Brained Çeviri Türkçe
190 parallel translation
This cockeyed station has practically brained my friend.
Bu uğursuz istasyon kısaca arkadaşımı delirtti.
I ought to take away your stripes, not only for insubordination... but for idiocy. Sheer, childish, soft-brained idiocy.
Rütbelerinizi, sadece emre itaatsizlikten değil... aptallığınız yüzünden de elinizden almalıyım.
The Michigan Brigade is led by the most irresponsible rattle-brained second lieutenant in the Army.
Michigan Tugayının başında ordudaki en sorumsuz ve beyinsiz üsteğmen var.
It serves me right for listening to that half-brained idea of his,
O salak herif sonunda hak ettiğini buldu.
They're not firing at us, you powder-brained ape.
Bize ateş etmiyorlar, seni barut beyinli maymun.
'They become weevil-brained and-and-and butt-sprung.'
Beyinlerini kurtlar yer ve kıçlarının izi pantolonlarında kalır.
But for a hair-brained scheme like this, not one dime.
Fakat bunun gibi aptalca bir plan için, metelik vermem.
Well, another little scramble-brained bastard will come in tomorrow so you won't lose a penny.
Benim yerime yeni bir kıt beyinli bulunur nasılsa. Böylece tek kuruş kaybınız olmaz.
MAE : And brained a couple of citizens maybe.
Birkaç kişinin de kafasını yarmış herhalde.
He gets a hand for being hair brained.
Bunun için bir elini verir.
Go to hell, you lame-brained hick!
Geri zekalı! Bırak peşimi! Defol!
- They're small and chicken-brained!
- Texas midillisi küçük ve kuş beyinlidir!
You tiny-brained wipers of other people's bottoms!
Küçük beyinli kıç siliciler.
Oh, hell, it wasn't my fault she picked me to get all wet-brained over.
Tüm o beyinsiz herifleri haklamak için beni seçmesi benim suçum değildi ya?
Come on you egg-brained offsprings!
Hadi sizi kuş beyinli hergeleler.
You skull-cracking, cotton-brained whore!
Seni kuş beyinli fahişe!
Come on and try, you crack-brained slave driver.
Hadi gel ve dene bakalım seni çatlak beyinli köle taciri.
You pea-brained ignoramus!
Beyinsiz cahiller!
Easier to send your crab-brained soldiers, burn my home!
Yengeç kafalı askerlerinizi gönderip evimi yakmak daha kolay geldi!
It's hair-brained.
Uçarı bir şey.
Come on, you pus-brained bag of shit.
Gel hadi, irin beyinli, bok torbası seni!
Let me down, you pea-brained son of a bitch!
Beni aşağı indir, seni beyinsiz aptal!
and April's gonna have to tell the world about us just to keep those lame-brained humans from trying to stop us.
April hakkımızdaki gerçekleri dünyaya açıklamak zorunda. En azından bizi durdurmaya çalışan şu aptal insanları engeller.
I never said a word about your hare-brained schemes.
Tavşan beyinli planların hakkında tek kelime etmedim.
Well, we got two Irishmen and a bunch of addle-brained cowboys.
Tamam, iki tane İrlandalımız var. Ve birkaç tane sersem kovboyumuz.
Al, no banker in his right mind would give you 5 cents for such a moronic, bunny-brained idea.
Al, hiçbir bankacı kafanın içindeki o moron fikirler için sana 5 sent bile vermez.
But at my age, I find myself writing too many letters of condolences to the bereaved widows of clam-brained generals I never cared for in the first place.
Ama benim yaşımda kendimi, hiç sevmediğim kıt beyinli generallerin dul kalmış karılarına bir sürü taziye mektubu yazarken buluyorum.
You think I care about the pea-brained yokels in this town?
Bu beyinsiz taşralı hödükleri umursadığımı mı düşünüyorsun?
A great nose may be an index of a great soul - kind, endowed with liberality and courage... like mine, you rat-brained dunce unlike yours, all rancid porridge.
Çünkü büyük burun benim gibi sevimli, iyi, gönlü açık, başı dik, cesur bir insanda bulunur Yoksa sizlerde değil. Bunu iyice öğrenin.
And I said well, You listen to me, you stone brained son of a bitch... I'm gonna go out for the track team in March and I'm gonna run down everything you've got, I'm gonna run down your best... "and then I want a flipping apology from you."
"Dinle taş kafalı orospu çocuğu, atletizm yarışlarına katılacağım bütün mücadelelere katılıp en iyi sporcularına nal toplatacak ve senden özür bekleyeceğim." dedim.
You almost brained me with falling plaster!
Düşen beton parçasıyla az daha kafamı yarıyordun!
Hang your heads in shame you overpriced, under-brained notary publics!
Başınızı utançla eğin yüksek ücretli, düşük zekalı kamu malları!
Now he gets this crack brained idea about flinging'a cow.
Şimdi o bir ineği fırlatmak. Bu çatlak beyinli işi değil de ne?
Thanks a lot you shit-brained, fuck-faced, ball-breaking, duck-fucking...
Çok teşekkürler seni bok kafalı, göt suratlı, ağzına sıçtığımın...
The whole bloody, lousy mess of sick-brained, potbellied scareheads.
Kan ve dehşet içinde.
We can't win with these lame-brained bastards from West Point.
Batılıları yenemeyiz.
Mister, to even think about jumping from a 747 you've either got to be very skilled or dick-brained.
747'den atlamak için ya çok usta olmalısın, ya da aşırı derecede salak.
Dick-brained is his old partner, Jess Crossman.
Salak olan ise eski ortağı Jessie Crossman.
Well, the actual phrase used was "dick-brained."
Aslında senin için "salak" demişlerdi.
Nobody wants a hair-brained product like this.
Kimse böyle aptal bir ürünü istemez.
You're a stupid, half-brained jackass.
Sen, yarım akıllı bir salaksın.
Now, I expect Al to be involved in some receding "hair-brained" scheme but what are you in for?
Al'dan aptalca dolaplar çevirmesini beklerim ama senin bunun içinde ne işin var?
You did this to me, you miserable piece of dick-brained horseshit slime-sucking son of a whore bitch!
Bunu sen yaptın bana! Seni rezil, penis kafalı, at pisliği! Kıç yalayan fahişe dölü!
Save your pea-brained prattle for the classroom, boy.
Küçük beynini derse sakla evlat.
The voters aren't pea-Brained idiots anymore.
Seçmenler artık senin zamanındaki gibi nohut beyinli aptallar değiller.
When I'm shooting, I go right-brained. Time slips away.
Ama ben resim çekerken, bilirsiniz zaman mefhumumu kaybederim.
What did you say, maggot-brained son of a bitch?
Ne dedin sen, kurtçuk-beyinli o * * spu çocuğu?
So a guard can sit there, you backed-up, sperm-brained college boy.
Böylece bir nöbetçi orada oturabilir, seni gidi sperm beyinli kolej çocuğu!
You flatfooted, lame-brained, soft-ass sons of bitches!
Sizi yarım akıllı, yumuşak kıçlı, aşağılık herifler!
Pea-brained little fuck!
Bezelye beyinli puşt!
Oh, you've been faithful, all right... faithful in your stupidity, faithful in your laziness... faithful in your incompetent lame-brained attitude!
Oh, sadıktın. Tamam... Aptallığınla sadıktın.
brain 227
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainy 41
brainer 146
brain tumor 25
brain damage 30
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainy 41
brainer 146
brain tumor 25
brain damage 30