English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Call them in

Call them in Çeviri Türkçe

707 parallel translation
I'll call them in.
Onları çağıracağım.
That's what we call them in the fish world : fins.
Balık dünyasında onlara yüzgeç deriz.
- Call them in, Mac.
- Çağır onları Mac.
They're riding the line camp, I figured you wouldn't want to call them in.
onları aramak istemeyeceğini düşünmüştüm.
This money you sent your brother, he invested it in... fuochi d'artificio, how you call them in...
Gönderdiğiniz parayı, kardeşiniz şeye yatırdı... fuochi d'artificio, ne diyorlar ona...
Yeah, well, you just call them in and give them their walking papers.
Evet onları ara ve işten çıkarılma kâğıtlarını ver.
Just call them in and tell them they're fired.
Onları ara ve kovulduklarını söyle. - Hemen!
Then you did get the police to call them in for my protection.
O halde beni korumak için polisleri çağırdın.
You can call them in the morning and explain.
Onları sabah arar, açıklarsın.
How do you call them in English?
İngilizce'de ne diyorsunuz?
Choose the customers better before you call them in.
Hana aldığın insanlara dikkat etsene!
I couldn't call them in, there's no phones out there.
Onları arayamadım, orada telefon yok.
They didn't call their men thieves and flog them in the bone.
Hırsız deyip adam kırbaçlatmazlardı.
Selfish and shrewd, but able to look things in the eye and call them by name.
İkimiz de bozuk malız. Bencil ve kurnaz ama gözünü budaktan sakınmayan.
I know that in this office there have the same propositions to various Italian generals, the Bradoglianos, as you call them, who have given their lives for their silence, and I will not betray them.
Bu ofiste buna benzer başka anlaşmaların da olduğunu biliyorum. İtalyan generalleriyle bile... Bradoglianos cephesine girenler hayatlarını ona adarlar.
That's why they call them Micks'Harps.
Onlara o yüzden Mick'in Arpları derler.
Put in a call for the fingerprint crew. Get them up here.
Parmak izi ekibine ara ve buraya çağır.
Yet, with all modesty to say, my soul be satisfied with flowers, with weeds, with thorns, even, but gather them in the one garden you may call your own.
Bütün tevazumla söylerim, ruhuma çiçekler yeter benim arasına yaban otu karışsa da, olsa da dikenli dalı bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı.
You can put in a voucher or whatever they call them.
Bir sarf belgesi hazırlayabilirsin, ya da adına her ne diyorsan.
This is the story of 2 days, he'd call them 2 ordinary days, in his life.
Bu onun hayatındaki iki sıradan gün olarak varsayacağı iki günün hikayesi.
For ten years, I serve them in the school. That I might earn the right to call myself a "Physician."
On yıl boyunca okulda onlara hizmet ederek, sonunda doktor oldum.
I'm going to call the police and tell them... to start looking for that stick in the woods.
Polisi arayacağım ve ormanda sopa aramalarını söyleyeceğim.
Look, anybody wants tickets to the Zale fight let them call me up. I'm in the book.
Bakın, Zale maçına bilet istiyorlarsa beni arasınlar.
You know, the guys in the corps... the ones who go to see the chaplain the night before an attack... have to eat fish on Friday... we call them mackerel snap...
Biliyor musunuz, saldırıdan önceki gece.. .. ordu papazını görmeye giden bahriyeliler.. .. cuma günleri balık yemek zorundalar.
They come off of their airfields strung out in a line. Bandit trains they call them.
Hava üslerinden tek sıra halinde çıkıyorlar, onlara haydut treni diyoruz.
Is that right, Professor? You call my old man a thief and my sister a liar, and tell them you're gonna dump'em out here in the desert?
Sen benim yaşlı adama hırsız, kız kardeşime yalancı mı diyorsun ve de onları burada çölün ortasında bırakacağını mı söylüyorsun?
Or why don't we go back in and have them call us a taxi?
Veya neden lokantaya geri dönüp bize bir taksi çağırmalarını istemiyoruz?
We, in turn, call them eskimos meaning'eaters of raw flesh'.
Bize gelince, onlara "çiğ et yiyenler" anlamında Eskimolar deriz.
