Everything is good Çeviri Türkçe
529 parallel translation
Everything is good.
Herşey olması gerektiği gibi.
dog eat dog. In brief, from now on, the best of everything is good enough for me.
Bundan sonra en iyisinden daha aşağısıyla yetinmeye hiç niyetim yok.
Everything is good. Is it?
Her şeyi iyidir!
Everything is good to know to you.
Sana göre her şeyi bilmek iyi.
Everything is good
Yine de her şeye rağmen yaşamak güzel.
- Everything is good.
- Herşey iyidir.
Ah, oh oh, so, everything is good Ah.
Her şey çok güzel.
Yes, everything is good.
Her şey yolunda.
Everything is good.
Her şey çok iyi. Her şey.
She encompasses everything is good and bad, with flair.
O iyi ve de kötü her şeyi içgüdüsel olarak kendisinde cismanileşltirir.
Everything is good.
Her şey yolunda.
The monster will cease to be an evil influence... and become everything that is good.
Canavar kötü örnek olmaktan çıkacak... ve herşeyi iyi olan biri haline gelecek.
Just as everything is going good... you got to go and start all that again.
Herşey böyle güzel giderken ne diye bu konuyu açıp sorun çıkartıyorsun?
Aron is everything that's good, Mother.
Aron'da tüm iyi nitelikler var anne.
Everything here is too good for Mangiacavallo.
Buradaki her şey Mangiacavallo için çok fazla.
And the worst of it is he's so good at everything.
En kötüsü bu ya, her şeyi iyi yapıyor.
Sissi certainly needs time to recover. But she is also an Empress, and the first duty of an Empress is to do everything possible for the good of the country.
Ama o bir imparatoriçedir de bir İmparatoriçenin ilk görevi ülkesinin iyiliği için elinden geleni yapmaktır.
All night long you've been telling my lady how good everything is...
Tüm gece boyunca leydime Vivar'dan gelen şeylerin ne kadar...
There was a man who had everything : a wife children, good health and health is everything
Her şeye sahip bir adam varmış : bir karısı çocukları, sağlığı... ve sağlık her şeydir.
I do know a good deal about you, just about everything there is to know.
Hakkındaki birçok şeyi biliyorum. Bilinmesi gereken hemen hemen her şeyi.
I'm forced to fight him now and crush him but at least he gave me with open hands everything that is at all good in me, and you have never given me anything but your copping mediocrity and your everlasting obsession
Hatta hatta amcan İmparator August gibi yüzlercesi! Onunla savaşmak zorunda kaldım ve şimdi onu ezdim ama... en azından benim için iyi olduğunu düşündüğü ne varsa... cömertçe bana verdi. Ama sen bana, vasatlığınla başa çıkma çabalarım haricinde... hiçbir şey vermedin.
Everything is just like it was in the good old days.
Her şey eski güzel günlerde olduğu gibi.
Or everything that is good and noble in you will be lost.
Yoksa sahip olduğunuz bütün iyi değerleri kaybedersiniz.
Everything he makes is good.
Yarından itibaren, yapacağı her şey çok iyi olacak!
There's a time to live when everything is clean, fresh, young and good.
Her şey temiz, taze... genç ve iyi olduğunda hayattan keyif alma vaktidir...
All night you have been telling her how good everything from Vivar is.
Tüm gece boyunca leydime Vivar'dan gelen şeylerin ne kadar... - Güzel olduğunu anlattın durdun.
Everything is very good.
- Seni Venedik'te gördüğümü sandım. - Her şey yolunda.
Have a good night. I'll see how everything is in the morning.
Sabaha her şeyin nasıl olduğuna bakacağım.
It is man who has created this terrible immorality... that threatens to destroy everything that's good in our society.
Toplumsal değerlerimizin yıkımının habercisi olan bu korkunç ahlaksızlığı yaratan insanın kendisi.
Sun is bad for you. Everything our parents said was good is bad.
Ailemizin bize iyi dediği her şey kötüdür.
Therefore we must protect and enhance everything that is good and purebred.
Bu nedenle her şeyi iyi ve safka olarak, korumak ve geliştirmek zorundayız.
