Er Çeviri Türkçe
20,108 parallel translation
We're, er, we're having a few drinks at the Flag.
The Flag'da birkaç içki içeceğiz.
Well, er... carry on.
Sen devam et.
But sooner or later, you are gonna have to face that truth.
Er ya da geç bu gerçekle yüzleşeceksin.
We get patients in the er oozing puss and blood.
Acil servise cerahat ve kan sızdıran hastaları kabul ediyorduk.
If you just play along, sooner or later Lisa will lose interest in her terrible idea.
Eğer oyununu iyi oynarsan Lisa, er ya da geç kendi berbat fikrine karşı ilgisini kaybedecek.
That sooner or later, this bomb is gonna go off.
Er ya da geç patlayacak demek.
You're going to have to face it sooner or later.
Er ya da geç onunla yüzleşmek zorunda kalacaksın.
I'm going to take him to the ER.
Onu acile götürüyorum.
Well, er... it was good to see you.
- Seni görmek güzeldi.
Er... yes.
- Evet.
There's... er... just...
Yaklaşık...
Shy. Er...
Utangaç.
Yes, er, I'm chair on the Greats Examination Board now, but, er... one year rolls into the next.
Evet, şu anda Greats İmtihan Kurulu başkanıyım ama yıllar birikiyor işte.
Oh, er, Trewlove.
Ah, Trewlove.
- Yes, the, er... bird.
- Evet, kuşla.
Ooh, big talk for a lung-er.
- Bir akciğer kanseri için iddialı bir laf.
I'm a lung-er, all right.
- Akciğer kanseriyim, doğru.
So er... it all passed me by, I'm afraid.
Yani, korkarım olanlardan hiç haberim yok.
Do you want me to er...?
Şey yapmamı...
Oh, er... Double Diamond.
- Double Diamond.
Well, myself and er... the local commissioner..... McKendrick..... tracked it into the Suwar Gadh Ravine.
Ben ve Yerel Komiser McKendrick, Suwar Gadh Çukuruna attık.
Hector Lorenz disapproves and er... never saw eye to eye.
Benim işim budur, büyükbaş avı. Hector Lorenz asla ve kat'a onaylamıyordu.
Your brother told me about the er... the tiger.
Kardeşin bana şeyden bahsetti, Kaplandan.
Er... yeah!
Evet!
Er... Band-Aids.
Yara bandı.
Yeah... this er...
Evet...
Er... Your private apartments are?
Özel dairesiniz...?
He's a... he... He was an ER doc.
O acil servis doktoruydu.
Eventually we'll find him a foster home, but that could take a while.
Er geç bir koruyucu aile bulacağız ama bu biraz zaman alabilir.
Oh, say, does that far-fangled banner ad deprave o'er the home of pure greed and the land of the slave?
Söyle, o eski sancağımız baştan çıkartıyor mu doyumsuzların ve kölelerin yurdu memleketim üstünde?
Everyone's luck runs out sooner or later.
Herkesin şansı er ya da geç tükenir.
- I knew, sooner or later, one of us was going to get a little too much blood on our hands.
- Biliyordum. Er ya da geç birimiz elini kana bulayacaktı.
We both knew that sooner or later, we're gonna get into another fight.
Er ya da geç, tekrar kavga edeceğimizi biliyorduk.
Well, she's just been admitted into the ER.
Acile kaldırılmış.
I mean, isn't this what we are planning for... Eventually?
Er ya da geç planımız bu değil miydi zaten?
Uh, two out of five in the ER.
Beş kişinin ikisi acilde.
Yeah, and sooner or later, they're gonna be in here.
Er ya da geç buraya da gireceklerdir.
Well, if he's the hot, young thing and everybody loves him, all we got to do is make you hotter and younger and thing-er!
Bu hâlde tek yapmamız gereken ; seni daha seksi, daha genç ve daha canlı biri yapmak.
Um... er, you don't happen to have... obliged.
Um... er, sende varsa... Minnettarım.
Oh. Er...
- Bu Saray'ım.
But, er, you can't brew this up there.
Ama bunu yukarıda mayalayamazsın.
And everything that is hidden from me, sooner or later is revealed.
Benden gizlenen her şey er ya da geç ortaya çıkıyor.
The owner of the "Er Core de Roma" restaurant must have filed a complaint against me.
"Er Core de Roma" restoranının sahibi hakkımda şikâyette bulunmuş olmalı.
Ta-er al-Sahfer.
Ta-er al-Sahfer.
There is a mention of a Ta-er al-Sahfer.
Ta-er al-Sahfer adı geçiyor.
Ta-er al-Sahfer,
Ta-er al-Sahfer...
Now, here we are being civilized to one another, but you and I both know things are gonna change sooner or later.
Şimdi birbirimize karşı medeni oluyoruz ama ikimiz de biliyoruz ki işler er ya da geç değişecek.
Which means, sooner or later, I'm screwed.
Bunun anlamı da, er ya da geç mahvolacağım.
It's funny, there's er...
Komik.
Don't mind the er...
- Şeyi boş...
Er... no, no.
Hayır, hayır.