From what I hear, Lord Roxton's more famous shall I call them escapades which have been so widely reported in the gossip columns have hardly been in the interest of science.
Duyduğum kadarıyla, Lord Roxton daha ünlü - kaçamakları olarak adlandıracağım - dedikodu sütunlarında detaylıca bahsediliyor... bilimin ilgi alanında olması çok zor.
Well, you better call up them sick with something familiar, otherwise they gonna think you were late out drunk, been caught up in a fight or something.
Onları bildikleri hastalık için aramak her zaman iyidir, diğer türlü sarhoş olduğunu ya da kavgaya falan karıştığını sanırlar.
Well, ain't no need in moping, we need to start unpacking these crates and one of you all call the movers, tell them not to come.
Üzülmeye gerek yok, şu sandıkları açmaya başlamak lazım ve biriniz taşıma şirketini arasın, gelmemelerini söylesin.
My son-in-law is berating me, my daughter is hounding on me day and night, why I didn't call them for help.
Oğlum beni azarladı, kızım gece gündüz beni kışkırtıyor, neden onları çağırmadım diye.
Find out what hospital he's in and call them.
Hangi hastanede olduğunu öğren ve onları ara.
In a minute I'll go out in the hall and call them.
Birazdan koridora çıkıp onlara sesleneceğim.
I'll call the school and tell them we'll be there in the morning.
Okula telefon açıp, yarın sabah orada olacağımızı haber vereyim.
We'll call in and tell them we're out on a story, huh?
Telefon eder, onlara bir hikaye peşindeyiz deriz.
Call in company orders and hit them when they reach crossroads.
Kavşağa geldiklerinde vurun onları.
There's not a territorial border we cross where men aren't waiting hoping I can take them on waiting to call themselves Larkin men.
Geçtiğimiz yerlerde insanların beklediği ve umut bağladığı eyalet sınırları yoktur ben adamları işe alırken biz Larkin'in adamlarıyız demelerini bekleyebilirim sadece.
Call them and tell them you're not coming in.
Arayıp gelemiyeceğini söyle.
If I don't have those tools by then, I'm gonna call up your ship and have them pick you up in a box.
Eğer onları alamazsam, geminizi ararım ve gelip sizi buradan alırlar.
- What kind of jewels are in this? - They call them radans.
- Ne tür mücevherler var içinde?
We can call Claire and Alex and invite them for tea in the drawing room.
Claire ile Alex'i oturma odasında çay içmeye davet edebiliriz.
The whole point in having an answering service is to call them once in a while and see if you've got any messages.
Bir cevaplama servisinin olmasının tek anlamı... mesaj olup olmadığına bakmak için arada bir orayı aramaktır.
You call my mom and dad in Pittsburgh, see. You tell them I died and that you killed me!
Pittsburgh'daki anne babamı ara ve onlara benim beni öldürdüğünü söyle.
Ask them to take a call from me tomorrow morning and see that there's no one listening in.
Sabah benimle telefonda görüşeceklerini söyle. Kimse bu görüşmeleri dinlemesin.
Call Greenpoint Hospital and tell them we're bringing in a wounded cop.
Greenpoint Hastanesini arayın ve onlara yaralı bir polis getirdiğimizi söyleyin.
Call each of them and say Mr. Simonson in 22A was slaughtered?
Hepsini arayıp "22A'da Bay Simonson katledildi." mi diyeceğim?
See, they call this island Astragard... and believe it to be the garden of the gods... and perfect and unique in a desolate world, and... and set aside for them alone, forever.
Bu adaya Astragard diyorlar ve adanın, tanrıların bahçesi olduğuna inanıyorlar. Ayrıca adanın, ıssız bir yerde, mükemmel ve eşsiz olduğunu ve sonsuza dek onlara bahşedildiğini sanıyorlar.
In Ireland, my mother used to call them... the wee cuddles and the wee cubs.
Annem İrlanda'da onlara... minik sıpalar ve minik yavrular derdi.
What we should do, we will do we will call in our allies, lead the new one against them
Böyle devam edemez. Yapılması gereken her şeyi yapacağız.
Call in, tell them you need the car for another hour.
Onları ara, arabaya 1 saat daha ihtiyacın olduğunu söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]