Be confident Çeviri Türkçe
560 parallel translation
He says to keep order, be confident, and wait.
Kontrolü kaybetmemelerini, özgüvenlerini koruyup beklemelerini söylüyor.
"Let us be confident..."
"Şu anda inançlı olmalıyız..."
But you have every reason to be confident.
Ama siz kendinizden emin olabilirsiniz.
Benedetti, be confident, let's go!
Kendinden emin görün, gidelim.
I would always check it out for him... in front of him, so he would be confident that he wasn't... gonna get a bum trip and things.
Böylece boktan şeyler olmayacağından... emin oluyordu.
Be confident of this one thing!
Bir şeyden emin ol!
Be confident.
İnançlı ol.
- It means... that if there is a second trial, we can be confident.
- Bunun anlamı eğer ikinci bir dava olursa, kendimizden emin olabiliriz.
They must be confident, optimistic.
Emin ve iyimser olmalılar.
And I don't care how big the city, I feel confident... you're going to be successful.
Ve şehir ne kadar büyük olursa olsun, başarılı olacağına inanıyorum.
I think we can be pretty confident about this one.
Bence bu konuda kendimize epeyce güvenebiliriz.
When she has been heard, I'm confident the decision of the jury will be "not guilty."
Onu dinledikten sonra eminim jüri kendisinin suçsuz olduğuna karar verecek.
Afterwards we boarded the transports known as the Unholy Four and steamed from Wellington Bay full of fight and confident that we would soon be storming a beachhead.
Sonra, Şeytani Dörtlü olarak bilinen gemilere bindik ve Wellington Bay'den uzaklaştık, cesaret ve kıyı çıkarması yapacağımızın inancıyla dolu olarak.
I should not be too confident, Mr. Northbrook.
Dikkatli olun Bay Northbrook.
I am confident that no matter how searching this may be, the prisoner will withstand it.
Bu sorgulama ne kadar zorlu olursa olsun, eminim ki mahkum bütün sorulara cevap verebilecek durumda.
... and I'm confident you'll be as impressed with our new designs as I am.
... ve eminim, yeni tasarımlarımızdan benim kadar etkileneceksiniz.
The great lover. You can't love and be as confident as he was.
Hem çok sevip, hem de kendinden bu kadar emin olamazsın.
I'm confident tomorrow is going to be a big day for us.
"İnanıyorum ki yarın bizim için büyük bir gün olacak."
Confident that you gentlemen... would go along with them on the assumption... the evil assumption... that all Negroes lie... all Negroes are basically immoral beings... all Negro men are not to be trusted around our women.
Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler.
And we are confident it will be a long time before anyone is the wiser.
Ve eminiz ki, bunu başka biri yapmaya kalkana kadar yıllar geçer.
Well, I'm not as confident that we won't make it as you seem to be... but I would be grateful if you'd send up some smoke at midday for the next three days.
Evet, Dediğiniz gibi belki de başaramayız. Önümüzdeki 3 gün öğle vakti göğe duman yükseltirseniz size minnettar kalırım
Well, for someone to come all that way, must be either very rich or very confident.
Güzel, onca yoldan gelen kişi ya çok zengin ya da kendine çok güveniyor olmalı.
Not a ship's captain, with all those people to be strong and confident in front of.
Önlerinde güçlü ve emin durmanı gerektiren bir geminin kaptanı değilsin.
Well, after seeing you... I want to be able to go back to the cabinet... and tell them you're as confident as I am.
... seninle görüştükten sonra kabineye gidip senin de benim kadar güvenilir olduğunu söylemek istiyorum.
My colleagues and I are confident that we can offer you an association with our country that will be as profitable to you as to ourselves.
Arkadaşlarımla ben, size bize olduğu kadar size de faydalı olacağına inandığımız ülkemizle bir ortaklık önereceğiz.
- Can you be so relaxed and confident?
