Cheerful Çeviri Türkçe
1,014 parallel translation
I can't feel cheerful about being such a hoodoo to you.
Sana uğursuzluk getirdiğimi düşününce neşelenemiyorum.
Can't you play something more cheerful?
Daha neşeli bir şey çalamaz mısın?
Can't you think of anything more cheerful to say than just good night?
İyi gecelerden başka söyleyecek daha neşe dolu bir şey düşünemiyor musun?
You don't sound very cheerful for a girl who's giving a tea party.
Çay partisi veren bir kız için hiç de neşeli görünmüyorsun.
Why should anyone be cheerful?
Birisi neden neşeli olsun ki?
It's nice to see you cheerful.
Seni neşeli görmek güzel.
Not very cheerful tonight.
Pek neşeli bir gece değil.
And so cheerful.
Ve de neşeli.
Well... anyhow, we won't have to listen to'em in the mornin', rattling'the dishes and talkin'and laughin so loud and cheerful.
Sabahları onları, tabak şangırtılarını, gürültülü ve keyifli konuşma ve gülmelerini dinlemek zorunda kalmayacağız.
When he was out of work, my mother used to give him two at a kick... and tell him to go out and to not come home... until he'd drunk himself cheerful and loving like.
İşe gittiği zamanlar, annem ona bir iki vurur... ve neşeli ve sevecen biri olana kadar... içmeden gelmemesini söylerdi.
Well... your paintings can't be very cheerful.
Yani resimlerin pek neşeli olmuyor.
Cheerful boy.
Sevecen çocuk.
Cheerful morning, isn't it?
Neşeli bir sabah, değil mi?
It is unfortunate that we cannot offer you a more cheerful welcome.
Ne yazık ki sizi hoş karşılayamayacağız.
You're looking more cheerful, Bob.
Daha neşeli görünüyorsun Bob.
It was a shame to see a nice cheerful fire like that going to waste.
Böyle hoş, cıvıl cıvıl bir ateşin boşa gittiğini görmek üzücüydü.
Be cheerful... like me!
Benim gibi... neşeli ol!
I hope he's feeling more cheerful today.
Umarım bugün daha neşelidir.
That's the reason your pictures have been so light, so cheerful, so inspiring.
Bu yüzden filmlerin bu kadar neşeli ve iç açıcı.
- You're cheerful.
- Tadını çıkartmaya bakın.
Things always seem right When you're cheerful and bright
Sen neşeli olup parıldadığında ışık saçar her şey
Didn't seem to me to be hurt, he seemed perfectly cheerful.
Kırılmış gibi de gelmedi bana. Gayet neşeli görünüyordu.
She's cheerful enough.
Yeterince neşeliydi.
I had a long, hard trip and was looking forward to a cheerful, bright house a warm bed.
Uzun ve zor bir yolculuktu, ışıl ışıl bir ev bekliyordum sıcak bir yatak.
It would've been cheerful and bright.
Işıl ışıl bir ev olurdu.
Living here with no company but the servants... it's not too cheerful, I can tell you.
Burada, hizmetçilerden başka kimse olmadan yaşamak... pek eğlenceli değil diyebilirim.
Tell it to your people. "The Lord loveth a cheerful giver."
"Tanrı paylaşımcı insanları sever"
- That Doolittle's a cheerful cuss, isn't he?
- Bu Doolittle neşeli bir herif, değil mi?
The sun was out, and everybody in the street looked more cheerful than usual... and there was a barrel organ at the corner by Harris's... and you know how I love barrel organs.
Güneş çıkmıştı, sokaktaki herkes her zamankinden daha neşeliydi ve Harris'in olduğu köşede bir laterna vardı. Laternaları ne kadar sevdiğimi bilirsin.
Thanks. Always such cheerful news.
Güzel sözlerin için teşekkürler.
Yes, quite pleasant, cheerful.
Evet, oldukça güzel ve sempatik.
How cheerful, charming and tidy your philosophy is!
Filozofluğunuz ne kadar da neşeli, hoş ve temiz.
And love is cheerful, charming and tidy, perhaps?
Belki de aşk neşeli, hoş ve temizdir?
Never has Baptiste been more cheerful and alert.
Baptiste asla fazla neşeli ve hareketli olmamıştır.
No, but I'm not cheerful either.
Hayır, ama neşeli de değilim.
We've plenty of room here and it's much more cheerful.
Burada çok sayıda odamız var, hem de çok daha iç açıcı.
Be cheerful and, you know, give him the old one-two-three.
Neşeli görünün.
It doesn't look very cheerful here.
Burası çok neşeli görünmüyor.
A cheerful, kindly figure with a friendly word for everyone.
Herkese karşı içten sözleriyle nazik ve neşeli bir kişilik.
I'm hearing your cheerful talk.
Neşeli konuşmanı duyuyorum
- Yes, that is a cheerful thought.
- Evet, bu güzel bir düşünce.
Elsie is so cheerful and full of life.
Elsie, hareketli hayatı çok sever.
The role of The Tyrant Nicolaio played by Aldo Fabrizi,... and who is fair, cheerful, powerful and strong.
Onunla alımlı, neşeli, güçlü ve güçlü olan geceleri aydınlattığın için.
Cheerful disposition That's all we need
Neşeli yaratılış Tek ihtiyacımız olan
Her face is far from cheerful.
Yüzü neşeli olmaktan çok uzak.
He sounded so happy, so cheerful.
Çok mutlu, çok keyifli gibiydi.
Cheerful little place, isn't it?
Güzel küçük yer, öyle değil mi?
You're always so cheerful.
Her zaman çok neşelisin.
Let's talk of something more cheerful.
Daha neşeli bir konudan konuşalım.
Would you now like something more cheerful bawdy even?
Şimdi çok daha neşeli, hatta müstehcen bir şeyler ister misiniz?
Cheerful too.
Neşeli de.
cheers 5512
cheering 757
cheer 40
cheerleading 27
cheerleader 17
cheerleaders 22
cheerio 162
cheers to you 19
cheery 16
cheer up 521
cheering 757
cheer 40
cheerleading 27
cheerleader 17
cheerleaders 22
cheerio 162
cheers to you 19
cheery 16
cheer up 521