Bring them here Çeviri Türkçe
596 parallel translation
I always bring them here before the hunt.
Avdan önce daima onları buraya getiririm.
And the first thing we want you to do is to collect our royalties in the garage tonight and bring them here.
İlk arzumuz, telif ücretimizi bu akşam garajda toplamanız ve buraya getirmeniz.
That's funny, Mr Cedar going to Mandrake Falls to bring them here.
Bay Cedar'ın Mandrake Falls'a gidip onları getirmesi çok tuhaf.
Find Sgts. MacChesney, Cutter, and Ballantine, and bring them here.
Çavuş, MacChesney, Cutter, ve Ballantine'i bul ve hemen buraya getir.
Bring them here at once.
Onları hemen getir.
Bring them here on the double.
Hemen buraya getir.
- Bring them here.
- Getir onları.
Bring them here, please.
Onları buraya getir, lütfen.
- You didn't bring them here?
- Onları buraya mı getirdin yoksa?
I have to clear all those books off the dining room table, bring them here, put them back in the chest, which is where they were in the first place.
Buraya getirip, onların bulunduğu ilk yer olan bu sandığa koydum.
Why don't you bring them here?
Neden onları buraya getirmiyorsun?
I gotta get Buckley's things and bring them here...
Gidip Buckley'nin eşyalarını alıp buraya getirmeliyim...
Go get the rest of the horses and bring them here.
Öteki atları da buraya getirin.
Bring them here.
Onları buraya getir.
Take those binoculars out of the case and bring them here, will you?
Şu çantadan dürbünü alıp bana getirir misin?
I'd never bring them here.
Onları buraya çekmemeliydim.
But why did you bring them here?
Ama neden onları buraya getirdin?
Aeneas, bring them here.
Aeneas, getir onlari.
Then why can'tyou bring them here?
O halde neden onları buraya getiremiyorsun?
See, tomorrow, I'm gonna bring them here to this island... where I will give them a fighting chance at a new life.
Yarın görürsün, Yarın buraya, bu adaya getiriyorum... Onlara yeni bir hayat için savaşma hakkı vereceğim yere.
Just leave your stuff here. I'll bring them home to you later.
Her şeyi bırak, ben getiririm.
Bring them back here.
"Onları buraya getirin."
- Tell them to bring them in here.
- İçeri getirmelerini söyle.
Bring them out here out in the open.
Onları açığa getirin.
- Bring them here
- Buraya getiriver.
- Bring them all here.
- Hepsini buraya getir.
I didn't want to bring them down here at all, but you insisted.
Onları buraya getirmeyi hiç istemiyordum, ama sen ısrar ettin.
I'll have them bring my supper up here too.
Benim yemeğimi de buraya getirsinler.
Listen, you bring back some drinks, and I'll try to keep them here.
Bak, sen gidip içki getir, ben onları burada tutmaya çalışayım.
Shall I bring them in here?
Onları da çağırayım mı?
Bring them in here, Neeley.
Onları buraya getir Neeley.
Bring that file and them wittles to me here tomorrow morning, early.
O eğe ve azığı yarın sabah erkenden bu mezarlığa getir.
Just tell them to bring their shares over here, and I will pay 50 cents on the dollar. You never miss a trick, do you, Potter?
Hisselerini buraya getirmelerini söyle ve bir dolar başına yarım sent vereceğim.
Took a lot of coaxing'on my part, but I... finally got them to promise... to bring the big chief here to talk to me.
Kendi payımda çoğu kez kandırıldım ama sonunda söz verdim... büyük şefi buraya benimle konuşmaya getirin.
David, fill them buckets up with this here, and bring'em outside, and hurry!
David kovaları bununla doldur ve dışarı götür, hadi.
You two better go and collect the casualties and bring them along here.
İkiniz gidip yaralıları arayın, buraya getirin.
Tom, bring them down here!
onları buraya getir!
Ruby, go get the children out of bed and bring them down here.
Ruby, çocukları yataklarından kaldırıp buraya getir.
You've got them hid... but you'd better get them and bring them back here... right here to me!
Sakladığın yerden çıkarıp bana versen iyi olur!
I heard you yelling, "Bring them back here."
"Geri ver" diye bağırıyordun.
I'm here to bring gifts from my government to them.
Buraya hükümetimden hediyeler getirmeye geldim.
You can hide in the back hall, where you were before, and I'll bring them in here first, and then you can get away.
Arka hole, daha önce bulunduğun yere saklanabilirsin, ve önce onları buraya sokacağım, ve o sırada sen kaçabilirsin.
Bring'em here, show them how we do things, get some Hawaiian sunshine and they'd go back and sell like never before.
Onları getir, işleri nasıl yaptığımızı, Hawaii güneşini göster, böylece geri döndüklerinde eskiye göre daha iyi satarlar.
Posey will remain with orders to bring them back here if you don't return in three days. - Is that clear?
Üç günde dönmezsen Posey onları buraya getirecek.
Grab those crates and bring them over here.
Şu kasaları alıp buraya getirin.
Don't worry, I'll bring them back here.
Tekrar getirim hepsini!
Already enough drunks around here you don't have to bring them in from Paris!
- Zaten buralar da yeteri kadar sarhoş var..... bir de Paris'ten getirmek zorunda değildin!
I wonder why they would bring them up here to break them?
Buraya getirip kırmalarının nedenini çok merak ediyorum.
- Why don't you bring them in here?
- Sen iyisi onları buraya getir.
Bring them over here.
O zaman onları buraya getir.
Bring them over here.
Getir oynayalım.
bring them 33
bring them back 23
bring them to me 31
bring them in 88
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
bring them back 23
bring them to me 31
bring them in 88
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237