Cut him loose Çeviri Türkçe
343 parallel translation
You'll have to cut him loose, or it'll take him in half.
Ya halatı keseceksin, ya da Manuel ikiye bölünecek.
- Cut him loose!
- Bırakın onu!
Cut him loose.
Kesip, serbest bırak.
There. Now, cut him loose.
Bekle.. şimdi kesin iplerini.
Cut him loose!
Haydi, kesin şunun iplerini.
Cut him loose, Howie.
Bırak gitsin, Howie.
Cut him loose, Andros.
Iplerini çöz, Andros.
Cut him loose.
Bırakın gitsin.
Cut him loose.
Keş şunları.
Cut him loose.
Bırakın işi bitsin.
Cut him loose.
Çöz onu.
All right, cut him loose.
Pekala, iplerini kesin.
She cut him loose so he could eat his food.
Onu serbest bıraktı.
- When Jeff cut him loose - he had to cut him loose he grabbed the shotgun.
Sonra Jeff onu iplerinden kurtarınca... kesmeye mecbur kaldı çifteyi yakaladı.
Mr Shannon, cut him loose.
Bay Shannon, çözün onu.
Cut him loose.
Çözün.
- Cut him loose.
- Ellerini çöz.
Why don't you cut him loose?
onu niye çözmedin?
You cut him loose.
Sen, onu serbest bıraktın.
Cut him loose.
İplerini kes.
He'd cut him loose in a minute.
Bir dakika bile beklemeden onu takımdan gönderir.
And if a rogue does, cut him loose.
- Onlar bizi bağlamıştı. Kes iplerini!
Cut him loose.
Onu çözün.
Cut him loose.
Kefalet alın.
Now, get him down and cut him loose.
ªimdi de onu indirip ellerini çözün bakalim.
- I cut him loose of the line up by his shack.
- Kulübesi civarında ipini kesip serbest bıraktım onu
- Cut him loose?
- Serbest mi bıraktın?
I cut him loose.
Keserek serbest bıraktım onu.
Cut him loose!
- Ipini kes.
I can't hold him past noon. Cut him loose.
- Öğleden sonra adamı serbest bırakmak zorundayım ama.
We got ballistics. He shot someone else after we cut him loose.
- Onu izleyeceğinizi sanıyordum.
He got caught... but the courts cut him loose on a technicality.
Yakalandı ama mahkeme delil yetersizliği yüzünden serbest bıraktı.
- Let's cut him loose, shall we?
- Bırakalım mı?
We're gonna cut him loose.
Onu bırakacağız.
Cut him loose.
Kalk. Ellerini çözün.
So cut him loose, Lar.
Onu da serbest bırak, Lar.
Cut him loose.
Serbest bırakın.
Cut him loose, man. Here.
Git o atı çöz dostum.
Cut him loose.
Onu bırak.
Cut him loose!
Kurtarın onu!
When Enright realizes he's alone up there and they're gonna cut him loose, he will implicate N BC and Geritol like that, and believe me, you're gonna see somethin'.
NBC ve Geritol'u kolayca ele verecek.
- Cut him loose, Howie!
Geri götüreceğim onu!
Let me cut him loose.
Onu bırak. Kuyruğundan ayrılmam.
I cut him loose.
Onu serbest bıraktım.
- Had to cut him loose.
Ondan kurtulmak zorunda kaldım.
Well, it's gonna take another ten minutes, but we're going to have to cut him loose.
10 dakika daha sürecek. Ama tahmin et, onu serbest bırakmak zorundayız.
Cut him loose.
At herifi gitsin.
Sure, go find him some help... but, for God's sakes, Elliot, you've got to cut yourself loose.
Ama Tanrı aşkına Elliot, ilişkiyi kesmen gerekiyor. - Bu işe yaramaz.
He said he'd be cut loose if he copped to the DA's office. I sent him up for burglary. And there's his old buddy Miguel Torres.
Bu film sayesinde, 1992'de Kongre, bütün dosyaları gözden geçirerek hangilerinin Amerikan halkına sunulabileceğini saptayacak bir heyet atama kararını aldı.
So I'm asking you : If I serve him up as a man of honour, will you say to me now that you will cut me loose once and for all?
Şimdi soruyorum, onu size verirsem sözünün eri biri olarak, beni rahat bırakacağınıza söz veriyor musun?
I want him cut loose.
Salıverilmesini istiyorum.
cut him some slack 34
cut him off 63
cut him 23
cut him down 39
loose 132
loosen up 127
loose ends 21
cut her some slack 21
cut her loose 20
cut his throat 20
cut him off 63
cut him 23
cut him down 39
loose 132
loosen up 127
loose ends 21
cut her some slack 21
cut her loose 20
cut his throat 20