English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Cause it

Cause it Çeviri Türkçe

22,133 parallel translation
'Cause it's big news for me.
Çünkü haberim yoktu.
But I'm not happy,'cause it's just female staff and they're teaching every child to do sit-down wees.
Ama mutlu değilim, çünkü kadın işi. Her çocuğa oturarak işemeyi öğretiyorlar.
It was after a tennis match and I had won, But not by enough,'cause it was never enough.
Kazandığım bir tenis maçından sonraydı ama yeterince fark atmamıştım, çünkü hiçbir zaman yetmez.
But he's got a very dysfunctional carpenter, psychologically sick, so he has to take him along cause he can't leave him with the crew because it's going to create chaos.
Ama marangozu çok işlevsiz, psikolojik açıdan hasta o yüzden onu yanına almak zorunda kalıyor. Onu ekiple bırakamaz çünkü kaos yaratır.
- Oh, I don't need to hide from you,'cause it turns out I'm getting out today.
Senden saklanmama gerek yok. Çünkü görünüşe göre bugün çıkıyorum.
I'll take that hatred in your face as a yes,'cause it's the same look you had the last time I put you away.
O kin dolu surat ifadeni evet olarak kabul ediyorum. Çünkü seni en son içeri tıktığımda da aynen böyle bakıyordun.
Laughed their asses off,'cause it spoke to them where they lived.
Kıçlarıyla güldüler çünkü onlara yaşadıkları yerden bahsediyordu.
Having a home confinement system for juveniles, I think, is a great thing'cause it forces the parents to take responsibility and step up.
Çocuklar için bir ev hapsi sistemi kurmak harika bir şey. Ebeveynleri sorumluluk almaya zorluyor.
'Cause it's not gonna end well for you.
Çünkü sonu senin için iyi olmayacak.
'Cause it's not gonna work.
Çünkü işe yaramayacak.
'Cause it sounded like you just said that think that you told me was rock solid was nothing more than a bucket of shit.
Çünkü çok sağlam dediğin anlaşma bana saçmalıktan ibaretmiş gibi geldi.
Either way, I suggest you sign this deal,'cause it's the best you're ever gonna get.
Yine de bu anlaşmayı imzalamanı tavsiye ederim çünkü daha iyisini bulamayacaksın.
It was very confusing'cause I'd never seen Coco Pops go in the opposite direction.
Çok akıl karıştırıcıydı çünkü ters yöne giden bir Coco Pops hiç görmemiştim.
Don't even say it,'cause that's not evidence, that's Jenny McCarthy.
" Sakın söyleme, çünkü o tıbbi kanıt değil, Jenny McCarthy.
'Cause I couldn't let him have alone time with Kate,'cause Kate would see it right away.
Kate'le baş başa kalmasına izin veremezdim çünkü hemen anlardı.
I don't know. I don't know if I believe it,'cause the spectrum is very broad.
İnanıyor muyum, bilmem, çünkü spektrum çok geniş.
Now, it's very weird'cause, over the course of my 15-year career, I've said horrible things about religion.
Bu çok garip, çünkü 15 yıllık kariyerim boyunca din hakkında korkunç şeyler söyledim.
'Cause if it stops moving forward, we'll run out of resources around the train'cause we'll be stationary.
Çünkü durursa, durağanlaşırız ve trenin dışındaki kaynaklar tükenir.
Now, I hate to break it to you,'cause I don't think you know this.
Bunu söylemekten hiç hoşlanmıyorum, zira çoğunuz bilmiyorsunuz sanırım.
But it was also safer for the women'cause they put security in these brothels.
Kadınlar için de öyle çünkü güvenlik görevlisi koydular.
And Dave has to promise to put it on the Internet,'cause if Dave doesn't, then a crime has been committed.
Dave bunu İnternet'e koyacağına söz vermeli. Çünkü aksi halde suç işlenmiş olur.
In rare cases, it's been known to cause sleepwalking, sleep eating, even sleep driving.
Nadir durumlarda, uyurgezerliğe neden olduğu biliniyor uyurken yemek yemeğe, hatta uyurken araba sürmeye.
Having been up here for a year, I now realize that a year is longer than I thought it was, cause I feel like I've lived my whole life up here.
Burada bir yıl kaldıktan sonra bir yılın düşündüğümden daha uzun olduğunu biliyorum çünkü bütün hayatımı burada yaşamış gibi hissediyorum.
