Everywhere you go Çeviri Türkçe
293 parallel translation
Mother, everywhere you go you complain about tipping.
Nereye gitsen bahşişlerden şikayetçisin.
Everywhere you go, I'll have you paged as "John Robie, the Cat."
Gideceğin her yere John Robie, nam'ı değer Kedi olduğunu söylerim.
May helping hands be extended to you... everywhere you go, my Cid.
Nereye gidersen git, bütün yardım elleri seninle beraber olsun Şefim.
Does that kid have to follow you everywhere you go?
Bu kız sürekli seni takip etmek zorunda mı?
Everywhere you go, I'm with you.
Nereye gidersen git ben seninleyim.
You are creating hell everywhere you go
Gittiğin her yeri cehenneme çeviriyorsun.
On Earth, everywhere you go, the temperature is 75 degrees.
Dünya üzerinde, gideceğin her yerde, sıcaklık 24ºC'dır.
It's easy for you, everywhere you go, another heart broken.
Ne kolay, her gittiğin yerde kırık bir kalp bırak. Kadınlar.
My beloved, you will carry wih you, You will carry with you everywhere you go,
Yolunu bulup dönesin diye dua ederim
You will carry with you everywhere you go
Sağ salim dönesin evine diye dua ederim
Do you take it everywhere you go?
- Her yere götürür musun?
Everywhere you go, fighting breaks out and things get broken.
Gittiğin her yerde kavga çıkıyor ve eşyalar kırılıyor.
Oh, Emma. You don't travel with this picture everywhere you go?
Emma, bu fotoğrafı gittiğin her yere götürmüyorsun değil mi?
Everywhere you go, you better carry an m-16...
Orada nereye gidersen M-16 taşırsın.
Please stay in touch. Everywhere you go will tell you that the slavery is a thing of the past.
Organizasyonu kullanarak beni haberdar edersin.
Everywhere you go from there is up.
Orada her yön yukarı doğrudur.
Everywhere you go, somebody dies.
Gittiğin her yerde birileri ölüyor.
Everywhere you go there are guitars.
Her yerde. - Evet. Bir kısmında.
It's beautiful everywhere you go.
Gittiğin her yer güzeldir orada.
"... and bring peace and contentment everywhere you go. "
"ve gittiğin her yere huzur ve memnuniyet götür."
Everywhere you go, somebody gets killed and I don't like it.
Gittiğin her yerde birisi öldürülüyor ve bu hoşuma gitmiyor.
Hey, Maxie, everywhere you go, I go too. Remember that.
Bak Maxie, cehenneme bile gitsen ben de gelirim, bunu unutma.
Resign yourself to the fact that from now on everywhere you go is on our way.
- İstemiyorum. Şu gerçeği kabullenmelisin ki, bundan böyle gittiğin her yer bizim yolumuzun üstünde olacak.
Everywhere you go, there's a sign reminding you....
Her yer pankartlarla dolu...
People follow you everywhere you go.
Nereye gidersen git insanlar peşinde.
Everywhere you go people say, " How are you, champ?
Gittiğin her yerde " Ne haber şampiyon?
The leaves not yet out, mud everywhere you go.
Henüz tüm yapraklar dökülmedi, yürüdüğün her yer çamur.
I follow you everywhere you go
Kaçabilirsin ama saklanamazsın!
being'hunted, men wanting'you everywhere you go.
Her gittiğim yerde aranıyorum.
Don't you hate women hanging all over you everywhere you go?
Kadınların her gittiğin yerde sana asılmalarından nefret etmiyor musun?
Everywhere you go you create chaos.
Gittiğin her yerde kargaşa yaratıyorsun.
You go everywhere alone.
Her yere yalnız gidiyorsun.
There's a turnoff to everywhere and you can go straight ahead too, if you only know how.
Ya her yöne ayrılan kavşaklardan birine sapabilir eğer yolu biliyorsanız da hiç sapmadan dosdoğru gidebilirsiniz.
Everywhere we go you find some secretary who gives language lessons.
Nereye gitsek sana dil dersi veren dost canlısı bir sekreter buluyorsun.
Everywhere I go, you'll be
- Gittiğim her yerde olacaksın
Does he go everywhere with you?
O her yere seninle gitmiyor mu?
♪ Anything for you! ♪ I'd go anywhere For your smile, anywhere ♪ For your smile everywhere I'd see
sizin için her şeyi... bir gülümsemeniz uğruna nereye isterseniz giderim... bir gülümsemeniz uğruna her istediğinizi yaparım... sizin için ne olursa yaparım... çünkü siz, benim için her şey demeksiniz...
I can go everywhere in the world with you.
Beni anla ne olursun, elimde değil.
I will go everywhere you are.
Tamamen kendim için bir an.
- You two go everywhere together? - Sure.
- Her yere beraber mi gidersiniz?
You should go back... or else the palace folk will look everywhere for you
Geri dönmelisin... Yoksa seni merak edecekler
You know, everywhere I go there's always an asshole.
Biliyor musun, nereye gitsem karşıma bir götlek çıkıyor.
Raymond, it'd be nice if you didn't carry that television everywhere we go.
Raymond, televizyonu her gittiğin yere taşımasan daha iyi olmaz mı?
Do they go everywhere with you?
Bunlar hep seninle midir?
I'm getting a little tired of having you invite Laurie along with us everywhere we go.
- Gittiğimiz her yere Laurie'yi de davet etmenden sıkılmaya başladım.
You go like hell, and pussy everywhere.
Çok hızlı gidersin. Ve her yerde kadın vardır!
I can't go home! The maggots are everywhere! Do you know what you've done to me?
Warren Komisyonunun tek katil iddiasının temelini oluşturur.
Maybe I should get something else. BARRY : Everywhere you go, you hear about the Trickster.
The Flash'in önceki bölümlerinde...
Everywhere we go, Marcie, you embarrass me.
Nereye gitsek, Marcie, beni utandırıyorsun.
At other times, you had to go everywhere to see everyone.
Ama diğer zamanlar herkesi görmek için heryere gitmeniz gerekirdi.
Everywhere I go, people are talking about you.
Nereye gidersem gideyim, insanlar senden bahsediyorlar.
everywhere you look 25
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173