Earlier Çeviri Türkçe
16,020 parallel translation
I was speaking with Hayley earlier.
Hayley ile daha önce konuşuyordum.
I was just trying to be a good friend earlier.
Sadece iyi bir arkadaş olmaya çalışıyordum.
Earlier this week, I got a phone call.
Hafta başında, bir telefon aldım.
You ran Jackson Oz's blood earlier for internal bleeding.
İç kanama için Jackson Oz'un kanını test etmiştiniz.
I saw you staring earlier.
Daha önce bana baktığını gördüm.
- Victim is mid - 60s. Attacked inside his hotel room sometime earlier this morning.
- Kurban 60'larının ortasında bu sabah erken saatte otelin içinde saldırıya uğramış.
Do you believe what you said earlier, that a genius could solve this by dawn?
Bir dâhinin şafağa kadar çözebileceğine?
Well, a little earlier, somebody snuck in here and took pictures of me in the shower with my phone and then deleted the accident pictures, too.
Bir süre önce, birileri eve sızıp duş alırken benim telefonumla fotoğraflarımı çekmiş sonra da kaza fotoğraflarını silmiş.
Cause you were talking earlier about deleting pictures.
Zira fotoğraflarımı silmekten bahsediyordunuz daha öncesinde.
See, I told you there's a good explanation for all that crazy shit earlier.
Gördünüz mü, size bu saçmalığın bir açıklamasının olacağını söylemiştim.
It's just that, something came up with the information you gave me earlier.
Şu bana daha önce verdiğin bilgilerle ilgili bir mesele çıktı da.
We wait until Sunday and go in earlier.
Pazara kadar bekleyip erkenden gireriz.
I had a really great time earlier.
Bugün gerçekten çok iyi zaman geçirdim.
I, uh, I was gonna tell you about that earlier, and I thought it would be better if I told you in person, so...
Daha önce anlatacaktım, ama yüzüne söylemek daha iyi olur diye düşündüm...
I felt dreadful having to rush away earlier.
Sabahki telaşeden dolayı berbat hissediyorum.
He was dead to the world when I called earlier.
Sabah aradığımda dünyadan göçmüş gibiydi.
Remember what I said earlier?
Bugün sana ne dedim hatırlıyor musun?
I've never thought I'd have to worry about this, but earlier on, she was acting very strangely.
Bu konu hakkında endişelenmeme gerek yok diye düşünmüştüm ama bu sabah çok garip davranıyordu.
Your reaction earlier had me worried.
Bugünkü tepkin beni çok endişelendirdi.
Earlier, I upset you... And I'm sorry.
Sabah, seni üzdüm ve özür dilerim.
He was admitted earlier this morning.
Bu sabah erken saatte gelmiş.
- Didn't have a problem earlier, did you?
- Önceden bir sorun yaşamadınız, öyle mi?
And while ms. Keen did fire the shot that killed him, Earlier today a judge accepted her plea
Onu öldüren atışın sahibi Bayan Keen sabah erken saatlerde kasıtsız adam öldürme suçundan yargıç önüne çıkarıldı.
- Mm. Guys, I think I'm gonna hit up an earlier yoga class.
Arkadaşlar, bence ben erkenden yoga dersine gideyim.
earlier, when we told Allison that we were not going to enact revenge...
Sabah Allison'a intikam almayacağız derken ciddi miydik?
Mrs. Lombard, I realise in many ways it would have been better to have mentioned something about this earlier in the evening, but, please, don't slap me.
Bayan Lombard, bu akşam daha erken saatlerde bunu daha iyi açıklamanın yolları vardı biliyorum ama lütfen beni tokatlamayın.
Earlier at the mansion, I think I saw her coming... and just now, it was like she was calling for help.
Konaktayken sanırım onun geldiğini gördüm... ve şimdi de, sanki yardım çağırıyordu.
I hit his mask earlier, I smashed a piece off, I think it hurt him.
Onun maskesine vurdum daha önce, bir parçasını kırdım. Bundan canı yandı sanırım.
Look, what I said earlier... your marriage is none of my business.
Daha önce söylediğim şeyler evliliğin beni ilgilendirmez.
She did mention a bit earlier.
Öyle bir şeylerden bahsetmişti.
- I had mine earlier.
- Ben daha önce yedim.
I like that it's getting dark earlier.
Erken kararan havaya bayılıyorum.
Gibbs came to see me earlier.
Gibbs beni görmeye gedli.
Ladies and gentleman of the jury, I think most of us... You guys heard evidence earlier in the trial that I have a photographic memory, and I do, but the way it works...
Jürideki hanımefendiler ve beyefendiler bence bir çoğumuz duruşmanın başlangıçlarında fotografik hafızaya sahip olduğumu duydunuz.
Earlier this week, the murder of three of my contractors was ordered by someone in this room to send a message that they believed I was working with the FBI.
Bu hafta başında, üç maaşlı çalışanım bu odadakilerden birinin emriyle benim FBI ile çalıştığıma inandırılmış biri tarafından bana mesaj göndermek adına öldürüldü.
Lizzy, I misspoke earlier... about your child.
Lizzy çocuğun hakkında kırıcı konuştum.
Look, you mentioned earlier, you weren't ready to take your brother's badge.
Bak, kardeşinin rozetini almaya hazır olmadığını söyledin.
I could have done with you coming back earlier to help get the kids ready.
Çocukların hazırlıklarını erken bitirip, sana bişeyler ayarlayabilirim.
I got some crystals earlier.
Önceden biraz kristal almıştım.
You know, I'm just thinking about what you said earlier, and, you know, they're really liking me at the place and they said that I can have a full time job interview tomorrow so
Sadece daha önce söylediklerini düşündüm Evde benden kötü etkileniyorlar Yarın tam zamanlı bir iş görüşmem var ve
Hey, ain't that one of the guys we saw from earlier going into the chip shop?
Balıkçıya girerken gördüğümüz onlardan biri değil miydi?
So, earlier that day, I was with my husband and our lawyers, and he said that I was cold and that I always be alone.
O günün öncesinde Kocam ve avukatlarıyla birlikteydim ve bana duygusuz olduğumu ve her zaman yalnız olacağımı söylemişti.
What happened earlier today, you challenging me in front of Army CID, that was unacceptable.
Bu sabah ne oldu ordu çalışanları önünde bana karşı geldin, bu kabul edilemez.
Look, I'm sorry it's your sister, and I'm sorry I didn't tell you earlier, but I...
Bak, o senin kardeşin ve sana daha önce söylemediğim için özür dilerim ama... Reade, yapma.
I would have taken one of his earlier pieces myself, but...
Önceki eserlerinden birini kendime almıştım fakat...
Sorry, Ms. Weller, it says your brother checked himself out earlier today.
Üzgünüm Bayan Weller, kardeşiniz bugün erken saatlerde ayrıldı.
Sarah, I've been thinking a lot... about what you said to me earlier, and it made me realize...
Sarah, bana daha önce söylediklerini çok düşündüm ve bir şeyi fark ettim.
Well, I explained to Patterson earlier that the girl has a very severe form of autism.
Daha önce Patterson'a da açıkladım kız otizmin ileri bir derecesinde.
The exact same amount you withdrew from your account just days earlier.
Birkaç gün önce hesabından çektiğin parayla aynı miktar.
I thought that you might want to check out the book Liam was talking about in class earlier.
Düşündüm de, belki daha önce Liam'ın bahsettiği kitabı incelemek istersin.
When you introduced yourself earlier, I... I knew you had figured out it was me.
Kendiğini tanıttığında, ben olduğumu anladığını biliyordum.