Could've fooled me Çeviri Türkçe
75 parallel translation
You could've fooled me.
Beni kandırabilirdiniz.
He could've fooled me.
Beni aldatabilirlerdi.
You could've fooled me.
Yanılttınız beni.
Could've fooled me.
- Beni kandırabilirdin.
- Could've fooled me.
- Beni yanıltabilirdi.
He could've fooled me.
Benimle kafa buluyor.
You could've fooled me.
Beni kandırabilirdin.
- You may not be an Autobot, but when you rolled for broke back there you sure could've fooled me.
Elbette kurtardın. Belki bir Autobot olmayabilirsin, ama, yaptıklarınla beni bile kandırdın.
You could've fooled me.
Pekala, beni iyi kandırdınız.
Could've fooled me.
Beni aptal mı sanıyorsun?
You could've fooled me. Ow.
Biz de yedik.
Could've fooled me.
Dalga geçiyorsun.
- Could've fooled me.
- Az kalsın inanacağım.
- You could've fooled me.
Biraz önce yarışa benziyordu.
- Could've fooled me, ma'am. - Come on.
- Bu yanıltmış olabilir, hanımefendi.
- Could've fooled me.
- Beni kandırdınız.
Could've fooled me.
Beni kandırabilirsin.
Could've fooled me.
Beni kandırabilirdin.
Could've fooled me by the way you were unloading on that cell phone.
Sen o cep telefonuna bağırırken bunun aksini düşünmüştüm ben.
By the looks of things, you could've fooled me.
Görünüşe göre beni aldatabildin.
You could've fooled me. You haven't stopped brooding since we left the hospital.
Hastaneden çıktığımızdan beri beş karış suratla oturuyorsun.
- You could've fooled me.
Öyle mi? Hiç fark etmemiştim.
Could've fooled me.
Beni aldatabildin.
Could've fooled me, or anybody else for that matter.
Bu yüzden benimle alay edebilirdi.
You could've fooled me.
Beni uyuşturabilirdiniz.
Could've fooled me, the way you cleaned out Mama Kent's fridge.
Beni kandırabilirdin, Anne Kent'in buzdolabını silip, süpürmeseydin.
Could've fooled me.
- Ben inanabilirdim.
You could've fooled me.
Beni şaşırtıyorsun.
You could've fooled me.
Beni kandırabilirsin.
You could've fooled me.
bana hatırlatırsın.
Could've fooled me.
Neredeyse kandırıyordun!
Could've fooled me.
Beni korkuttu.
Could've fooled me.
Beni kandırabilirdin ama.
- Could've fooled me.
Beni kandırabilirdi.
Well, you could've fooled me.
Kandırma beni.
Could've fooled me.
Beni kandırdınız.
Oh, you could've fooled me.
Beni kandırabilirdin.
You could've fooled me.
Bana öyle gelmedi.
- Well, you could've fooled me.
- Beni kandırabilirdin.
You could've fooled me.
Beni kandıramazsın.
Could've fooled me.
Beni aptallaştırdı.
You fooled me into feeling sorry for you. I stayed awake and I worried sick about you. How could you?
Senin için üzülürken beni kandırdın, uykusuz kaldım ve senin için deli gibi endişelendim!
Mm-hmm, could've fooled me.
- Seçmiyor. Hayret, yanılmışım.
You could've fooled me.
Beni kandırmış olabilirsin.
You could've fooled me.
Az daha kandıracaktın.
Well, you could've fooled me.
- Neredeyse kandırıyordun.
Could've fooled me.
Neredeyse beni kandırabilirdin.
- Could've fooled me.
- Öyle miydi? - Sen bir sus, Fry.
I said that we could go public with the truth... that he was fooled into thinking the Wallace case was closed, that if it wasn't for you and me,
Halka doğruyu anlatsaydık diye, Wallace dosyanın kapandığına ikna oldu. sen ve benim için öyle olmasa da,
You could've fooled me.
Beni aptal yerine koydun.
You could've fooled me.
Beni neredeyse kandırıyordun.