Closets Çeviri Türkçe
422 parallel translation
- In a house with our clothes in closets.
- Elbiselerimizin dolapta olduğu bir evde.
Taking advantage of a young girl... and hanging up people in closets like raincoats.
Bir genç kızı istismar etmek ve insanları yağmurluk gibi dolaplara asmak.
With that key in his possession, the thief can open 2,500 doors! To say nothing of thousands of closets and cabinets.
O anahtar elindeyken, hırsız 2500 kapıyı açabilir, binlerce dolap ve kabini ise söylememe bile gerek yok.
LET'S CLEAN OUR CLOSETS, DO OUR LAUNDRY, AND AIR OUR BEDDING.
TUVALETLERİ TEMİZ TUTALIM, ÇAMAŞIRLARIMIZI DÜRELİM VE YATAKLARIMIZI HAVALANDIRALIM.
Joseph, would you've the closets aired?
Joseph, dolapları havalandırır mısın?
Some of the closets are locked.
Bazı odalar kilitli.
Are there any other closets?
Başka oda var mı acaba?
Check the janitor closets on all floors.
Her kattaki çamaşır dolaplarını kontrol edin.
The doors and the closets creek strangely seem to make sounds I never heard before.
Dolaplar ve kapılar daha önce duymadığım tuhaf sesler çıkarıyormuş gibi geliyor.
What about the closets?
Dolaplar ne olacak?
It's too big for closets.
Dolaplar için fazla büyük.
Since I was a boy, I hate... and feared little rooms, closets, caves.
Çocukluğumdan beri, küçük odalardan, dolaplardan, mağaralardan nefret ettim... korktum.
I use all kinds of unorthodox methods. For example, I have had great success shutting people in dark closets. Really?
Bende her çeşit metot mevcut, örneğin insanları karanlık dolaplarda vurmakta çok başarılıyımdır.
Ten little skeletons in 10 little closets.
10 küçük hücrede 10 küçük iskelet.
When it was returned to me it had flowered wallpaper three new bathrooms and four new closets.
Evi onlardan geri aldığımda çiçekli duvar kağıtları üç yeni banyo ve iki tane de tuvalet vardı.
Americans, I think, are over-devoted to bathrooms and closets.
Sanırım Amerikalılar banyo ve tuvaletlere fazla düşkün.
And then you lock them away in closets.
Sonra da onları dolaplara kilitlersiniz.
Hudson, I will need these three closets and Mr Mears can have the end one.
Hudson, bu üç dolaba benim ihtiyacım olacak. Sonuncunu Bay Ogden Mayers kullanabilir.
By now quintana's men must be in the beds, Under the beds, and in the closets.
Quintana'nın adamları çoktan yatakların ve dolapların altını üstüne getirmiştir.
It's not in the apartment I went through every one of the closets
Burada yok. Her dolabı aradım.
Plenty of closets.
Pek çok dolap var.
Perhaps she didn't need five closets.
Belki de beş dolaba ihtiyacı olmamış.
You can snoop in all of my closets, peek under the beds.
Bütün dolaplarıma burnunuzu sokun, yatakların altına göz atın.
I think we should check those hallway closets.
Bence koridordaki dolapları kontrol etmeliyiz.
" There's linen in the closets...
" Dolapta yatak örtüsü var...
Her closets are full of beautiful dresses.
Eşinin dolapları bir sürü güzel elbiseyle dolu.
How busy can you be in one of these closets?
Bu tuvaletlerde ne kadar meşgül olabilirsin?
And when I open the closets and I see all those empty clothes hangers...
Elbise dolabını açıp boş askılıkları gördüğümde ise...
There are families, companies, which are formed around those who have the same skeleton in their closets.
Aynı kaba işeyenler arasında belli zümreler, takımlar oluşur. Dışarıdakiler bunu bilir ama seslerini çıkarmazlar.
Right out of "Better Homes and Closets."
Güzel dolaplarla güzel evler anlayışını hiç uymuyor.
What sort of behavior is this, to lock people into closets?
Bu nasıl bir davranıştır, insanları dolaplara kilitlemek?
Let's go upstairs and check out the general's closets.
Yukarı çıkıp generalin dolaplarına bakalım.
I take it you've already looked under the beds and in the closets.
Çoktan yatak altlarına ve dolaplara baktığınızı varsayıyorum.
I used to have horses on my walls... horses in my bedspread, horses in my closets!
Duvarlarımda atları kullandım. Yatak örtümde atlar, dolaplarımda atlar!
Closets, drawers, everything.
Dolaplara, çekmecelere, her yere.
So if your air conditioner goes on the fritz, your washing machine blows up or your video recorder conks out before you call the repairman turn on the lights, check the closets and cupboards look under all the beds.
Havalandırma cihazınız çalışmaz, çamaşır makineniz patlar ya da videonuz bozulursa, tamirciyi çağırmadan önce ışığı yakıp, dolaplarınızı kontrol edin, yatakların altına bakın.
THEY THINK WE GO IN THEIR CLOSETS AND REARRANGE THEIR THINGS.
Bize gelirler, çünkü elimizde sihirli bir değnek var ve o şeyleri hemen buluveriyoruz.
Tomorrow I'm cleaning the closets.
Yarın dolapları temizleyeceğim.
Well, my closets on the left side of my bed... so I guess I dress left.
güzel, kıyafetlerim yatağımın sol tarafında... sanırım sol.
You got six closets full of nothing to wear.
Giyecek bir şeyinin olmadığı altı dolu dolap var.
One would think you would know closets are made of cedar.
Çünkü dolaplar sedirden yapılır.
The entire civilised world knows closets are made of cedar!
Ama tüm medeni dünya dolapların sedirden yapıldığını bilir.
In Elk Snout, we don't know about them closets!
Biz dolap nedir bilmeyiz, banyo da yoktur tamam mı?
But suddenly, you're locking chauffeurs in closets, and giving going - away parties.
Ama aniden şoförleri dolaba kilitlemeye ve veda partileri vermeye başladın.
We just have to pray the other closets are bigger than this one.
Dua edelim de diğer dolaplar bundan daha büyük olsun.
Every Detective keeps his own uniform hanging in the closets and thats the one thing you never could get rid off.
Bütün dedektifler ayda bir yapılan toplantılarda giymek için üniformalarını saklarlar.
As I was going through the closets... where the owner left his belongings...
Ev sahibinin eşyalarını bıraktığı... dolaplara bakarken...
You know, I mean, I locked you up in closets all night and yelled at you.
Seni geceleri dolaplara kapattım, sana bağırdım.
You're 5 months pregnant because I made you clean your closets and get in by 10 : 00?
10 yaşına kadar kıyafetlerini temiz tut dediğim için mi 5 aylık hamilesin?
- Her closets are bulging.
- Dolabı ağzına kadar dolu zaten.
Sauna and Jacuzzi in the back just beyond the walk-in closets. As soon as I pack up, you can put your stuff away.
Ben gidince, eşyalarını getirebilirsin.
closet 47
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17