Course i will Çeviri Türkçe
1,260 parallel translation
Of course I will.
Elbette bakarım.
Oh, of course I will!
Tabii ki seveceğim.
- Of course I will.
- Elbette söylerim.
Of course I will.
Tabii ki arayacağım.
Of course I will!
Tabiî ki!
Of course I will.
Giderim tabii.
I will do what's right for Andrew, of course I will.
Andrew için ne doğruysa onu yapacağım.
- Of course I will.
- Tabii olurum.
Yes, of course I will, if you really mean it.
Evet, elbette, eğer samimiyseniz.
Of course I will. Her mother is a very old friend.
Elbette tanıştırırım.Annesi benim çok eski bir arkadaşım.
Of course I will. There's no point if I don't.
Elbette, izlemedikten sonra hiçbir anlamı yok zaten.
- Oh, of course... of course I will.
- Evet, tabii geleceğim.
- Oh, I will, of course. Of course I will.
- Oh, tabii iletirim, tabii.
Oh, of course I will, Rob.
Şey, elbette söylerim, Rob.
Of course I will.
Peki veririm.
Of course I will use the profits to restore Charenton to its former glory.
Tabii karı Charenton'ı eski hâline getirmek için kullanıyoruz.
- Yes, of course I will.
- Evet, elbette.
Of course I will, you know that
Elbette yazarım biliyorsun.
Oh, of course I will.
Ah, elbette.
'Course I will, handsome!
Elbette yakışıklı.
Of course I will.
Tabi ki ben de.
Of course I will.
- Tabii ki isterim.
Of course I will.
Tabi ki kalır.
Uh, I mean, of course I will.
Yani, elbette yaparım.
Of course I will.
Elbette.
- Oh! - Of course I will!
- Elbette yapacağım!
I will not condone a course of action that will lead us to war.
Bizi savaşa götürecek bu çeşit bir hareketi bağışlayamam.
Dear Dr. Larch, Thank you for your doctor's bag, although it seems that I will not have the occasion to use it, barring some emergency, of course.
" Sevgili Doktor Larch, her ne kadar kullanacak fırsatım olmasa da... Doktor çantası için teşekkür ederim. Bazı acil durumlar dışında tabii ki.
Of course they will. I'm worried about sleeping in beds people might have died in.
- İçinde insanların ölmüş olduğu yataklarda yatmak beni gerçekten düşündürüyor.
Of course I will!
Tabi ki evet.
But of course children will see it. Can I finish?
Ama tabii ki çocuklar da izleyecek.
Dad, will you take me fishing in Hawaii? Of course, I will. Me, you, and Mummy will go in a big boat, and fish all day long.
baba bana havwaii'de olta alır mısın tabii alırım sen annen ben byük bi bot alırız bütün gün balık tutarız önce havaalanına bir gidelim büyük bir uçağa binelim
When we say operate, we mean, of course, I will need the operating table.
"Operasyon" demekle, operasyon masasına ihtiyacım olduğunu kastettim.
Now, I don't want you to take this the wrong way, if you need help I will, well, of course I'll help you.
- Uyuyamıyor musun? - Evet. - Özür dilerim.
Of course, he does I'm sure your wife will come
Elbette değeri vardır Eminim karın gelecektir.
Of course I will.
Söz, tamam.
Right, of course, I will when she comes in to have her sutures out, which... generally is about a week after the operation, right?
Dikişlerini aldırmaya geldiğinde konuşacağım. - Bir hafta sonra gelinir, değil mi?
Of course, when I return home and proclaim my birthright, offal such as this will no longer be allowed to offend my sight.
Elbette eve dönüp de doğuş hakkımı ilan ettiğimde bunun gibi çöplerin gözümün önünde durmasına izin vermem.
I, of course, will return home first.
Elbette eve ilk önce ben döneceğim.
Of course, if I lower the shield, my fortress will be defenseless.
Elbette, kalkanı indirirsem, kalem savunmasız kalacak.
I will consult the High Council and return shortly with a course of action.
Yüksek Konsey'e danışacağım ve hareketimizin ne olacağını az sonra bildireceğim.
I have noticed that over the course of time, a man and his dog will start to look like one another.
Zaman içinde köpeklerle sahiplerinin birbirine benzediğini biliyorum.
And though you promise that your ship's not going near Vietnam I keep thinking your course will change.
Her ne kadar, geminin Vietnam'ın yakınından bile geçmeyeceğine dair yemin etmiş olsan da, kendimi rotanızın değişebileceğini düşünmekten alamıyorum.
Over the course of the next few weeks, if you allow me, I will bring you up to speed on an incredible array of issues, the most important of which, in my opinion, Mexico.
Eğer müsaade edersen,... inanılmaz neticeler almanı hızlandırabilirim... en önemlisi, bence, Meksika işi.
Of course... it will be difficult to get a good lawyer with this money,... but this is as far as I can go.
Tabii ki... bu parayla iyi bir avukat tutmak mümkün değil,... fakat elimden gelen de bu.
I mean, of course, a time will come when Torvald is not....
Yani elbette, zaman gelecek Torvald bana...
- Of course you will. I'm well aware of the Potter neuroses.
Potter nevrozunu iyi bilirim.
The central device I'll make for Moya will be much larger, yes of course.
Moya için yapacağım merkezi cihaz çok daha büyük olacak elbette.
I will attempt to plot a course back.
Bir geri dönüş rotası saptamaya çalışayım.
She'll come around I promise. Of course we will, come on we gotta make dinner.
Tabi ki veririz, hadi yemek yiyelim..
Of course. I don't know where the lie part comes in but- - I think it will work.
Aslında yalan bunun neresinde bilmiyorum ama sanırım işe yarar.
course it is 54
course i can 24
course i do 89
course i am 43
course i did 25
i will 7976
i will call you 60
i will never forget you 25
i will marry you 56
i will never forgive you 52
course i can 24
course i do 89
course i am 43
course i did 25
i will 7976
i will call you 60
i will never forget you 25
i will marry you 56
i will never forgive you 52
i will be back 49
i will kill you 375
i will never leave you 46
i will fear no evil 57
i will always love you 92
i will do my best 52
i will be in touch 16
i will call you later 16
i will try 73
i will find you 119
i will kill you 375
i will never leave you 46
i will fear no evil 57
i will always love you 92
i will do my best 52
i will be in touch 16
i will call you later 16
i will try 73
i will find you 119