Book Çeviri Türkçe
47,328 parallel translation
And anyone who looked in the reservation book would have known that they were going to eat that?
Ayrıca, rezervasyon çizelgesine bakan kişi onların onu yiyeceğini biliyor muydu?
When the seven of us would meet up, we would verify that every entry in the online phone book was legitimate.
Yedimiz bir araya geldiğimizde online rehbere her girişin yasal olduğunu doğrularız.
Great book.
Harika kitaptır.
And every book you have.
Bulduğunuz bütün kitapları da.
I thought this was a book about explaining that kind of thing.
Bunun o tür bir şeyi açıklayan bir kitap olduğunu sanmıştım.
Hey, when this is over, I'm gonna write a book all about this, and you're gonna be in it.
Hey, bu iş sona erdiğinde tüm olup bitenle ilgili bir kitap yazacağım ve senden de bahsedeceğim.
And you said you were gonna write a book about it, and that I was your best friend.
Ayrıca bunun hakkında bir kitap yazacağını ve benim en iyi dostun olduğumu söyledin.
I can't pass up a library book sale.
Kütüphane kitapları satışını es geçemezdim.
Okay, hurry, because he takes a picture of her every day at the same time. Because he's making a flip book.
Tamam ama acele edin çünkü bir flip kitap hazırlamak için her gün aynı saatte Stella'nın fotoğrafını çekiyor.
A book by the only respected guy in the world named Scott.
'Scott'adının saygıyla anıldığı tek adamın kitabı.
In the book, I actually go on a few dates with Jordan.
Kitapta, aslında ben ve Jordan çıkıyoruz.
I'm starting to think this isn't a very good book.
Bu kitabın öyle çok güzel bir kitap olmadığını düşünmeye başlıyorum.
Pretty cool book, huh?
Sağlam kitap, ha?
Good luck with those book reports.
Kitap ödevlerinizde iyi şanslar.
In the book.
Kitabın arasında.
My coworkers act like they're curing world hunger, and my boss is literally like a bad guy out of a comic book.
İş arkadaşlarım sanki dünyadaki açlığa çare bulmuş gibi hareket ediyorlar patronum da tam anlamıyla bir çizgi romandan çıkmış kötü adamlara benziyor.
I thought I would take a page out of Damien Novak's book and try a little catfishing of my own.
Damien Novak'ın yaptığı gibi küçük bir av yapmayı düşündüm.
I'm researching for a book on the history of Willard's Mill.
'Willard's Mill'in tarihi hakkında bir kitap araştırıyorum.
You can use this photo for your book, if you'd like.
Eğer isterseniz resmi kitabınızda kullanabilirsiniz.
Do you remember what happened to Renfield at the end of the book?
Kitabın sonunda Renfield'a ne olduğunu anımsıyor musun?
Half of the book - is full of bird drawings.
Kitabın yarısına kuş resimleri çizilmişti.
I could write a book.
Kitabını bile yazabilirim.
I just wanted to read my book.
Sadece kitabımı okumak istemiştim.
I have a doctorate in astrophysics and I'm every bit as awesome as the pasty-faced owner of a comic book store!
Astrofizik doktoram var ve macun suratlı çizgi romancı kadar muhteşem biriyim!
Our search turned up building plans, travel receipts and this coded log book that Mr. Holmes here cracked in no time.
Senin evinde Aramamız bina planları, Seyahat makbuzları ve bu kodlanmış günlük defteri
And then the Clipping Book flipped open.
Sonra Derleme Kitap açıldı.
He's displaying every microexpression tell in the book.
Kesinlikle! Kitaplarda yazan bütün küçük ifadeleri uyguluyor.
I'm kind of in the middle of a book.
Kitap okuyordum.
Again, in the middle of the aforementioned book, in which the protagonist is in quite a pickle.
Tekrardan, kitap okuyorum ve kahraman oldukça limoni bir durumda.
This date and location's been in the Library's appointment book for nearly 600 years.
Bu tarih ve konum, Kütüphane'nin randevu defterinde neredeyse 600 yıldır bulunuyor.
It was written in the appointment book by whom?
Randevu defterine kimin tarafından yazıldı?
I need to buy a reference book, but I don't have enough money.
Kitap almam lazım ama param yetmiyor.
- This lady fabricated a decrease in sales from her husband's account book to feed her slush fund and they say she's looking around to see where she should invest.
- Bu kadın rüşvet fonunu beslemek için kocasının hesabından satışları düşürüyor ki böylece nereye yatırım yapmaları gerektiğini saptamış oluyorlar.
How did we do that? The Clipping Book didn't say anything about passengers.
Kesinlikle herkese yetecek kadar şekerimiz yok.
A book! With no words in it.
İçinde hiç kelime yok.
- Book it.
- Yer ayırtın.
Then it turns out that there's actually a Canadian comic book hero called Dan Cooper.
Sonra meğerse Dan Cooper adında Kanadalı bir çizgi roman kahramanı varmış.
So, he got the idea and the name from a Canadian comic book?
Yani fikri ve ismi Kanadalı çizgi romandan mı aldı?
I've read his book.
Kitabini okudum.
- In your book, Being Human Beings, you argued for their existence.
- İnsan Olmak isimli kitabinizda, varliklarini savunmustunuz.
Look, if you ask me what I know as opposed to what I believe, I know we've inherited some important bits of DNA from our ancestors and as I suggested in my book, what we gained from the sensorium, the insula of the frontal cortices, which is fundamental to our capacity for empathy, isn't just any part.
Eger bana neye inandigimi degil, ne bildigimi sorarsaniz, bize atalarimizdan onemli DNA parcalari miras kaldigini biliyorum ve kitabimda da belirttigim gibi sensoriyum'dan kalanlar, on korteksteki adacik ki, o da oyle alelade bir parca degil, o empati kapasitemiz icin elzem.
- Where's your bank account book? - Looks yummy.
- Lezzetli görünüyor.
Okay, do this book and this outfit go well together, then?
Peki, bu kıyafetle bu kitap uymuş mu?
I told you, I'll pay you back as soon as I find her bank account book!
Banka cüzdanını bulur bulmaz borcumu ödeyeceğimi size söyledim ya!
But my bank book keeps disappearing.
Ne var ki banka cüzdanı kaybolup duruyor.
My aunt has that bank account book!
Teyzemde!
Where did you hide the bank account book, huh?
Banka cüzdanı! Hangi deliğe sakladın onu?
Did you book an OR? We don't have time.
Ameliyathaneyi aradınız mı?
I wanted to buy a book, not someone's memory.
Bir kitap mı aldım yoksa birinin hatırasını mı emin değilim.
What am I to do with this thing I found in the book?
Bakın. Kitabın içinde böyle bir şey varsa o zaman ne yapmalıyım?
I mean, I copied it exactly from the appointment book.
Yâni randevu defterinden bire bir kopyaladım.