English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / D

D Çeviri Türkçe

821,483 parallel translation
I'd found out that The Falcon was protecting the file and she had the only device that could read it.
Falcon'un dosyayı koruduğunu öğrendim... ve o dosyayı okuyabilecek tek alet ondaydı.
I knew you both would be so desperate to prove you were right that you'd do whatever it took to find the device.
İkinizin de haklı olduğunuzu... ispatlamak için o aleti bulmak... için ne gerekiyorsa yapacağınızı biliyordum.
If I had told you I was innocent, you both would be so busy looking for the real killer that we'd have missed our chance.
Eğer size masum olduğumu söyleseydim, ikiniz de... katili aramakla daha çok meşgul olurdunuz... ve fırsatı elimizden kaçırırdık.
Hey, Peter. So I was just baking a coffee cake, and I figured I'd bring it over,'cause you like coffee cake.
Şey, kahveli kek pişirdim de sana da getireyim dedim çünkü sen seversin.
Well, I was just thinking, you have that extra ticket, maybe you'd want to...
Şey, fazladan biletin var, belki beni götürmek istersin diye düşünü......
They'd just show me up and ruin it for me.
Ben arada kalıp mahvolurum.
And over there's where I threw a d-cell battery at Jose Canseco.
Ve orası da, Jose Canseco ya bozuk pil attığım yer.
Guess you don't have a lot of babes out here. Except for babe Ruth.
Buranın dışında bir yerde hatun yok diye düşünün.
Okay, Lois, catch the ball, and if your foot comes off the bag, just tag Peter on any part of his body.
Pekala Lois topu yakala ve eğer ayağın dışarı çıkarsa Peter'ı peşinden koştur..
Uh, wow, we'd love to... Mom, but we promised Stewie we'd perform a puppet show for him later today.
Tabi, isteriz.Anne ama Stewie'ye onu kukla gösterisine götüreceğimize dair söz vermiştik.
And if he knew there was someone out there and we weren't doing everything we could to try to find them, he'd be rolling over in his ashes.
Ve eğer orada bilseydi Orada biri vardı Ve elimizden gelen her şeyi yapmıyorduk Onları bulmaya çalışmak için, o Onun küllerinde devrilsin.
- What'd she say about it?
- Bu konuda ne söyledi?
Yeah, we thought we'd make it nice for when this kid comes back.
Evet, güzel yapar mıyız sanıyordum Bu çocuk geri geldiğinde.
I mean, it'd be nice if it was on the sooner side!
Yani, güzel olur Eğer daha erken taraf olsaydı!
And that can happen for you if you'd just give it a chance!
Ve bu sizin için olabilir Sadece bir şans verirsen!
I just wish she'd give us some kind of a clue, you know?
Keşke bize vereceğini isterdim Bir çeşit ipucu, anlıyor musun?
What'd you have for lunch today?
Bugün öğle yemeğinde ne yedin?
You'd rather have a jumbo, bacon double cheese burger from Baxby's any day of the week, isn't that right, Stu?
Haftanın herhangi bir günü Baxby'den jumbo pastırmalı duble cheeseburger yemeyi tercih edersin. Bu doğru değil mi Stu?
If you need a good dry cleaners, I know a guy.
Üzgünüm. İyi bir kuru temizlemeciye ihtiyacın olursa tanıdığım biri var.
I'd like to go for the whole weekend.
Ben tüm hafta sonu için gitmek istiyorum.
I was going to mention there's one more thing that I'd like to request.
Bir isteğim daha olduğunu söyleyecektim.
During the simulation, I'd like for you to... slap me.
Simülasyon süresince beni tokatlamanı istiyorum.
Can you just stop for a second and think about what she'd say?
Bir saniyeliğine durup onun ne diyeceğini düşünür müsün?
I'd like to say hi to them.
Onlara merhaba demek isterim.
The police are outside.
Polisler dışarıda.
Guy I know was a mechanic there.
Orada tanıdığım bir tamirci var.
The number you have reached is not in service.
Aradığınız numara servis dışıdır.
I mean, somebody that might benefit from you being sidelined for a few days?
Birkaç günlüğüne senin saf dışı kalmandan faydalanabilecek birisi yok mu?
My clients come to me to escape their everyday troubles and immerse themselves in a scenario, however unorthodox, that really helps them gain some solid perspective on life.
Müşterilerim bana günlük sıkıntılarından kaçmak için geliyorlar ve kendilerini bir senaryonun içine sokuyorlar, ne kadar alışılmışın dışında olsa da bu hayata dair sağlam bir bakış açısı kazanmalarına yardım ediyor.
It's just... you and them cut off from the outside world, and they get to that that microcosm, where time ceases to exist.
Burada konu sadece sen ve onlar, dış dünyayla bağlantıları kesilip zamanın durduğu o küçük evrene ulaştıklarında ve manevi olarak içe çekilmeye zorlandıklarında kendilerini çok daha iyi tanıyorlar.
And they're forced to retreat inward and really get to know themselves better, and I'd say nine and a half times out of ten, they emerge from that experience a more fulfilled human.
Ve ben on seferin dokuzunda bu deneyimden daha tatmin olmuş bir insan olarak çıkıyorlar diyebilirim.
Yes, asshole, I'd like some food.
Evet göt herif. Yemek isterim.
So you'd let me go?
- O zaman gitmeme izin verir misin?
- You'd do that? - Yeah.
- Bunu yapar mısın?
I'd like you to get in the trunk. Now.
Bagaja girmeni istiyorum, hemen.
I'd like you to do it without the narration.
Bunu anlatmadan yaparsan sevinirim.
I'd be happy to help you with your mother.
Annen konusunda yardımcı olmaktan memnun olurum.
"It is only the details of how he lived and how he died that distinguish one man from another."
"İnsanları ayırt eden yaşam ve ölümlerinin detaylarıdır."
Yeah, I'm friendly with some people at homeland security.
Benim de İç Güvenlik Bakanlığı'nda tanıdıklarım var.
Metro P.D. found Cassie's car and called it in immediately.
Polis Cassie'nin arabasını bulup hemen haber verdi.
She'd been shot once in the head, execution style.
Başından vurulmuş, infaz edilmiş.
How'd it go with Reid?
- Reid ile görüşme nasıldı?
Your gun was used in a murder in D.C. recently and others like it over the last 5 years.
- Silahın D.C.'de bir cinayette ve beş yıl boyu benzer cinayetlerde kullanılmış.
How'd you know that?
Nasıl bildiniz?
She'd be a good drug mule.
İyi bir kaçakçı olur.
But you keep this up, keep thinking the normal rules apply in here, then I cannot help you.
Ama böyle devam edip dışarıdaki kurallara göre yaşayacaksan sana yardım edemem.
Yeah. How'd you know that?
Nasıl bildin?
I know if I chose to ignore protocol and waste the judge's time, I'd certainly propose more than a couple of loosely tied theories.
Ben protokole uymayıp bir yargıcın vaktini harcamayı seçsem ucu açık teorilerden fazlasını getirirdim.
- Get out.
- Çık dışarı.
- Get out!
- Çık dışarı!
- What'd you say?
- Ne dedin sen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]