English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Check in

Check in Çeviri Türkçe

8,495 parallel translation
We should check in, see if he's made any progress.
Gidip gelişme kaydetmiş mi diye bir bakalım.
Kirsten, check in.
Kirsten, cevap ver.
They should tell you that when you check in.
Giriş yaparken söylemelilerdi bunu.
Turn it on every other day, check in with us?
Günde bir kez bizi arayacaktı?
I was just thinking since we can't use our phones, we can't check in on Stiles and Theo.
Telefonlarımızı kullanamadığımızdan beri, Stiles ve Theo'ya ulaşamıyoruz.
Downstairs, check in.
Aşağıkat, bilgi ver.
And on the way, I'm going to check in On a corrupt deputy who I've long owed a visit.
Ve yolda, uzun zamandır ziyaret etmek istediğim yoldan çıkmış bir vekile uğrayacağım.
At the end of every night I'm supposed to check in with my ATF handler, Koz.
Her gecenin sonunda, ATF aracıma rapor vermem gerekiyordu.
And so I just thought I would... check in on the chickens.
Düşündün de... Tavukları sorayım, dedim.
Anyways, I just thought I'd check in and see what you're up to, and how your date went last night, or whatever it is you wanted me to call it.
Neyse, ne yapıyorsun diye soracaktım. Dün gece randevun nasıldı? Veya ona ne dememi istiyorsan.
I wasn't on schedule yesterday, but it's not odd for Dr. Barlow to check in regularly.
Dün ben çalışmıyordum ama Dr. Barlow'un sürekli kontrol için araması tuhaf değil.
Check in with Kostya.
Kostya'yı kontrol et.
Standard operating procedure says you check in with the agent every 10 hours, which means his next call will be three hours from now.
Standart operasyon prosedürü her ajan 10 saatte bir kontrol edilir. Bu da demek oluyor ki sonraki arama üç saat sonra.
You were supposed to check in after Reno.
Reno'dan sonra birşeyler kaydetmiş olmalısın?
I got to check in.
Gitmem lazım.
I'll help Junior and then I'll be able to check in - on Hunter, too.
Hem Junior'a yardım ederim hem de Hunter'a bakabilirim.
All right, everybody, remember to check in, okay?
Pekâla, herkes yerini bildirsin, tamam mı?
Let's check in on town hall.
Belediye binasına bakalım.
I need all security teams to check in now... all hands.
Tüm güvenlik birimlerini buraya istiyorum. Tüm birimler! Durumunuzu bildirin.
I can easily see writing that letter and putting a check in there.
Bu mektubu yazıp, iş listeme... tik atmışım, bunu anlayabiliyorum.
Any gangster could check in and enjoy the hospitality, as long as that gangster promised not to bring his criminal activities into the town.
Her gangster, suç faaliyetlerini şehre çekmemeye söz verdiği sürece buraya kaydını yaptırabilir ve konukseverliğin tadını çıkarabilirdi.
Just remember to check in with yourself.
İyi olduğuna emin ol ama.
I saw you, I just wanted check in.
Geçerken gördüm, uğramak istedim.
We'll check in with Tippi Santos at Venice Beach, And your weather report from Kaz. MOLLY :
Şimdi biz hava olacak.
- Where are you hearing this, Eli? - I just got a call from a friend in the Justice Department. He asked me to check if you're funding some...
Adalet Bakanlığından bir arkadaşım arayıp Detroit'te Filistin yanlısı bir kuruluşa para gönderip göndermediğini sordu.
Ryan and I came in early to check gauges, make sure nothing had been disturbed by the police who'd been poking around.
Ryan ve ben erkenden ölçüm yapmaya geldik. Çalışan polislerin hiçbir şeyi bozmadığından emin olmak için.
When we went to check it out, this guy came out of nowhere and whacked Ryan in the head.
Kontrol etmeye gittiğimizde adam birden belirip Ryan'ın kafasına patlattı.
Lily, cross with juvenile custody worldwide, and check which countries have blue and orange in their flags, or sports teams.
Lily, dünya çapında gözaltına alınan çocuklarla karşılaştır. Ve bayrağında mavi ve turuncu olan ülkelere de bak. Ya da takımlara.
Oh, here it is, the quick check-in every two years just like clockwork.
Kolaçan etmeye geldi gene. İki senede bir, bozuk saat gibi.
I feel your constant battle to keep it in check.
- Bunu kontrol altında tutmak için kendi içinde sürekli savaş verdiğini hissediyorum.
All right, I'll check the blotters, see if there were any bes in the past two days, see if I can link any of them to Richie's cases.
- Son iki gün içinde izinsiz girilen yerler var mı diye kayıtları kontrol edeyim ve bunun Richie'nin davalarıyla bir bağlantısı var mı diye bakayım.
We need to keep the Mark in check.
Mührü kontrol altında tutmalıyız.
But I'm not gonna just believe some guy that walks in here and says a few things that sort of check out.
Elini kolunu sallayarak buraya gelip birkaç tutan şey anlatan birine öylece inanacak değilim.
I'll check this out and fill you in.
Gidip senin yerine de bakarım.
You checked into "America" on Facebook, you bleedin'idiot.
Facebook'ta Amerika'dayım diye check-in yapmışsın gerizekalı.
We must get in there to check the body.
Cesedi incelemek için içeri girmeliyiz.
I had no choice but to check you in.
Seni yatırmak zorunda kaldım.
So I stopped to check it out, and I found this guy passed out in his underwear.
Bakmak için durdum ve bu adamı iç çamaşırlarıyla bayılmış halde gördüm.
Rain check. Got to be back in four hours.
Hakkını sonra kullan. 4 saat içinde geri dönmeliyim..
Another thing- - check out the messaging Available on something like ibm's vnet.
Bir şey daha, IBM'in Vnet'indeki gibi bir ileti sistemi bulun.
I am gonna stay in here and make a list, and you go out and casually check to see if mom has any candlestick holders.
Ben burada kalıp liste yapacağım sen de gidip çaktırmadan annemin şamdanı var mıymış öğren.
Check the drawers in the bedroom.
Yatak odasındaki çekmeceleri kontrol et.
You want to check out that secret stash of booze in the crawl space at Town Hall?
- Evet. O gizli içki zulasını Kasaba Binası'nın döşeme boşluğuna çıkarmak ister misin?
You see, when an amateur wants to check a Harley's ownership history, he just checks the serial number on the motor casing.
Bak bir amatör bir Harley'in geçmişini bilmek istiyorsa motorun seri numarasına bakar.
Check the cameras in the Brooklyn-Battery Tunnel, 2 : 00 to 3 : 00 a.m... gray Crown Victoria.
Brooklyn-Battery Tüneli'ndeki kamera kayıtlarını kontrol et. Saat 2 ve 3 arası, gri Crown Victoria'daydı.
In this business, you kind of learn to check your identity at the front door.
Bu meslekte, kimliğini kapıda bırakmayı bileceksin.
Last night, several masked men robbed a number of check cashing locations in our precinct.
Dün akşam, birkaç maskeli adam bizim görev bölgemizdeki çek bozdurma yerlerinden birini soydular.
Can not check but in cash.
- Çek olmaz nakit var bende.
And he needs to find a way to keep him in check.
Onu kontrol altına alabileceği bir yol bulması gerekiyordu.
I got hired by a landscaper last week until the background check came in.
Geçen hafta peyzajcının biri beni işe aldı. Sabıka kaydım gelinceye kadar.
Should we go in and check on him?
Gidip kontrol edelim mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]