But we do Çeviri Türkçe
12,536 parallel translation
A friend of mine told me that living in Star City, it takes a special kind of tenacity, but we do live here, because this is our home.
Bir arkadaşım bana Star City'de yaşamanın özel bir azim istediğini söylemişti ama burada yaşıyoruz çünkü burası bizim evimiz.
She's resting now, recovering from that and the blood loss, but we do expect a full recovery.
Bunu ve kan kaybını atlamak için dinleniyor şuan. Ama tam bir iyileşme bekliyoruz.
Not that we know of... but we do know that Paul Revere recovered the Eye of Providence for Washington, and according to Pandora, the Eye was previously in the Catacombs.
Bildiğimiz kadarıyla... Ama Paul Revere'in Washington'un emriyle Tanrının Gözü'nü ele geçirdiğini ve Pandora'ya göre gözün Yeraltı Mezarlığı'nda olduğunu biliyoruz.
Look, I don't like this either, but we do not have a choice.
Bu durumdan ben de hoşlanmıyorum ama başka bir şey yapamam.
But we do have three ear-witnesses.
- Ama sesleri duyan üç tanığımız var.
But we do have a lead on Gwen's car.
- Henüz yok. Fakat Gwen'in arabasının izini bulduk.
We do have a higher ranking spy, but we don't meet often to avoid exposing their identity.
Daha rütbeli ajanlarımız da mevcut lakin ifşa olmasınlar diye pek sık görüşemiyoruz.
We haven't located it yet, but we do have the heroin that we found in Tamika's car.
- Henüz yerini saptayamadık ama elimizde Tamika'nın arabasında bulduğumuz eroin var.
I wouldn't say that, Chief, but we do need to rethink how this heroin links everything together, and then we got to hope that our witness comes through for us.
Ben öyle demezdim, şefim, ama bu eroinin nasıl her şeyi birbirine bağladığını etraflıca düşünmemiz gerek sonra da tanığımızın bizi sonuca ulaştırmasını ümit etmeliyiz.
We have guns, but so do they, so when we get up there, we cannot hesitate to kill, do you understand?
Silahımız var, ama onların da silahları var bu yüzden oraya çıktığımızda öldürmekte tereddüt edemeyiz, anladın mı?
I don't know how we even begin to process what might happen to us right now, but there are a few things that I do know.
Şu anda başımıza gelenleri nasıl idrak edebileceğimizi dahi bilmiyorum ama bildiğim birkaç şey var.
But we must do something.
Ama bir şeyler yapmamız gerek.
We don't, but what we do know is that Savage's trail has run cold.
Bilmiyoruz ama aynı zamanda Savage'in yerini de bulamıyoruz.
Well, I'll admit that it's not ideal, but what other choice do we have?
Kusursuz olmadığını kabul ediyorum ama başka şansımız var mı?
I know how to do it, but we need to figure out a way to get
I nasıl yapılacağını biliyorum, Ama biz almak için bir yol bulmalıyız.
We can't do it today, but we can schedule for next week.
Bugün olmaz ama gelecek hafta için yazabiliriz.
Yeah, we know that, but what does that have to do...
Evet, bunu biliyoruz, ama ne yapabil...
But I'll tell you what we can do.
Ama sana ne yapabileceğimizi söyleyeyim.
We have no clear photos, nor do we have a name, but I've tracked him across Europe for two years.
Ne net bir fotoğraf ne de bir isim var. Fakat onu Avrupa'da 2 yıl boyunca takip ettim.
I'm sorry, but we can't do this.
Üzgünüm ama bunu yapamayız.
But how do we do that?
- Sizi nasıl içeri sokacağız?
- I'm sorry, but we can't do this.
Kusura bakma ama artık bunu yapamayız.
But the point is, whatever you do, whatever choice you make, we're here for you... whatever you need.
Demek istediğim ne yaparsan yap, hangi seçimi yaparsan yap biz buradayız. Neye ihtiyacın olursa olsun.
We can discipline individuals for what we do know, but we can't be accountable for what we don't know.
Bildiklerimizle ilgili bireyleri denetleyebiliriz, ama bilmediğimiz şeyler için sorumlu olamayız.
But if we're the ones deciding what we're going to do, then we can do what has the least impact.
Ama ne yapacağımıza karar verecek kişiler biz isek,. o zaman en az etkiye sahip olanı yapabiliriz.
Listen, kid, tough break about the Hollywoo Stars and Celebrities Whatever, Whatever, Whatever, but what are we gonna do next?
Dinle evlat, Hollywoo Yıldızları ve Ünlüleri falan filan kötü gitti ama şimdi ne olacak?
The question now is not whether God exists, but rather, why do we depend on God?
Mesele Tanrı'nın var olup olmadığı değil,.. Bizim ona neden bu denli bağımlı olduğumuzdur?
