Everybody here Çeviri Türkçe
3,275 parallel translation
Everybody here's got a story, paperboy.
Herkesin bir hikayesi var, gazeteci çocuk.
Yeah, I can keep your cost low if you have everybody here take a sexual harassment class.
Evet, eğer buradaki herkes cinsel taciz dersine girerse, ben de maliyetinizi düşük tutarım.
Everybody here is either from someplace else or on their way to someplace else.
Buradaki herkes ya başka bir yerden gelmiş yada başka bir yere gitmekte.
Amelia, everybody here cares about you, and they'd like you to stay and listen to what they have to say.
- Amelia, herkes senin için endişeleniyor. Oturup, söyleyeceklerini dinlemeni istiyorlar.
Everybody here has been through hell and back...
Burada herkes cehennemi yaşadı ama devam etti.
Everybody here does it.
Burdaki herkes bunu yapıyor.
"because everybody here is, sort of, rocking out to Billie Jean."
"Burada herkes Billie Jean'le sallanıp duruyor."
Is everybody here?
Herkes geldi mi?
We have for everybody here free medical care and there's people suffering from HIV and they can stay here...
Burada herkes için ücretsiz tıbbi bakım var. ve orada HIV'den muzdarip insanlar var ve orada kalabiliyorlar...
Everybody here knows it.
Buradaki herkes bunu biliyor.
You tell him or I'll tell everybody here.
Anlat yoksa ben herkese anlatırım.
Besides, everybody here is working to get you down safely.
Bununla birlikte burada bulunan herkes, senin güvenli bir şekilde Dünya'ya dönmen için çalışıyor.
Everybody here loves you.
Buradaki herkes seni çok seviyor.
You come in here, and you don't talk to the barbers and whatnot, but you want to pick on the ex-con that's sweeping up everybody's hair.
Buraya gelir, berberler ve benzerleriyle konuşmaz,.. ... ama herkesin saçını süpüren eski mahkuma kancayı atarsınız.
Everybody stay here!
Herkes burada kalsın!
go out of here and treat everybody you meet a little better.
... buradan çıkıp, karşılaştığın herkese iyi davranmak daha iyidir.
Ryan, could you show everybody what'we're here to do today?
Ryan, bugün buraya neden geldiğimizi herkese gösterebilir misin?
I need to get everybody out of here and just clear some space for us, all right?
Herkesin dışarı çıkmasını ve bizi biraz yalnız bırakmasını istiyorum.
I want a list of everybody who was outside the gates from the time she got here till 0900 this morning.
Kızın buraya geldiği andan bu sabah dokuza kadarki süre zarfında kapıların dışında bulunan herkesin adını istiyorum.
Wow. Jo... I don't care what everybody says around here, you're good.
Vay, Jo buradaki insanların ne söylediği umrumda değil, işinde gayet iyisin.
I know this may not be the best time, but is the porterhouse as good here as everybody says it is?
Bu iyi bir zaman olmayabilir,.. ... ama biftek herkesin söylediği kadar iyi mi?
'Cause everybody comes here with some sort of baggage.
Çünkü buraya gelen herkesin bir "yük" ü oluyor.
Everybody in here does all that, and in 1 / 10 of the time of a normal studio.
Buradakiler bunların hepsini yapıyor, normal stüdyoların zamanının onda birinde.
Everybody's so nice here.
Buradaki herkes çok kibar. Evet.
What do you think, everybody around here is perfect?
Buradaki herkesin mükemmel olduğunu mu sanıyorsun?
You fire me, I'll kill you and everybody in here.
Beni kovdun.Şimdi seni ve buradaki herkesi öldüreceğim.
Facebook- - that's why everybody's here.
Facebook. Bu yüzden herkes burada.
I-I mean, when we were in L.A., we were- - we were like everybody else, but we came here, and then we were special, and if we make everyone else like us or--or we try to be like them, then...
Demek istediğim L.A.de iken- - Herkes bizim gibiydi, Ama buraya geldiğimizde özeldik
Get everybody out of here.
- Herkesi dışarı çıkarın.
Everybody around here knew that Michael Jackson was "it."
Burada herkes, Michael Jackson'daki cevheri biliyordu.
Look, everybody, Santa's here.
Bakın Noel Baba gelmiş.
Everybody's really nervous around here.
Buradaki herkes çok gergin.
Everybody's here.
Herkes burada.
But everybody's forgotten they're here.
Fakat şu an kimse buraları bilmez.
You want to set up a movie in a week, you want to lie to Hollywood, a town where everybody lies for a living, then you're gonna sneak 007 over here, into a country that wants CIA blood on their breakfast cereal, and you're gonna walk the Brady Bunch out of the most watched city in the world.
Bir hafta içerisinde film seti hazırlamak istiyorsunuz yaşamın yalan üzerine kurulduğu Hollywood'a yalan söylemek istiyorsunuz sonra da bu James Bond zevk için CIA ajanı öldürebilecek bir ülkeye sızacak siz de herkesin gözü üzerinizdeyken bu operasyonu yapacaksınız.
The profession you wanted, a first-rate education, a most devoted mother, and yet here you seem to be all up against everybody.
Profesyonellik eğitim seni seven bir anne ve burda bile herkese karşısın
Thanksgiving at Aunt Louise's is nice, but why don't we have everybody over here for some holiday?
Louise teyzenin evindeki Şükran Günü güzeldi de neden biz de bir tatilde herkesi buraya çağırmıyoruz?
When he first got here, he was asking all around about you... showing that picture to everybody.
Buraya ilk geldiğinde, bu resmi millete gösterip her tarafta seni sormuş.
How's everybody doing over here?
Herkes nasıl bakalım?
I suppose he's related to half of everybody up here?
Sanırım buradakilerin yarısıyla akraba?
I don't want everybody to see us fighting out here.
Burda kimsenin bizi kavga ederken görmesini istemiyorum.
Everybody gather up your things, here we go.
Herkes eşyalarını toparlasın, gidelim.
If I can get here, I'd be able to see everybody leave.
Oraya gidersem dışarı çıkan herkesi görebilirim.
Okay, listen, everybody. Here's the point.
Pekâlâ millet, dinleyin, anlatmaya çalıştığım şey...
Okay, everybody, come here!
Pekâlâ herkes buraya gelsin!
Here's everybody.
Herkes burada.
- Everybody's here.
- Herkes burada.
- Terrified to come here because they do this to everybody.
Sınıfıma dönebilir miyim?
You really trust everybody in here?
Gerçekten buradaki herkese güvenir misin?
Everybody in that bar been trying to crack that ass ever since she got up in here.
Orda çalışmaya başladığından beri, bardaki herkes o g * tü aralamaya çalıştı.
It's so packed here, you know, everybody is asking about you.
Herkes seni soruyor.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here they come 557
here we come 237
here they are 545
here we 20
here i go again 25
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here they come 557
here we come 237
here they are 545
here we 20
here i go again 25