If I can reach a woman sitting in the audience... who thinks that nobody understands anything... and my character goes through everything that she's going through... I feel like I've done a good job.
Seyirciler arasında oturan ve kimse hiçbir şey anlamıyor diye düşünen bir kadına ulaşabilirsem ve karakterim ona katlandığı her şeyi kabul ettirebilirse iyi bir iş yaptığımı hissederim.
Everything is right or wrong or good or bad.
Herşey doğru ya da yanlış, veya iyi ya da kötüdür.
There is a good priest that will explain everything to you.
İçeride size her şeyi açıklayabilecek iyi bir rahip var.
"Almost" is good enough for everything else in this family, isn't it, Davie?
Yaklaşmak bu ailede diğer her konuda yeterlidir ama, değil mi, Davie?
well, everything seems to be in order here the strong rebel grows weaker... soon he will be just another slave but it is for the good of the Horde it must be done... yet... why do I feel so unsure?
Burada her şey sıradan görünüyor. Güçlü asi zayıflıyor, yakında diğer köleler gibi olacak. Ama bu Horde için iyi.
Now everything is 9-ball because it's fast... Good for TV... Good for a lot of break shots.
Şimdilerde her şey 9-top çünkü hızlı televizyonlarda izleniyor seri vuruşları için daha ideal.
atlanta PD swears they dusted everything, and their guy is pretty good.
- Atlanta'dakiler her şeyi incelediler.
Well, one good thing is, since everyone's forgotten everything I ever did, it'll all be brand spanking new.
- Kırmızı alarm durumunu iptal edin. - İyi iş Geordi.
Garbage is everything that is produced by human beings, in a combined effort of their highly-developed brain and opposing thumbs, and that, according to the judgment of a certain human being, was not good enough to be used in a sauce.
Çok gelişmiş beyinleri ile kavrayıcı başparmaklarının müşterek çabası çerçevesinde insanlar tarafından üretilen ve de belirli bir insanın yargısına nazaran bir sosta kullanılacak kadar iyi olmayan her şey çöptür.
But your callous indifference and utter disregard for everything that is good and decent has rocked the very foundation upon which our society is built.
Fakat olaylar karşısında ki bu nasır tutmuş duygularınız,... anlatılamaz kayıtsızlığınız.., bu toplumu oluşturan..,... değer yargıları ile kesinlikle örtüşmemektedir.
- My good Dorcas, the Lady Inglethorp is killed and it is necessary to know everything to be able to avenge it.
- Sevgili Dorcas,... Madam Inglethorp öldü. Onun intikamını alacaksak her şeyi öğrenmek zorundayız.
Everything that comes out of the sea is good.
Denizden gelen her şey iyidir.
Under Fascism everything good is prohibited.
Faşizm yönetiminde iyi olan herşey yasaktır.
But I have stopped everything in order to teach you how to dive, because it is as important for me to see you dive as it is for me to appear on good morning America.
Senin daldığını görmek Günaydın Amerika'da çıkmam kadar, benim için önemli.
Yes, there is such a place. Believe me. I believe everything you say, with your words and Semitic good looks.
evet, öyle bir yer var inan bana sizin söylediğiniz her kelimeye inanıyorum.
"Mr Meebles is a good man wise and knows everything about everything but has a problem."
"Bay Meebles her şeyi bilen zeki mi zeki bir adamdır. Ancak bir sorunu vardır." Bu hikâye bana çok tanıdık geldi.
"Mr Meebles is a man good and wise who knows everything about all things."
"Bay Meebles her şeyi bilen zeki mi zeki bir adamdır."
Look, everything that's happening here is a good thing.
Burada olan her şey iyi.
The good news is, after working for 40 or 50 years everything I earn will be mine.
İyi tarafı, 40 ya da 50 yıl çalıştıktan sonra sahip olduğum her şey benim olacak.
I don't always remember that everything here is good... that was bad where I came from.
Bazen benim geldiğim yerde kötü olan her şeyin... burada iyi olduğunu unutuyorum.
everything is fine 327
everything is awesome 16
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything is awesome 16
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39