Don't follow me Çeviri Türkçe
595 parallel translation
I know you don't follow Arsenal but they're a good bet, believe me.
Arsenal'i takip etmediğinizi biliyorum, ama inanın onlara oynamak iyi kazandırıyor.
- Don't follow me.
- Peşimden gelme.
You follow me, don't you?
Beni dinliyorsunuz, değil mi?
Don't try to follow me tonight or I'll put a dent in that ugly head of yours.
Beni takip etmeye ya da ne yaptığımı kafana takmaya kalkma.
- Don't follow me!
- Benim peşimden gelme.
You do follow me, don't you?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Look, don't follow me!
Bakın, beni takip etmeyi bırakın!
And don't try to follow me, or I still might.
Sakın beni takip etmeye kalkmayın, sizi hala vurabilirim.
Oh, you do want me to follow up, don't you?
Oh, onu izlememi istiyorsun, değil mi?
Don't try to follow me, Clint.
Beni takip etmeye çalışma, Clint.
Listen, don't follow me.
Bak, beni takip etme.
You don't have to follow me.
Anlamanız gerekmiyor.
I don't like that you follow me.
Beni izlemenizden hoşlanmadım.
Don't follow me.
Beni izleme.
- And don't follow me.
- Sakın peşimden gelmeye kalkma.
- Why don't you follow me?
- Beni izlesene.
And don't you try to follow me!
Peşimden gelmeye kalkma sakın!
Please believe me, David, sometimes I don't like my instructions, but I follow them.
İnan bana, David, bazen talimatlarımı sevmiyorum ama uyguluyorum.
Don't follow me.
Beni takip etme.
Why don't you follow me?
Niçin beni takip etmiyorsunuz?
But don't tell them to follow me.
Beni izlediğinizi sakın söylemeyin.
You don't follow me.
Anlamadın.
And don't follow me.
Ve peşimden gelme.
Don't follow me around.
Peşimde dolaşma.
Why don't you follow me and find out?
Niye öğrenmek için beni takip etmiyorsunuz.
Don't follow me like some loyal dog.
Evcil köpeğim gibi takip etme beni.
Don't follow me!
Beni takip etme!
Don't follow me like a dog.
Beni küçük bir köpek gibi takip etme.
No, don't follow me, and don't zoom in on me.
Hayır, beni izleme. Bana zum yapma.
I can't read, and I don't know kung fu why do you have to follow me?
Ben okuma yazma bilmem, Kung fu'umda yoktur neden beni izliyorsunuz!
Don't worry ; follow me.
Endişelenmeyin ; Beni izleyin.
Please don't follow me
- Beni rahat bırak!
Please don't try to follow me.
Lütfen beni izlemeye çalışma.
You don't want me to follow it up or to go after Eduard Roschmann?
Bu işi araştırıp Eduard Roschmann'ın peşine düşmemi istemiyor musun?
If you're tired of me, find another partner somewhere, but whatever you do, don't follow her down there.
Benden sıkıldıysan kendine başka bir yoldaş bul ama ne yaparsan yap o kızın peşinden gitme.
Why don't you just follow me?
Beni takip etseniz daha iyi olur sanırım.
Now, you follow me and don't even think about running.
Şimdi beni takip et ve sakın kaçmayı düşünme.
Remember this- - don't follow me.
Aklında bulunsun sakın peşimden gelme.
You don't need to follow me.
Beni takip etmek zorunda değilsiniz.
And don't follow me.
Ve beni takip etme.
Don't listen to Qi Shanyun, follow me.
Lütfen bende kalın! ısrar ediyorum!
Follow me, but don't touch anything!
Beni izleyin, ama hiç birşeyi ellemeyin!
Follow me. - Please, I don't...
Beni izle.
And don't try to follow me.
Beni izlemeye çalışmayın.
Don't follow me.
Peşimden gelme.
Don't follow me to school.
Beni okula kadar takip etme.
You don't try to follow me to school and you don't meet me when I come home.
Beni okula kadar takip etmeye tenezzül etmiyorsun ve döndüğümde de beni karşılamıyorsun.
- A woman was murdered! - I'm leaving! Don't follow me home!
Ben gidiyorum ve sakın beni takip etme.
Give me your fan, or else don't follow us
Ya bana oyuncağını ver ya da peşimizden gelme.
- And don't follow me!
- Ve beni takip etme!
Don't you ever follow me again.
Beni bir daha asla takip etmeyin.