Connecting Çeviri Türkçe
1,239 parallel translation
Is connecting with someone really this complicated, or is it simple and we just make it worse?
Birine bağlanmak ya gerçekten çok karmaşık. Ya da çok basit ama biz beceremiyoruz.
- Corrine caught a connecting flight in Phoenix.
- Evet? - Corrine Phoenix'ten uçağa bindi.
The 1052 from Phoenix, connecting from Dallas.
Phoneix'ten 10.52 Dallas'tan aktarmaya geliyor.
Basically, it uses a dimension outside of our known time and space that we call subspace, and it creates a wormhole, which is like a tunnel between two connecting gates.
Temel olarak, bizim bildiğimiz zaman ve uzayın dışında bir boyut kullanıyor, ki biz buna altuzay diyoruz, ve bir solucan deliği yaratıyor, bir tünel gibi iki geçidi birleştiren.
Start connecting the dots... and you have to start asking yourself what these guys aren't into.
Noktaları birleştirmeye başladınız artık bu adamların tam olarak ne iş yaptığını sormanın zamanı geldi sanırım.
Yeah... Then try connecting with his brain.
O zaman onun beyni ile bağlanmayı dene.
It's all really about connecting your meridians.
Meridyenlere değmekle ilgili.
Connecting.
Baglaniyor.
One of the most famous places of Turkey : the Bosphorus Bridge connecting Europe and Asia.
Avrupa ile Asya'yı birleştiren Boğaziçi Köprüsü.
Look closer. There are tiny particles connecting the larger cubes.
Daha büyük küpleri oluşturan küçük parçacıklar var.
That's the tour from China, connecting to Orlando.
Çinli bir turist grubu, Orlando bağlantılı uçuyorlar.
- Connecting flight was delayed.
- Aktarma ertelendi. Dinlendik iyi geldi!
The gun we found is a match as the murder weapon, but there's nothing connecting it to the "Sixth Street Mafia".
- Bulduğumuz silah cinayet silahı. Ama 6. Cadde mafyasıyla bağlantısını gösteren bir şey yok..
Mr. General, I'm connecting you with Earl von Stauffenberg.
General, size von Stauffenberg'i bağlıyorum.
Peace is a strong word for what is connecting us now.
( Sessizlik ) Barış çok anlamlı bir kelime, bizi şuanda bağlayan bir şey.
They're connecting me.
Bağlıyorlar.
A cut can bridge millions of years, connecting the prehistoric past... to an imaginary future.
Bir kurgu tarih öncesi geçmişten hayali bir geleceğe köprü kurabilir.
And so they're getting into each other and you're connecting.
Böylece birbirlerinin zihnine giriyorlar ve siz bağlanıyorsunuz.
Connecting new tunnels with old ones.
Tarih her döneminde yapılmış olmalı.
It took one hour to the gravel bank of the connecting stream.
Donmuş gölden çakıl taşı sahile ulaşmak bir saat sürdü.
Connecting to voicemail
Telesekretere bağlanıyorsunuz.
Uh, something's not connecting up for me, Jack.
Bir şeyler kafamı karıştırıyor, Jack.
I'm connecting the flash drive Cypher gave us.
Cypher'ın verdiği USB belleğe bağlanıyorum.
Just since I got vamped at my graduation... I've had trouble connecting with people.
Mezuniyet töreninde vampir olduğumdan beri insanlarla ilişki kurmakta zorlanıyorum.
I really wish I could, but if I leave now I can get a connecting flight back to D.C.
Çok isterdim ama kalamam, eğer şimdi çıkarsam DC aktarmalı bir uçak yakalabilirim.
Is there any evidence connecting Syrrannites to the bombing?
Syrrannitleri bombalama olayına bağlayabilecek bir kanıt var mı?
Here we were so happy that you guys were finally connecting.
Sonunda iletişim kurduğunuz için burada çok mutluyduk.
Okay, start connecting those dots.
- Tamam. Noktaları birleştirmeye başla.
Guess she was gonna catch a connecting flight.
Sanırım aktarmalı bir uçuşa yetişecekti.
