Diver Çeviri Türkçe
589 parallel translation
What are you, a diver?
Kimsin sen, dalgıç mı?
Well, the diver who went down to inspect the bottom of the ship... came across the hull of another boat- - a little sailboat.
Şey, geminin dibini incelemek için dalan dalgıç başka bir teknenin gövdesine rastlamış küçük bir yelkenli.
They sent a diver down.
Aşağı bir dalgıç gönderdiler.
The diver made another discovery.
Dalgıç başka bir şey daha keşfetmiş.
When I was very young, a child in fact, I climbed to the top of a high tree... stood like a diver, and announced to my horrified governess :
Çok gençken, hatta çocukken, yüksek bir ağacın tepesine tırmanmıştım dalma durumunda, ödü kopmuş dadıma seslenmişim :
Lieutenant, this is gonna look just like a diver's helmet.
Tegmen, bu dalgïçlarïn baslïgïna benzeyecek.
- Only because no diver will go down.
Çünkü oraya dalacak bir dalgıç yok.
I will undertake to find an experienced diver... to show Mr. Tolliver the way.
Bay Tolliver'a yolu göstermesi için deneyimli bir dalgıç bulacağım.
Then a naturalist gave a lecture and you wanted to be the first female deep-sea diver.
Sonra, doğa bilimci birisi ders verdi ve sen ilk kadın dalgıç olmayı istedin.
What is this sister of yours, a deep-sea diver?
Yoksa ablan derin su dalgıcı mı?
Ever see a Polynesian Pearl Diver before?
Daha önce'Polinezyalı İnci Dalgıcı'görmüş müydünüz?
How's the deepsea diver?
Dalgıç bey nasıl?
You have a champion skin diver here.
Arkanızda şampiyon bir dalgıç var.
Do I look like a pearl diver?
İnci dalgıcına mı benziyorum?
- They're sending a diver down.
Suyun dibine bir dalgıç gönderiyorlar.
Like standing at a diver's rock.
Dalmak için yüksek bir kayada dikilir gibi.
- And Sonja's a brilliant diver.
- Ve Sonja da harika bir yüzücü.
The newspapers reported that he had drowned a fishing boat, dragged two young nuns into the ocean and swallowed a pearl diver.
Gazeteler, bir balıkçı teknesini batırdığını ve iki genç rahibeyi okyanusun içlerine sürüklediğini ve bir inci avcısını yuttuğunu yazdı.
I'm going to get rid of those bums and employ just one pearl diver.
Yakında bu serserilerden kurtulacağım ve tek bir inci avcısı çalıştıracağım.
They said he must have drowned. But he was too good a diver for that to happen.
Boğulmuş olabileceğini söylediler, ama çok iyi bir dalgıç olduğu için bu başına gelemezdi.
No, Moreno is one champion diver of all Mexico.
Moreno tüm Meksika'nın bir numaralı şampiyonu.
The champion diver.
- Şampiyon dalıcı.
He's the best cliff diver at La Perla.
La Perla'nın en iyi kayalık dalgıcı.
Moreno's the diver. Let him dive.
- Moreno atlasın.
Ladies and gentlemen señoras y señores in honor of our most distinguished guests we present the champion diver of them all, the great Moreno!
Bayanlar ve baylar, senyoralar ve senyorlar, saygıdeğer konuğumuzun onuruna en büyük şampiyon dalıcımızı takdim ediyoruz, büyük Moreno!
Yes, with a scuba diver, you know.
- Başkasıyla demek. Evet, bir scuba dalgıcıyla.
- With the scuba diver.
Ben Capri'de kaldım.
Like a diver.
Dalgıç gibi.
You'll be like a diver in a decompression chamber
Açıklayayım. Basıncı azaltma bölümündeki bir dalgıç gibi olacaksınız.
NO, NO, NO, HE WAS A DIVER!
- Hayır, o dalıcıydı.
You son of a bitch, tell me how many spare chippies you got you butternut muff-diver, I'll tell you how many I need!
Seni orospu çocuğu, elinde fazladan kaç orospu var söyle... ben de sana kaç tane istediğimi söyleyeyim aşağılık herif!
Diver.
Diver.
Uh, Diver is our pathologist.
Ah, Diver bir patolog.
Get to the point, Diver.
Sadede gel, Diver.
The underwater feeding show... by Marineland's staff diver in the giant fish tank.
Dev akvaryumda Marineland çalışanlarının sunduğu balık besleme gösterisi.
A water bird... a diver
Bir çeşit kuş... Dalgıç kuşu.
You're not dealing with just another Nazi party diver
Bu adam sıradan bir Nazi partisi üyesi değil.
I'm an experienced scuba-diver.
Ben deneyimli bir dalgıcım.
- You a diver?
- Sen dalgıç mısın?
- Keep off, there's a diver down!
- Dalgıç var, dümen kır!
No running lights, just the diver's flag.
Görünen ışık değil, dalgıcın bayrağı sadece.
- Diver's camera from the cruiser.
- Kruvazor dalgıcının kamerası.
Well, one day I came home, and I found her in bed... with a high diver from the local pool.
Neyse, bir gün eve geldim ve onu yatakta buldum... Mahalle havuzundan bir yüksek atlamacıyla.
Don't be stupid. She was a brilliant diver.
- Saçmalama, o harika bir dalgıçtır.
Are you going to behave, or do we have to find another diver?
Adam olacak mısın, yoksa başka bir dalgıç mı bulalım?
And you're about to become the highest paid diver in history.
Ve sen, tarihin en pahalı dalgıcı olmak üzeresin.
- More than one diver on a single tank.
- Tek bir tüpte birden fazla dalgıç.
Seemed like you were a pretty good diver.
Çok iyi bir dalgıca benziyorsun.
AMY : I didn't know you were a diver, Face.
- Dalgıç olduğunu bilmiyordum Face.
If I was at the bottom of a bar, some willing diver would have to bring me up.
Eğer bir denizin dibinde olsaydım...
An elderly diver who's easy to please.
Beni çıkarmaya gönüllü olacak dalgıç yaşını başını almış ve kanaatkâr biri olurdu.