But trust me, whatever we do, we do for you...
Ama bana güven, her neyse biz yaparsak, senin için yaparız...
So you think we should pay the ransom, but you don't want any of us to do it?
Yani, diyorsun ki fidyeyi ödeyelim ama bizden biri götürmesin.
Yes, but, Father, how do we neglect the man that nurtured us in the faith?
Evet, Ama Peder, Bizi inanç ile besleyen bir adamı nasıl ihmal edebilliriz?
But if we do not do what they want, then it can be danger for everyone in the village.
Ama dediklerini yapmassak... Tüm köy için tehlike oluşturabilirler.
But hurting the ones we love, whether we mean to or not, that's just what we do.
İsteyerek ya da istemeyerek sevdiklerimizi incitmek her zaman yaptığımız şeydir.
But I won't forget what we set out to do.
Yapmamız gerekeni unutmayacağım.
But I promise, we're gonna do it at least twice.
Ama söz veriyorum, bunu en az iki kere yapacağız.
What we do know is, in 20 years time, Kasnia is the foothold from which Savage takes over the world, so we hardly want to take him on there, but if we can figure out how his actions here lead to his rise to power, then we won't need to.
Bildiğimiz şey, 20 yıl içerisinde Kasnia'nın Savage'ın dünyayı ele geçirmesinde başlangıç noktası olacağı bu yüzden onunla orada karşılaşmak istemeyiz ama eğer yaptığı hamlelerin onu gücüne nasıl kavuşturduğunu çözebilirsek o zaman buna gerek kalmayacaktır.
I know, but it's all we can do.
Biliyorum ama yapabileceğimiz tek şey bu.
But if we can't, you have to do your best.
Ama başaramazsam, elinden gelenin en iyisini yapmak zorundasın.
It is, but what can we do?
- Öyle ama başka ne yapabiliriz?
So, today, I'm gonna do a demonstration, but I'm hopin'that, in the future, we're gonna set up some work stations so everybody can get their hands dirty.
Bugün, size bir gösteri yapacağım, ancak umuyorum ki gelecekte herkes bir şeylerle uğraşabilsin diye birkaç çalışma alanları kurabiliriz.
We're gonna have to do somethin'much simpler, since we don't have very much in the way of ingredients or knives, but it's a dish that I think some of you, in particular,
Çok daha basit şeyler yapmak zorundayız, çünkü yeterli miktarda malzememiz ya da bıçağımız yok. Ancak bence özellikle bazılarınızın seveceği bir yemek.
I wanna know why he did this just as much as you do... but we've gotta let the FBI do its job.
Bunu neden yaptığını sizin kadar ben de merak ediyorum. Ama bırakalım FBI işini yapsın.
So do we, but none of us will get them if you're dead.
Biz de istiyoruz ama eğer ölürsen hiçbirimiz cevap alamayız.
There's nothing we can do about it now but fight.
Artık savaşmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.
But how do we do that if the Time Bastards are pulling our strings?
Zaman Piçleri bizi kukla gibi oynatırken nasıl yapacağız o işi?
I repeat... if you do not, we will have no choice but to shoot you with our new bazooka.
Tekrar ediyorum, dediğimi yapmazsanız sizi vurmaktan başka çaremiz kalmaz hem de yeni bazukamızla.
We don't do porn But we like strap-ons
Porno çekmiyoruz ama vibratörleri severiz.
No, but seriously, when do we get paid?
Bu arada, ne zaman ödememiz yapılacak?
- Still no, but we should totally get high and do it.
- Sevinmiyorum ama kafayı bulup sevişmeliyiz.
Yeah, but if we're gonna do that, we do it at your offices before you close up shop.
Peki ama yapacaksak kapanmadan önce senin ofisinde yapalım.
Nothing we can do to Mark is worse than what he's done to himself, but he's not always wrong.
Mark'a yapacağımız hiçbir şey onun kendine yaptığından daha kötü olamaz ama her zaman da yanılmıyor.
Well, we may not have all the answers, but I think we do have better questions.
Tüm cevaplara sahip olmayabiliriz, ama sanırım daha iyi sorularımız var. - Ne gibi?
but we don't have a choice 20
but we don't 68
but we don't have much time 23
but we don't know 17
but we haven't 20
but we're friends 22
but we're okay 18
but we can't 95
but we will 86
but we're good 22
but we don't 68
but we don't have much time 23
but we don't know 17
but we haven't 20
but we're friends 22
but we're okay 18
but we can't 95
but we will 86
but we're good 22
but we 242
but well 40
but we won't 29
but we did 52
but we didn't 63
but we just 21
but we're running out of time 36
but we need to talk 28
but we are 63
but we'll see 21
but well 40
but we won't 29
but we did 52
but we didn't 63
but we just 21
but we're running out of time 36
but we need to talk 28
but we are 63
but we'll see 21