Be friends Çeviri Türkçe
8,254 parallel translation
So you wanna just be friends?
Sadece arkadaş mı olmak istiyorsun?
There be Garrick, sir, him and me be friends.
Garrick de gelmeli efendim. Onunla ben arkadaşız.
We can never be friends.
Biz asla dost olamayız.
You know? To reconnect and be friends?
Onunla iletişim kurmak ve arkadaş olmak...
And to see if we could be friends.
Ve tabii arkadaş olup olmayacağımızı görmek.
To show him that we can still be friends, that we've evolved enough to...
Bunun için yeterince olgun olduğumuzu...
I don't know. I don't think Richie wants to be friends.
Richie'nin arkadaş olmak istediğini sanmıyorum
- Why's that? Everybody puts this super-weird pressure on you to be friends.
Herkes arkadaş olman için üstüne aşırı yüklenir.
worried that though today we be friends, some day you will have no choice but to be my end...
Bugün dost olsak da maalesef bir gün benim sonumu getirmekten başka seçeneğin olmayacak.
Who would have thought we'd be friends for so many years?
Bunca yıl arkadaş kalacağımızı kim düşünürdü ki?
Hey, we can always be friends.
Her zaman arkadaş olabiliriz.
We can't see the rest, we have to be friends with him.
Geri kalanın göremiyoruz çünkü onunla arkadaş olmamız gerekiyor.
- Well, let's be friends with him.
- Arkadaş olalım o zaman.
We have to make you a profile and then ask him to be friends.
Sana bir profil hazırlamalı ve ona arkadaşın olması için sormalıyız.
You know, I'm kinda thinking she must be friends with all of us guys, always hanging around videotaping us, getting off on it later on, right, sweetheart?
Biliyor musun, Bence bu kız hepimizle arkadaş olmalı hep bizi kameraya çekebilir, ve arada bir bizi boşaltabilir değil mi güzelim?
Just'cause we're competing for the Newport land doesn't mean that we can't be friends.
Newport arazisi için çekişiyoruz diye kanlı bıçaklı olmamız şart değil.
People aren't gonna want to be friends with you if you're moping around... because sad people are depressing... right?
Eğer üzgünsen, insanlar seninle arkadaş olmak istemezler çünkü üzgün insanlar iç karartıcıdır, değil mi?
Goths and geeks should be friends.
Gotikler ile inekler arkadaş olmalı bence.
You can't be friends with someone who doesn't actually exist!
Gerçekten var olmayan biriyle arkadaş olamazsın!
I hope we can be friends.
Umarım arkadaş kalabiliriz.
I'm gonna write you a check for $ 3,000 when we get back to Austin, and then... I would like us to try and be friends.
Austin'e döndüğümüzde sana 3 bin dolarlık bir çek yazacağım ve arkadaş olmayı denersek çok sevinirim.
Because, you know, the first time I saw you I thought maybe we could be friends.
Çünkü seni ilk gördüğümde arkadaş olabiliriz sanmıştım.
And maybe somewhere down the line we can be friends... but for now I just really need my space.
Belki ileride bir gün arkadaş olabiliriz ama şu an yalnız kalmaya ihtiyacım var.
You mean just be friends?
Yani sadece arkadaş mı kalalım?
Oh, now, in the end, you'll be in my bed We won't be just friends
Sonunda yatağımda bulacaksın kendini İkimiz arkadaş öte olacağız
" and I hope you will be alright with your friends
" İnanıyorum ki arkadaşlarınla iyi olacaksın
So to my young friends out there, life can be great.
İzleyen genç dostlarım, hayat mükemmel olabilir.
If your brother's half the man you are, we're gonna be good friends.
Abin senin yarın kadarsa bile iyi anlaşacağız demektir.
Right now he will be dispatching messages to the Sea Lords, the Southern Secretary, his friends in the Privy Council.
Şu anda Bahriye Şurası'na mektup yazıyordur. Güney Denizleri Bakanlığı'na. Ve Kraliyet Danışma Meclisi'ndeki arkadaşlarına.
I'll be with my friends.
Yanımda arkadaşlarım olacak.
Because I thought it would be fun... because I wanted to spend time with my two best friends... before we leave for college and probably never see each other again.
Eğlenceli olur diye düşündüm. Üniversiteye gidip yollarımız ayrılmadan önce... en iyi iki arkadaşımla vakit geçirmek istedim.
Kip and his new friends seem happy to be back.
Kip ve yeni arkadaşları döndüklerine mutlu olmuş gibi görünüyorlar.
You might find you don't have the right equipment at altitude, and your friends won't be there to help you.
Tepeye çıktığında gerekli ekipmanın olmadığını fark edebilirsin. Ayrıca arkadaşların sana yardım etmek için orada olmayacaklar.
You know, I always knew we'd be great friends someday.
Çok iyi arkadaş olacağımızı biliyordum hep.
That would be me... The one who could break at any second, the one who betrays her friends.
Bu ben olabilirim... her an ara verip arkadaşlarına ihanet edebilen.
I think we're going to be great friends.
- İyi arkadaş olacağız seninle.
Dr. Jordan. I understand you and your friends will be leaving us soon.
Dr. Jordan anladığım kadarıyla arkadaşlarınız ve siz yakında gidiyorsunuz.
I just wanna be surrounded by friends right now.
Şu anda sadece arkadaşlarımın etrafımda olmasını istiyorum.
Come on, sport, in cold blood, right in the middle of this fashionable drawing room with your friends outside?
Yapma be delikanlı. Gözünü kırpmadan bu afili konuk odasında arkadaşların dışarıdayken nasıl yapacaksın?
I really want all of my friends to be happy together, but, more importantly, I just want them to be happy.
Arkadaşlarımın hep bir aradayken mutlu olmasını çok istiyorum. Ama özünde mutlu olmalarını istiyorum.
If her friends are trying this hard, there must be something amazing about her.
Arkadaşları onun için bu kadar didiniyorsa mutlaka olağanüstü tarafları olan bir insandır.
I'll be best friends with your dad.
Ben de senin babanın en yakın arkadaşı olurum.
The same, however, cannot be said for your friends and the people of the French quarter.
Ancak aynı şey arkadaşların ve Bölge insanları için söylenemez.
Don't be shy. You're among friends.
Utanma, dostlar arasındasın.
He'll piss off the other COs soon enough, and then he'll be looking for friends.
Yakında diğer gardiyanlara öfkelenecek ve sonra yeni arkadaşlar aramaya başlayacak.
And remember, you will be costing each one of your closest friends hundreds of dollars a month if you so much as open your mouth.
Ağzını açarsan, en yakın arkadaşlarına bir ayda yüzlerce dolara mâl olabileceğini de unutma.
I wanna be with my friends and parents on a boat in the middle of the ocean.
Arkadaşlarım ve ebeveynlerimle birlikte okyanusun ortasında bir teknede olmak istiyorum.
I wanted to be in love, and be in a relationship, and prove to myself, and my friends, and my family, and, fuck, to prove to the entire world that I was actually capable of being in one.
Aşık olmayı ilişki içinde olmayı ve kendime, arkadaşlarıma aileme ve tüm dünyaya bir ilişki yaşayabileceğimi kanıtlamak istemiştim.
Your friends could all be dead meat, you know.
Arkadaşlarının hepsi ceset olmalıydı, biliyorsun.
Am I supposed to just ask other grownups if they want to be friends?
diye sormam mı gerekir.
You know, one of our main worries coming here was that we wouldn't be able to meet new people or make new friends.
Buraya taşınırken arkadaş yapamayız gibi bazı endişelerimiz vardı.