Enough said Çeviri Türkçe
1,550 parallel translation
Enough said.
Bunu söylemen yeter.
I mean, look, if you are a nutter, enough said.
Deliysen, başka söze ne hacet.
Well, enough said.
Doğru Bunu sevdim
Enough said.
Tamam, yeterince konuştuk.
I said, enough!
Yeter dedim! Neler oluyor lan?
He said if I talk long enough you might...
Eğer uzun konuşursam, belki sen...
I said, "Enough!" Stop it, Beth,
Yeter dedim!
I said that's enough!
Sana yeter dedim.
They said there wasn't enough action.
Yeteri kadar hareketli olmadığını söylediler.
Loretta said that they just make those cages big enough... to be legal, but small enough so people will get the puppies out of there.
Çok acıklı. Loretta dedi ki kafesler yasalara uygun büyüklükteymiş... Ama insanların acıyıp yavruları kurtarmak isteyeceği kadar da küçük.
Lisa was supposed to be home tonight, so I cooked for both of us, and then she called and said that she wasn't coming, so tonight would be perfect because I have enough fortwo and there aren't two.
Lisa bu akşam evde olacaktı, bu yüzden yemeği iki kişilik yaptım, ve sonra aradı ve gelemeyeceğini söyledi, bu akşam mükemmel oalbilir çünkü iki kişilk yemeğim var ve iki kişi yok.
I said enough!
Sana yeter dedim!
Sheriff said there wasn't enough evidence.
Şerif yeterli kanıtımız olmadığını söyledi.
You said you needed a guy who's safe enough.
Yeterince güvenli bir erkek istediğini söylemiştin.
All I said is not good enough reason for me to go.
Tek dediğim, gitmek için geçerli bir sebebimimin olmadığı.
You said enough.
Yeterince anlattın.
Remember you said if you stay one place long enough you become that place?
Hatırlıyor musun, bir yerde çok uzun kalırsan o yer olursun demiştin.
- I said, that's enough.
- Bu kadar yeter, dedim!
I said, enough!
Bu kadar yeter dedim!
They said that the audience to me it had capacity for 500 we are making it enough good, truth?
Demek ki oldukça iyi bir durumdayız, değil mi?
FinallyJavi said enough was enough.
Sonunda Javi bu kadar yeter dedi.
I also said this ship was generating enough power to punch a hole in the universe.
Ayrıca geminin, evrende bir delik açacak kadar fazla enerji sarf ettiğini de söyledim.
That's enough, I said. That's enough.
Yeter, dedim.
The ships had to be activated by the Priors, but Seevis said he had found a way to rig enough of them to start off a massive chain reaction.
Gemileri rahiplerin çalıştırması gerekti. Ama Seevis zincirleme tepkime başlatacak sayıda gemiye bomba kurmuş.
I've already said enough, okay?
Söylemem gerekenden fazlasını söyledim.
I said, that's enough!
Sana bu kadar yeter dedim!
Did he feel like he was potent and... and omnipotent enough to really get people to kill themselves when he said so?
İnsanlar üzerinde, onları bir sözüyle ölüme gönderecek kadar güçlü bir etkisi var mıydı diye görmek istemişti.
They said we didn't have enough evidence to go to trial.
Dava açacak kadar kanıt olmadığını söylediler.
You said The Hollow would be enough.
Boşluğun yeterli olacağını söylemiştin.
You said Hollings promised no one would ever find enough to get him.
Hollings'in kendisini kimsenin ele geçiremeyecegini söyledigini söylemiştin.
Dr. Hill said you had enough in your system right now.
Dr. Hill'in dediğine göre... bünyende yeterince ilaç varmış.
You know, Kirk said that if you stood still long enough,
Kird derdi ki yeteri kadar durursan çölün,
When 1970 came along, sure enough, it happened just as he said it would.
Tarih 1970'i gösterinde, olaylar tam da söylediği şekilde gelişti.
Our famous Lady Thatcher came to power, she said we want initiative and enterprise and enthusiasm and competition and all these things. And, sure enough, everybody went to produce oil as fast as they knew how.
Ünlü Leydimiz Thatcher da iktidara gelip, girişim, yatırım, gayret, rekabet vb. şeyler hakkında nutuklar atınca, siz de tahmin edersiniz, herkes bildiği en hızlı yöntemle petrol üretmeye başladı.
I said I've had enough.
Yeter dedim.
I love that you're so invested in my well-being, but even the doctor said that if I feel strong enough to move around, then I should do it.
İyiliğimi istemene bayılıyorum. Ama doktor bile söyledi. Dolaşabilecek kadar güçlü hissedersem dolaşmalıyım.
I said that's enough!
Yeter dedim!
Lisa, you've said quite enough.
Lisa, yeterince konuştun.
- You've said enough.
- Yeterince söyledin.
That's enough, I said!
Yeter dedim!
You have said enough!
Yeterince konuştun.
Nothing I said was good enough for her father.
Dediğim hiçbir şey memnun etmedi babasını.
In the excitement of the escape, Manche didn't hear everything Westmoreland said before he kicked the bucket, but he heard enough.
Kaçışın verdiği heyecanla, Manche, Westmoreland ölmeden önce, yaşlı kuşun söylediklerini tam duyamamış da. Ama ana kısmını duymuş.
- Yesterday, you said enough.
- Dün yeteri kadar dedin.
That's what you said when you fingerprinted us, and the truth is you don't have enough for a warrant.
Parmak izlerimizi alırken de bunu söylemiştiniz! Gerçek ise, arama izni almaya yetecek kanıtınızınn olmadığı!
I have said enough.
Anlattım ya.
My hip is better, I can handle the stairs, and you said when I got strong enough I'd get to go back to my house.
Belim iyi, sandalyeleri kaldırabiliyorum. Ve sen yeterince gücümü topladığımda evime dönebileceğimi söylemiştin.
I think I've said enough.
Sanırım yeterince konuştum.
I think you said enough downstairs.
Bence aşağıda her şeyi söyledin.
Even when he said you weren't good enough and kicked you out of the band?
Senin yeterince iyi olmadığını söyleyip seni grup dışına ittiğinde bile mi?
But he saved enough money to live on his own, he was over 16, and the law said I couldn't stop him from leaving.
Ama kendi başına yaşayacak parayı biriktirdi. Onaltı yaşını geçmişti. Kanunlara göre gitmesine engel olamazdım.
said 374
said that 16
said it 16
said no 16
said what 30
enough 5528
enough for today 16
enough is enough 234
enough about me 63
enough chitchat 25
said that 16
said it 16
said no 16
said what 30
enough 5528
enough for today 16
enough is enough 234
enough about me 63
enough chitchat 25