Clock is ticking Çeviri Türkçe
398 parallel translation
The clock is ticking.
Zaman ilerliyor.
Remember, your biological clock is ticking.
Unutma, biyolojik saatin ilerliyor.
My biological clock is ticking...
Biyolojik saatim ilerliyor...
The clock is ticking away.
Zaman sürekli azalıyor.
- And the clock is ticking.
- Ve saat tik tak ediyor.
The clock is ticking!
Saat işliyor!
The clock is ticking.
Zaman ilerliyor!
The clock is ticking!
Zaman ilerliyor!
The clock is ticking.
Saat tik-tak geçiyor.
The clock is ticking.
Zaman geçiyor.
The clock is ticking, Batman.
Vakit ilerliyor, Batman.
The clock is ticking.
Saat ilerliyor.
- The clock is ticking. Iceland with a one goal lead.
- Zaman ilerliyor, Izlanda hala önde
If I was informed correctly, the clock is ticking.
Zamanımız yok dendi.
The clock is ticking.
Saat çalışıyor.
They're using our own satellites against us. The clock is ticking.
Bize karşı kendi uydularımızı kullanıyorlar ve saat işliyor.
My cosmic clock is ticking.
Kozmik saatim ilerliyor.
Clock is ticking, Doctor.
- Saat işliyor doktor.
The clock is ticking.
Zaman daralıyor.
The clock is ticking, Ben!
Zaman geçiyor, Ben!
The clock is ticking!
Saat işliyor millet!
Listen, we got a time bomb in there, and the clock is ticking.
Burada saatli bir bomba var ve zaman geçiyor.
B'Elanna, the clock is ticking.
B'Elanna, zaman işliyor.
The clock is ticking here.
Zaman durmadan geçiyor.
The clock is ticking.
Ama zaman daralıyor.
For some reason, my biological clock is ticking in her body.
Sanki benim biyolojik saatim onun vücudunda tıklıyor gibi.
Half an hour, the clock is ticking.
yarım saatin var! zaman işliyor!
I don't blame you for being suspicious, but if you want the cure, you'll have to trust me. - The clock is ticking.
Şüphelendiğiniz için sizi suçlamıyorum, ama eğer tedaviyi istiyorsanız bana güvenmeniz lazım ve zamanımız azalıyor.
The clock is ticking.
Saat işliyor.
Oh, so your biological time clock is ticking. That's it.
Demek biyolojik saatin çalışıyor.
There's ten million people in this city... and the clock is ticking.
Bu şehirde on milyon insan var. ve saat çalışıyor.
I know. The clock is ticking.
Biliyorum, biliyorum.
My biological clock is ticking.
Yaşım ilerliyor.
The clock is ticking.
- Başladı bile.
Well, all I can tell you, the clock is ticking away.
Beni duyuyor musun? Zamanım azalıyor.
My biological clock is ticking, Melfin, and it's a bomb.
Biyolojik saatim bir bomba, Melfin, ve işliyor.
I mean, either you talk or they'll talk. I mean, it doesn't matter. And the clock is ticking.
Ya sen konuşursun ya onlar, fark etmez.
and the clock is ticking. and you realize you're never gonna make it.
O an fark edersin ki asla yetiştiremeyeceksin.
The clock is ticking and time is everything today.
Çabuk olun. Zamanın önemini herkes biliyor.
Let's be clear about this, the clock is ticking...
Bu konuda açık olalım, zaman işliyor...
The clock is ticking.
Zamanı azalıyordu.
Einstein's clock is exactly one minute behind mine and still ticking!
Einstein'ın saati benim saatimden tam bir dakika ileride ve hala çalışıyor!
The clock is ticking.
Zaman git gide daralıyor.
# My love for you Is ticking clock, berserker
Benim aşkım senin için tıklayan bir saat, kızgınım...
The clock's ticking, and so is the bomb.
Saat çalışıyor ve tabiki bomba da.
Harry... the clock on that ninefoot nuclear weapon is ticking.
Harry bombanın üzerindeki saat çalışmaya başladı.
"The Ticking Clock" What is this?
"Çalar saat" Bu nedir?
- Clock is ticking.
- Saat işliyor.
And your own fucking life is a ticking clock too.
Ve kendi hayatın da bir saatli bomba.
And without it... without love... without anger, without sorrow... breath is just a clock, ticking.
Onsuz, aşksız öfke ve acı olmadan nefes almak bir saatin tik-taklarından farksızdır.
Without love... breath is just a clock, ticking.
Aşksız nefes almak bir saatin tik - taklarından farksızdır.