Brainer Çeviri Türkçe
272 parallel translation
[Jet chuckles] I guess that's a no-brainer, huh?
Sanırım bu çok basit, değil mi? Ama!
If you wanna know a no-brainer decoy to bring a phony sword into the country. Would you tell the asshole where the original is?
Beyinsiz bir tuzak yeminin ülkeye sahte bir kılıç getirmesini istesen gerçek kılıcın nerede olduğunu söyler miydin o aptala?
Talk about your no-brainer.
Kolay işe gel.
Denver's due. lt's a no-brainer.
Denver'ın vadesi dolmuştu. Kolaydı.
It's a no-brainer.
Bu çok basit.
I took the points. It was a no-brainer.
İşler yolunda gitmedi.
It's a slam dunk, no-brainer.
Bu çok basit, bariz bir şey.
Open your eyes instead of your mouth for once. This is a no-brainer.
Bir kez olsun ağzından evvel gözlerini aç Bu hiç de zor bir iş değil.
As far as jobs go, it's a no-brainer but you know how smiles give people ideas and Limoges is so full of lonely men.
İşe alışıncaya kadar, üzerinde düşünülmesi gerekmiyor fakat gülümsemelerin insanlara ne düşündürdüğünü bilirsiniz. Limoges yapayalnız erkeklerle doludur.
This is a no-brainer.
Bu çok basit.
- Ten bucks says he tries to kiss her. That's a no-brainer.
Buna hiç şüphe yok, tabii ki deneyecek.
It should be a no-brainer for you.
Senin için zor olmamalı.
A chubby jet-ski salesman versus a blood-related protector of the people? Yeah, well, that's a no-brainer.
Beyinsizin teki.
We have to have the Berkins. That's a no-brainer.
Joan ve Ted Berkin'i hiç düşünmeden çağırmalıyız.
Mayflower, combined with Philadelphia, no-brainer, right?
Pek çok insanın ve benim de kafamı kurcalayan bir soru soracağım. Mayflower isminin Philadelphia için özel bir anlamı var değil mi?
I thought it was a no-brainer.
Hani kolay bir dava olacaktı?
I mean, it's a no-brainer.
Yani geleceği belliydi.
It wasn't a left or right-brainer, it was a no-brainer.
- Daha güzel yemekler yememiz için uğraşıyorum.... Samantha, Adam Ball'ı yemeğe davet etti. Bu sağ ya da sol beynini kullanmak değil, beynini hiç kullanmamak.
Dude, this is a no-brainer.
Dostlarım, karar vermek zor olmadı
It's a no-brainer.
Bu çok basit!
And now for our loser of the week. This week it's a no-brainer.
"Ve bu haftanın yenilgisine geçiyoruz :" Bu hafta bu kişi bir beyinsiz
Compared to this, next year's oral exams will be a no brainer.
Ayrıca gelecek seneki sözel lise bitirme sınavı çocuk oyuncağı olacak.
So, this should be a no-brainer. It's right up our alley.
O zaman fazla düşünmeye gerek yok.
It just seemed like a no-brainer.
Kaçırılmaz bir fırsat gibi geldi bana.
It's a no-brainer for a jury.
Her jüri bunu anlar.
This is a no-brainer with the DNA match in Wesley Jansen.
Wesley Jansen'dan alınan DNA'yla tuttuğu için kolay olacak.
A no-brainer.
Önemsiz iş.
You and the stuffy avoid the embarrassment... ... of losing a no-brainer, which you think this is.
Sen ve Yogi basit bir davayı kaybetmenin utancından kurtulursunuz çünkü bence kaybedeceksiniz.
Well, that's a no-brainer.
Bu kolay.
That's a no-brainer.
Hadi. Bunun için beyin gerekmez.
Personally, I think it's a no-brainer... but everyone's entitled to their own opinion.
Bence düşünmeye bile gerek yok... ama tabii herkes hayatta istediğini yapabilir.
- It's a no-brainer!
- Düşünmeme bile gerek yok.
Now, listen, I know it's distasteful, David, but in cost-benefit terms it's a no-brainer.
Dinle, bunun hoş birşey olmadığını biliyorum David ama... kaybedeceklerimizin maliyeti, akıl almaz.
But if you have to choose between true love and air conditioning I'd say it's a no-brainer.
Eğer gerçek aşkı ve klima arasında seçim yapmak zorunda eğer Ama ben bir no-beyin olduğunu söyleyebilirim.
That's a no-brainer.
Aksi aptallık olur.
You really made this a no-brainer.
Bunu hiç kafanı kullanmadan hallettin.
A no-brainer.
Düşünmeye gerek yok.
That's a no-brainer
Bu akıllıca değil.
That's a no brainer!
Söylemene bile gerek yok.
The first is the victim's That's a no brainer cuz they're his goggles, and the second one didn't come up on CODIS but the DNA is female.
İlki kurbana ait. Bunda şaşılacak bir şey yok ; çünkü gözlük onun zaten. DNA veri tabanında ikinci şahısla ilgili sonuç çıkmadı ama DNA, kadın DNA'sı.
It's such a no-brainer, right?
Olay çok basit, değil mi?
- This is a no-brainer.
Adam üç senedir sırasını bekliyor.
- Kind of a no-brainer.
- Fazla zeki değil.
I knew this would be a no-brainer for you.
Adamın böyle beyinsiz olacağını tahmin ediyordum.
No brainer.
O kadar mühim değil.
Oh, that's a no-brainer, Dad.
Bu çok kolay, Baba.
But you, that's a no-brainer.
Ama senden hiç pişman değiliz.
It's kind of a no-brainer.
Fazla zeki olmaya gerek yok.
In case 723, assault and battery against a flight attendant I find you guilty. It's a no-brainer.
- Suçlu değil.
It's a no-brainer.
Düşünmeye bile gerek yok.
It's a no-brainer.
Çok basit.
brain 227
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainy 41
brain tumor 25
brain damage 30
brained 21
brains 203
brainiac 28
brain freeze 19
brainstorm 21
brainy 41
brain tumor 25
brain damage 30
brained 21