Did she now Çeviri Türkçe

- Did she now?

- Şimdi de diyor mu?

Did she now?

- Öyle mi?

Tina needs me as much now as she did a minute ago.

Tina bir dakika önce ne kadar beni istiyorsa, şimdi de öyle.

But now I know that she did it. Take this down.

- Ama artık biliyorum.

Now, Frank maintains that she did see him several times on the 22nd of December... when the cops were taking him around from station to station.

Frank'ın söylediklerine göre ise Wanda onu Aralığın 22'sinde polisler karakol karakol gezdirdikleri sırada bir kaç kez görmüş.

Now, if we dismiss the idea of a romance between you... what other motive can you think of for what she did?

şimdi, aranızda romantik ilişki olduğu düşüncesini bir kenara bırakırsak... O'nu bu davranışına ne sebep olmuştur?

Now, why do you think she did that?

Niye böyle yaptığını düşünüyorsunuz?

Now, if he called his wife long distance on the day she left, after she arrived in Merritsville, why did she write a card to him saying that she'd arrived in Merritsville?

Karısını evden ayrıldığı gün, Merritsville'e vardıktan sonra başka bir şehirden aradıysa, kadın neden oraya vardığını söyleyen bir kart yazdı?

- Now, where did she go?

- Nereye gitti?

I did. But she's dead now.

Öyle... ama artık öldü.

Now, where the hell did she come from?

Hangi cehennemden çıktı bu kadın?

Now the lady gets headaches, she prefers to be alone. - What did you do?

Şimdi bayanın başı ağrıyor, yalnız kalmak istiyor.

Now, what did she do?

Peki, o ne yapmıştı?

How did Liza defend herself and influence Marta's fate the fate she recounted to her husband and now prefers to end unfinished?

Liza kendini nasıl savundu? Marta'nın kaderini, kocasına anlattığı kaderi nasıl etkiledi? Ve bu hikâyeyi neden tamamlamadan bitirmeyi tercih ediyor?

She's alive somewhere, right now, she's walking round this city, because I can change, I did change.

Şu ana bir yerlerde hayatta. Şehirde yürüyor çünkü ben değişebilirim. Değiştim.

What she did is something a lady can only do once, now, isn't it?

Bir bayanın onun yaptığı şeyi ikinci kez yapması zordur. Öyle değil mi?

But she didn't have to tell you about that, now did she?

Ayrıca bu sırrı sana söylemek zorunda değildi, öyle değil mi?

Now, tell me, did she happen to make any comment about those ears?

Şu kulaklar hakkında bir yorumda bulundu mu peki?

Now... that blonde dame... you picked up in the drink- - what did she look like?

Şimdi denizde bulduğun o sarışın kadın.

She did, now you come to mention it.

Dedi sahi ya.

Now, exactly what did she say to you?

Size tam olarak ne dedi?

And now he wants to die there, just as she did.

Ve şimdi de aynen eşi gibi, o da orada ölmek istiyor.

She did you a favor... and now you can return this favor.

O sana bir iyilik yaptı... şimdi sen de bu iyiliğin karşılığını verebilirsin.

You mean that you now believe that she did kill her husband?

Şimdi onun kocasını öldürdüğüne inandığınızı mı söylemek istiyorsunuz?

- She's cured now. - Did she say she was cured?

- İyileştiğini mi söyledi?

I did hear that she left her father's house... but I've no idea where she is now.

Babasının evini, terk ettiğini duymuştum ama şu anda nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yok.

Why did she have to leave right now?

Neden hemen ayrıldı?

Now, that one, did you know she was a cop?

Şimdi, biri o, sen biliyorum o bir polis olduğunu mı?

... bill's wife died in a barroom fight now she keeps singin morning'till night ride around kinda easy ride around... did you ever try a... huh?

Hiç denedin mi?

She did see the assassin! And it's because of her greed that she now lies dead!

Aç gözlü olduğu için burada cesedi yatıyor.

What did she do now?

Şimdi gene ne yaptı?

Now she thinks, maybe he did do it.

Şimdi, "acaba o mu yaptı" diye düşünüyorsun.

She doesn't care, she's happy because she's doing well now. How did he feel about losing his classmates?

Önemsemiyor, şu an mutluymuş, çünkü işleri iyi gidiyormuş.

- She did it now!

- Evet ama işte yaptı.

Did you see how self-satisfied she was just now?

Şimdi onun nasıl kendini beğenmişin teki olduğunu anladın mı?

You know, in the beginning I was so much against her going to the United States but now I'm so glad she did.

İlk başta onun Amerika'ya gitmesine karşı çıkmıştım. Fakat şimdi gittiğine çok memnunum.

Now you tell me, did she come here to marry, or to commit suicide?

şimdi söyle bana o buraya evlenmek için mi yoksa intihar için mi geldi?

What did Anne say? Well, I got slung, didn't I, so there's not much she can say, is there now?

İşten atıldım, ne diyebilir ki?

Lucky for you she did... otherwise, you could be on your way... to a juvenile home or worse by now.

İyi ki de aramış. Yoksa çoktan ıslah evi ya da daha beter bir yere doğru yola çıkmıştın.

- Now who spilled this Coke? - She did it.

- Şimdi bu kolayı kim döktü?

I miss her and love her as much right now as I did when she was still here.

Onu özlüyorum ve onu bugün de yaşarken sevdiğim kadar çok seviyorum.

Did you notice that tone that she takes with me now?

Ses tonunu fark ettin mi?

I'm afraid she did, sir, and she has now repaired to the garden room.

Korkarım ki öyle, efendim, ve şimdi de bahçeye çıktı.

Maybe she did once, but she doesn't now.

Belki önceleri seviyordu, ama artık sevmiyor.

Now, how the hell did she go and sleep through this whole goddamn thing?

Tüm bunlar olurken kız neden dışarı çıkmadı ki?

Did she say anything then which you might now recall in view of what has occurred?

Size dün akşam, olan tüm bu olaylarla ilgili hatırlayabildiğiniz, bir şeyler söyledi mi?

- Now, you've had your turn! Now, the rule of law demands that this girl receive the maximum penalty for what she did.

Yasalar onun en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

She didn't give us her name, sir but she did say there would be no record of our actions and that our role would have to go unrecognized at least for now.

Bize adını söylemedi efendim. Yaptıklarımızın kayıt altına alınmayacağını ve aksilik durumunda görevimizin Yıldız Filosunca tanınmayacağını söyledi.

What did she do now?

Şimdi ne yaptı?

- She did. - And now she wants out?

Tepemi attırmaya çalışıyor.

If I did indeed have the cure for Scully's cancer, I was now as dependent on her as she was on me.

Eğer gerçekten Scully'nin kanserinin tedavisi bende idiyse, o bana, ben de ona muhtaçtım.