You gotta do something Çeviri Türkçe
433 parallel translation
Jeeter, you gotta do something.
Jeeter, bir şey yapmalısın.
- You gotta do something.
- Bir şeylerle uğraşmak zorundasın.
If you told the truth, you didn't have interest in her except as the wife of your boss, then you gotta do something.
- Ben. Eğer gerçeği söylüyorsan, ona bir ilgin yoksa patronunun eşi olması dışında, o zaman bir şey yapman gerek.
You gotta do something for her.
Bir şeyler yapman lazım.
You gotta do something quick, today.
Hemen, bugün bir şeyler yapman lazım.
- But you gotta do something.
- Ama bir şeyler yapmamız gerek.
Well, you gotta do something.
Yani, bir şey yapmak gerekiyor.
You gotta do something about that guy, honey.
O adam konusunda bir şeyler yapman gerek tatlım.
Henty, you gotta do something.
Henry, bir şeyler yapmalısın.
You gotta do something about it, that's all.
Bununla ilgili bir şey yapman gerekiyor, hepsi bu.
Dillon, you gotta do something for me.
Benim için bir şey yapmalısın Dillon.
You gotta do something about Howard Beale!
Howard Beale konusunda bir şeyler yapmalısın.
You gotta do something.
Bir şeyler yapmalısın.
Mom, Dad, you gotta do something!
Anne, baba, bir şeyler yapın!
You gotta do something.
You gotta do something.
- You gotta do something about that boy.
Eğer çalışmazsa matematikten kalacak! O haklı Willy, bir şeyler yapmalısın.
Dorothy, you gotta do something, go to the police or...
Dorothy, bir şeyler yapmalısın, polise git ya da...
You gotta do something about all that.
Bu konuda bir şeyler yapmalıydın.
In order to get attention, you gotta do something.
Dikkate alınmak için, bir şeyler yapmalısın.
Mr. Addison, you gotta do something.
Bay Addison, bir şeyler yapmalısınız.
But being in means you gotta do something not just say you're in.
Ama kalmak demek, bir şey yapmak demektir. Sadece kalman yetmez.
You gotta do something!
Bir şeyler yapın!
You gotta do something.
Bir şey yapmalısınız.
This is the'80s, you gotta do something, Mr. Miyagi.
80'lerde yaşıyoruz Bay Miyagi, bir şey yapmak zorundasınız.
- You gotta do something.
- Bir şey yapmalısın.
I know, but you gotta do something... or we're gonna kiss our kids goodbye.
Biliyorum, ama birşey yap yoksa çocuklarımıza veda ederiz.
Now, I won't tell him you're not my daughter, but you gotta do something for me.
Şimdi, ona kızım olmadığını söylemem, ama sen de benim için bir şey yaparsan.
Max, you gotta do something.
Max, bir şeyler yapman lazım.
HELLO? YOU GOTTA DO SOMETHING FOR ME.
Merhaba.
A big important man like this does something he shouldn't do... gotta prove it good. You gotta prove it.
İspatlamalısın.
- There's something you've gotta do.
- Yapmanız gereken bir şey var.
It's something you've gotta do.
Yapılması gereken bir şey.
I've gotta do something. will you just wait upstairs?
Adını bile duymadığın bu kadına harcadığın servetin yüzde onunu ver yeter.
When I hit you with the light, you gotta get up and do something.
Işığı kime tutarsam kalkıp bir şey yapacak.
If you want something done you gotta do it yourself.
Bir şey isteyince, kendiniz yapmak zorunda kalıyorsunuz.
Well, I'm tellin'you, we gotta do something about it.
Bu konuda bir şeyler yapmalıyız.
You gotta to do something about this, Edgar.
Bu konuda bir şey yapmalısın, Edgar.
If you want to play football there's something you gotta do.
Futbol oynamak istiyorsan, yapman gereken şeyler var.
- You gotta do something.
- Bir şeyler yap.
You know somebody laid down this rule, that everybody's gotta do something.
Bilirsin, biri, bu "herkesin bir şeyler yapması gerekir" kuralını koymuş.
Something you don't want to do, but you gotta do it.
- Yapmak istemeyeceğin bir şey.
You guys mind if we make an unscheduled stop? I got something I gotta do.
Programsız bir mola verebilir miyiz?
I've gotta do something about you and me, babe.
Seninle ben hakkında bir şeyler yapmam gerek, bebek.
We gotta do something! Bernard, I'm disappointed in you.
Bernard, beni hayal kırıklığına uğrattın.
No, there's gotta be something you can do.
Hayır, yapabileceğin bir şeyler olmalı.
There's gotta be something in this world better than watching you do that but I'm damned if I know what it is.
Bu dünyada senin bunu yapmanı izlemekten daha iyi bir şey olmalı ama ne olduğunu bilmiyorum.
I GOTTA ASK YOU SOMETHING. DO YOU BELIEVE IN GHOSTS IN REAL LIFE LIKE LISA MAE WAS SAYIN'THEY GOT UP AT THE GUTHRIES'?
Lisa Mae nin dediği gibi GUTHRIE lerdeki hayaletlere inanıyor musun?
Well, that, and... sometimes, Ed, sometimes you just gotta do something bad.
Bir bu var. Bir de bazen kötü şeyler yapmalısın Ed.
It's something I gotta do. You have anything like that?
Yapmak zorunda olduğum bir şey.
I gotta do something a little different tonight, so if you'll indulge me this I'll appreciate it very much.
Bu gece, biraz farklı bir şey yapmak istiyorum ve eğer beni desteklerseniz çok memnun olurum.
You just gotta do something.
Bir şeyler yap. - Kapa çeneni, Potts!
you gotta be fucking kidding me 42
you gotta be kidding me 471
you gotta 165
you gotta be kidding 116
you gotta help me 173
you gotta listen to me 40
you gotta be 24
you gotta do what you gotta do 27
you gotta believe me 101
you gotta help me out 22
you gotta be kidding me 471
you gotta 165
you gotta be kidding 116
you gotta help me 173
you gotta listen to me 40
you gotta be 24
you gotta do what you gotta do 27
you gotta believe me 101
you gotta help me out 22