Languages are just hard to learn, cause I've been studying Russian for like, I don't know, 18 years and there's no secret, it's just hard work.
Dilleri öğrenmek zordur çünkü bilmem kaç yıldır, 18 yıldır Rusça öğreniyorum ve sırrı yok, sadece sıkı çalışma.
I'll march you out of there before you get to hit play,'cause it wasn't admissible in court, and it's not admissible there.
Çünkü mahkemede de geçersizdi, orada da geçersiz olacak.
Because she's a junkie who'd say anything to get him out of what he did, so I got her out of the way'cause he did it.
Çünkü onu kurtarmak için her şeyi söyleyecek bir keşti, ben de onu saf dışı bıraktım. Çünkü o öldürdü.
And to think, it's all'cause of this chair.
Ve tüm bunlar bu koltuk sayesinde oldu.
'Cause none of it was my fault.
Çünkü hiçbiri benim hatam değildi.
Yes, it's'cause my pores are just so small.
- Gözeneklerim çok küçük ondandır.
It all starts to feel like a lost cause, doesn't it?
Her şey boşa bir çaba gibi hissettiriyor, değil mi? Ama biliyorsun..
I think of it as you get to have dinner with me and I choose to back off that trade'cause I am a standup guy.
Sen benimle yemek yeme fırsatına eriyorsun, ben ise sözünde duran bir adam olduğum için o satışı geri alıyorum.
And if anyone's insane, it's you,'cause you're the one turning down a chance to get out of that place.
Deliren biri varsa o da sensin çünkü oradan kurtulma fırsatını geri çeviriyorsun.
- It looks like a smoking gun,'cause I've been after Sutter for three years now. This guy's one slippery son of a bitch.
Kesin delil bulman gerekiyor çünkü 3 yıldır Sutter'ın peşindeyim adam hilebazın teki.
Well, just as well,'cause I don't want to talk about it.
- Hiç söylemedim çünkü bu konuda konuşmak istemiyorum.
'Cause if I wanted to talk about it, I'd be talking about it.
Eğer konuşmak isteseydim, konuşurdum.
Oh, well, it doesn't matter,'cause I'm not bringing an indictment without knowing that I can win at trial.
- Hiç fark etmez. Çünkü mahkemede kazanacağımdan emin olmadan iddianame falan hazırlamıyorum.
Good, then we can give it to Cahill,'cause he just subpoenaed it.
Güzel, o zaman bunu Cahill'e verebiliriz. Çünkü o zaten mahkemeye verdi.
It won't make any difference'cause I already put in for a transfer.
Bir şey değişmeyecek çünkü çoktan transferimi istedim.
But whether it's 30 days or 60 days, it doesn't matter,'cause I'm gonna die in here, lady.
Ama ister 30 gün olsun ister 60 gün, ben burada öleceğim bayan.
You're not much into riddles. Maybe it's'cause I'm not that good at them.
Belki beceremediğim içindir.
You think your blood pressure is a cast-iron skillet'cause I can assure you it's not.
Tansiyonunun, dökme çelik tava olduğunu düşünüyorsun ama inan bana değil. Köpekleri seviyor anlaşılan.
Why is it weird'cause I'm topless, huh?
Üstsüz olduğum için mi tuhaf oluyor?
It would take a powerful bomb to cause what happened out there.
Orada olanlar için çok güçlü bir bomba gerekir.
At 160, it will cause permanent damage.
160 da, kalıcı hasara yol açacak.
'Cause they'll be asking him about it right now.
Çünkü şu anda, ona o geziyi soruyorlar.
It's also little hard'cause you're really impressive.
Ayrıca bu biraz zor çünkü çok etkileyicisin.
It's funny though'cause... never really been like it was with us.
Bu komik çünkü asla bizim gibi oldı. Benim için.
It's'cause of the witch burnings.
Cadıların yakılmasından dolayı.
And you lying about it didn't help your cause.
Ve bunun davanla ilgisi olmadığı konusunda yalan söylüyorsun.
I just tried to soak up every last second I had left with Shelby'cause I knew, when that truck stopped... it was all over.
Shelby'yle kalan son dakikalarımın tadını çıkarmaya çalışıyordum çünkü kamyonet durduğunda her şeyin biteceğini biliyordum.
'Cause I don't see it.
Çünkü ben göremiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]