English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Et bien

Et bien Çeviri Türkçe

45 parallel translation
Et bien, tomorrow, captain Hastings and I will follow you there.
Yarın, Yüzbaşı Hastings'le birlikte peşinizden geleceğiz.
Et bien.
Güzel.
Et bien!
Pekala.
If his body had been discovered in the lake, et bien, a simple murder problem, or an intriguing suicide.
Gölde bulunan cesedi olsaydı basit bir cinayet veya şaşırtıcı bir cinayet gözüyle bakılırdı.
Et bien.
Pekala.
Et bien, Countess, tomorrow I will take you to the Tate Gallery to see their collection of the Turners.
Eh bien ( "Eh iyi" ), Kontes, yarın sizi Tate Gallery'deki Turners'ın koleksiyonunu görmek için alacağım.
Et bien! Tell me all that you have discovered.
Eh bien, o zaman bana neler keşfettiğinizi anlatın.
Et bien, the sun is still hot, the night is pleasant to walk.
Evet, güneş hala ısıtıyor. Nehir kenarında yürüyüşe çıkmak için güzel bir akşam.
- Et bien... to be able to blow the poison dart from one end of the cabin to the other?
Zehirli bir oku kabinin bir ucundan diğerine uçurabilmek kolay mı?
Et bien, do not worry.
Et bien ( pekâlâ ), merak etmeyin.
- Et bien, mademoiselle, I have been told that the case, it is closed.
Bana davanın kapandığı söylendi, Mademoiselle.
Et bien, at 6 : 00, I have coming to my apartment a friend of mine who is a chemist, eh?
Saat 6'da kimyager bir arkadaşıma gideceğim.
Et bien, Hastings. We must begin agan.
Bien, Hastings. ( Pekala, Hastings. ) Başa dönelim.
- Et bien. We shall see.
- Bien. ( İyi. ) Birlikte görelim.
Et bien, the preliminary hearing it is set for tomorrow, is it not?
İlk duruşma yarın, değil mi?
Et bien that is simple, mon ami.
Çok basit, mon ami.
Et bien, always, but always after his trick, Bob always returns to his basket his ball.
Her numarasından sonra Bob topu sepetine geri koyuyor.
Et bien, somebody moved it on the night of the fall, to make it seem stood upon.
Biri üzerine basılmış gibi görünsün diye o gece topun yerini değiştirdi.
Et bien, Madame, it was a crime which did not succeed, and therefore, the objective it is unknown.
Suç sonuca ulaşmadığından amaçlarını bilemeyiz, Madam.
Non, monsieur? Et bien...
Öyle mi, Mösyö?
Et bien, mademoiselle, I am a man most simple, I always believe that the person most obvious is always the one who commits the crime.
Eh Matmazel, ben çok basit bir adamım, her zaman suçu en bariz kişinin işlediğini düşünmeye meyilliyim.
Et bien, now is the time of these two minds to minds to meet and the truth at last must come to light.
Bu iki aklın karşı karşıya gelme zamanı, ve gerçek sonunda gün ışığına çıkmalı!
Et bien, to the rest of the world, Arlena Stuart is already dead, and both Mr. et Mme. Redfern have alibis that will be undisputed.
Geri kalan herkese göre, Arlena Stuart çoktan ölmüştür. Mösyö ve Madam Redfern'ün de tartışılmaz görgü tanıkları vardır.
I am pleased to inform you that the picture, it is finally complete. Et bien, where to begin?
Hemen başlamak istiyorum.
Et bien, it had been a hot day.
Tabii, çok sıcak bir gündü.
- Et bien, your temper, it was gone. - And you struck him.
Sizin de tepeniz attı ve vurdunuz ona.
Et bien je vais voter'NON'à ce 38ème amandement, et vous ne pourrez pas adopter.
38'i önermeyeceğim ki, alışamayasın.
Et bien voilà!
Şimdi!
Et bien, it gave to Poirot the measure of this man.
Bu Poirot'ya bu adamın nasıl biri olduğunu gösterdi.
Et puis comprenez, monsieur, que ceci est une caricature... et dites-vous bien que le but d'un dessin ou d'une peinture... n'est pas de reproduire une vulgaire photographie... mais de faire ressortir les caractéristiques d'un fasciès... vues selon la personnalité de l'artiste, même en les exagérant.
Ama şunu iyi anlayın bayım, bu sadece bir karikatür ve böyle bir çizim ya da resmin amacının kaba bir görüntüyü yeniden oluşturmak değil bir suratın özelliklerinin, onu yapan sanatçının kişiliklerine dayanarak hatta biraz da abartarak altını çizmek olduğunu bilin.
Vous êtes bien Monsieur Curtis et Monsieur Chambers?
Bay Curtis ve Bay Chambers mı?
Et bien....
Pekala.
Et bien.
- İlk olarak mı?
In the first place, I looked for the home of the wasp.
Et bien. ( Pekâlâ. )
Et bien!
Gecikmeden yeni bir vasiyetname yazardım.
Et bien.
- Gelmenizden çok mutlu olacağız.
Et bien...
İyi, peki.
Et bien! But you learned that Linnet Doyle was to honeymoon in Egypt, so hum!
Evet, Linnet Doyle'un Mısır'da balayında olduğunu öğrenmiştiniz.
# Et songe bien, oui, songe en combattant
# Et songe bien, oui, songe en combattant.
Toujours aussi raffinée. Et douce, une femme bien élevée.
Her zaman nazik, yumuşak ve iyi yetişmiş bir kadındı.
Et bien.
İyi.
Et tout va bien. Until comes along the meddling, little Belgian.
Sonra her işe burnunu sokan Belçikalı geldi.
Maintenant vous allez m'écouter et vous allez m'écouter bien clairement.
Hayır beni dinle. Çok iyi dinle.
Et maintenant, ecoutez bien.
Şimdi, beni dinleyin. Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]