That noise you heard was my gun handle connecting with your wife's face.
Duyduğunuz ses karınızın yüzüne çarpan silahımın sesiydi.
We've never had any proof connecting Senator Kinsey to anything nefarious.
Senatör Kinsey'i herhangi bir yüzkızartıcı olaya bağlayan bir kanıtımız hiç bir zaman olmadı.
- Like present evidence, if there is any, connecting Kinsey to illegal activity involving those behind the rogue NID.
- Eğer varsa, Kinsey'nin korsan NID ile.. ... yasadışı eylemlere bulaştığını gösteren kanıtları sunmak gibi.
You're still not connecting the dots, Marvin.
Hala noktaları birleştiremiyorsun, Marvin.
Simply by connecting the BunVac to the Mind Manipulation-omatic, we can brainwash the bunnies.
Tavşan Vakumu'nu Akıl-Yönlendiricimatik'e bağlıyoruz, böylece tavşanların beyinlerini yıkayabiliriz.
The autopsy said that his brain was knocked loose from the connecting tissue.
Otopsi raporuna göre beyni bağ dokusundan ayrıImış.
It was like... connecting the dots.
Noktaları birleştirmek gibiydi.
Passengers making connecting flights from Mexico should proceed to gate 14.
Meksika bağlantılı yolcuların... 14. kapıya gitmeleri duyurulur.
All connecting international flights will be listed on arrival.
Bağlantılı tüm uluslararası uçuşlar giriş noktasında belirtilmiştir.
Cisco IP Communicator connecting to Merrick Biotech.
Cisco IP İletişimleri. Merrick Biyoteknoloji ile bağlantı kuruyor.
The connecting service for Milan, Bologna and Rome will be leaving from Platform 1 at least 40 minutes later than advertised.
Milan, Bologna ve Roma aktarmalı servisimiz 1 numaralı perondan, normal saatinden en az 40 dakika rötarlı olarak kalkacaktır.
The connecting service for Milan, Bologna and Rome will be leaving from Platform 1 at least...
Milan, Bologna ve Roma aktarmalı servisimiz 1 numaralı perondan, normal saatinden en az...
Passengers arriving from Lipsia and Frankfurt via Innsbruck, the connecting service for Milan, Bologna, Florence and Rome is now leaving from Platform 1, not Platform 7.
Lipsia, Frankfurt ve Innsbruck'tan gelen yolcularımızın... Milan, Bologna ve Roma aktarmalı servisimize geçmeleri rica olunur. Servisimiz 1 numaralı peronda ve 7 numaralı perondadır.
Over the years, Youth Aid International... has been connecting Third World children... to generous adults like yourselves... in our immensely successful adoption program.
Senelerden beri Youth Aid International başarılı evlat edinme programımız sayesinde, siz cömert yetişkinleri Üçüncü Dünya ülkesinden çocuklarla birleştiriyor.
It's about the impossibility of actually connecting with another human being, because we're all wearing these carapaces, this casing, this rubbish, really.
Başka bir insanla gerçekten bağ kurmanın imkansılığını anlatır aslında. Çünkü hepimiz o zırhlardan kuşanıyoruz... Bizi sarmalıyor o pislikler, gerçekten.
I think there's a religious sense in that in the sense of connecting so deeply that you're no longer human.
Bence bu sözde dinsel bir duygu yatıyor, birşeye çok derinden bağlanmanın sonucu bu ki, artık kendini insan olarak hissetmiyor.
- Connecting you.
- Bağlıyorum.
I think they're connecting.
Bence bağ kuruyorlar.
I mean, there's something connecting this to what happened to me to those girls in'69.
Yani, bana olanla, o kızlara 1 969'da olanlar arasında bir bağ var.
He didn't take connecting flight to London from there.
Uçakta aktarma olduğunda gitmiş.
"Connecting..."
"Bağlanıyor..."
And I had no other way of connecting... with the event, which was so mysterious and... and curiously, not devastating.
Ve gizemli ve tuhaf... harap edici olmayan... bu olay ile başka bir bağım yok.