse, Dr. Cross neleri olduğunu anlamak için etrafta dolaşıp duruyor.
I told you this place was bad news.
Size burasıyla ilgili içimde kötü bir his var demiştim.
Are you gonna give me bad or good news next?
Şimdi iyi haber mi, kötü haber mi vereceksin?
I remember when I was 14 or 15, seeing a piece on the Bad Brains on the local, like, news magazine show.
14-15 yaşlarımdayken Bad Brains'i News Magazine gibi bir programda görmüştüm.
bad news is 51
news 361
newspaper 56
newsome 58
newsroom 16
newspapers 64
newsflash 52
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17
news 361
newspaper 56
newsome 58
newsroom 16
newspapers 64
newsflash 52
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17