- Uyuya kalmışım. Bu kadar rahat ve emin olabiliyor musun?
Are you confident that you'll be a success?
Bay Newton'ın parti korumaları hakkında derin endişeleri olduğu söyleniyor. World Enterprises dünyayı geliştirmek için özel çabalar sarf ediyor.
General MacArthur is a member of the government of the United States, and he's loyal to that government and to the United Nations, and he's loyal to the president and his foreign policy, and he's confident that the fighting in Korea will soon be over.
General MacArthur Birleşik Devletler yönetiminin bir üyesidir ve kendisi bu yönetime ve Birleşik Devletler'e bağlıdır,... başkana ve dış siyasetine bağlıdır. Ayrıca kendisi Kore'deki savaşın yakında biteceğinden emindir.
How could you be so confident?
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
I feel very confident that we will be triumphant.
Zaferle bitireceğimize güveniyorum.
Haddonfield police have no explanation for the suspect's disappearance... But say they're confident, he will be captured soon. - I cannot believe it.
Laurie Strode'yi kurtaran adamın ona yakın mesafeden 6 el ateş etmesi gerçeğine rağmen Haddonfield polisinin şüphelinin ortadan yok oluşu için açıklaması yok...
The rest we leave with confidence to you and your people, confident that ways and means will be found.
Geriye kalan, size ve halkınıza güvenmek, güven bu şekilde anlam bulur.
Confident she'll be acquitted of crimes against humanity.
İnsanlığa karşı işlediği suçlardan beraat edeceğine oldukça emin.
Be more confident.
Kendine güven.
He will have to do more tests before being confident, but I've found only one element hitherto unknown there seems to be plenty.
Emin olmadan önce, daha fazla test yapmak zorundayız. Ama bugüne kadar bilinmeyen bir element bulduk. Hem de bol miktar da.
- Wouldn't be that confident about it.
- Ondan bu kadar emin olma.
But he does seem pretty confident that he will be your successor.
Fakat senin varisin olacağından pek emin.
We had only one chance, but I was confident that it would be enough.
Tek şansımız vardı, ama ben bunun yeteceğine emindim.
Your speech... On Saint Reginald's day must be strong, confident!
Aziz Reginald gününde yapacağınız... konuşmanız güçlü ve güvenilir olmalı!
Says to people : confident, a risk-taker, not afraid to be noticed.
Derler ki : Kendine güvenenler sonuçlarından korkmadan risk alırlar.
I wouldn't be too confident if I were you.
Yerinde olsaydım, o kadar da kendimden emin olmazdım.
How can you be so confident?
Nasıl böyle kendinden emin olabiliyorsun?
Well... maybe I am a little bit more confident than I used to be.
Belki de kendime eskisinden daha çok güveniyorum.
- They shouldn't be so confident, after the pasting they got on Archer IV.
- Archer IV'te yedikleri yumruktan sonra... kendilerine bu kadar güvenmemeliler.
I just... I gotta be smooth, cool, confident.
Sadece... çok kibar, soğukkanlı, kendinden emin olmam gerek.
Don't be too confident about that.
Buna çok güvenme.
we are confident that this situation should be resolved in a few days.
Bu olayın bir kaç gün içinde açıklık kazanacağına eminiz.
He'll be smarter, more confident, but he'll be the same.
He'll be smarter, more confident, but he'll be the same.
But thanks to you, I'm doing much better now. I'm confident that when I leave, I will be ready to take my place in society.
Eminim ki ; ayrıldığımda toplumdaki yerimi almaya hazır olacağım.
He seemed confident it could be done.
Yapılabileceğine güveni tam görünüyordu.
I do not share your optimism, but if you wish to pilot the craft, I would be more confident in your assessment than Dr Reyga's. I agree.
İyimserliğinizi paylaşmıyorum ama mekiği uçurmak istiyorsanız sizin belirlemelerinizi Dr. Reyga'nınkilere tercih ederim.