Exhales sharply Çeviri Türkçe
156 parallel translation
[Exhales Sharply]
[Keskin bir nefes alıyor]
[Exhales sharply] You're gonna finish up school here, you're gonna work the rigs, you're gonna work at Bo's Tire Barn, you're gonna raise a family and retire, and you're gonna do all that right here in Big Lake.
Bir çoğunuz... okulu burada bitireceksiniz, petrol aletleri ile yada Bo'nun lastik sahasında çalışacaksınız, aile yetiştirecek ve emekli olacaksınız, ve bunu tam burada Büyük Göl'de yapacaksınız.
[exhales sharply] go bring up the wagon.
Arabayı getirin.
[Exhales Sharply] What is the delay?
Bu gecikmenin sebebi ne?
[exhales sharply] you wanted to save naked women.
Çıplak bir kadını kurtarmak istiyordun.
[exhales sharply] put on some pants.
Üzerine bir şeyler giy.
[Exhales sharply] Yeah, I can see that.
Bunu görebiliyorum.
[exhales sharply] real cold.
- Gerçekten çok soğuktu.
Has charged $ 20,000 to your son's account with us, so... [inhales sharply ] [ exhales sharply ] [ grunts]
Oğlunuz bizimle olan hesabından $ 20,000 çekmiş... Islak mayolar, bir kaç kumlu havlu,
[exhales sharply] What's all the screaming?
Tüm bu çığlıklarda nedir?
But, look, in case [straining ] anything happens [ exhales sharply] I want you to know that if I'd have had time, I would have fixed that step.
Ama olur da bir şey olursa şunu bilmenizi isterim ki, vaktim olsaydı o basamağı tamir ederdim.
[Exhales sharply] You have absolute power.
Seni özel güçlerin var.
[Exhales sharply] Navarra : I can see it in your eyes.
Bunu gözlerinde görebiliyorum.
[Exhales sharply] How can they possibly arrest her?
Onu nasıl tutuklayabilirler ki?
Okay. [Exhales sharply]
Pekâlâ.
( Exhales sharply ) I feel dizzy. BP's only 70 palp.
- Tansiyonu 70'e düşmüş.
But that's not important. [Exhales sharply]
Ama önemli değil.
( Exhales sharply ) I'm so sorry, but, uh, it's chipped.
- Endiselenme. Fazla zarar vermeyecegim. Maalesef ki ben ayni seyi söyleyemeyecegim.
[Exhales sharply] That is some heady shit, Ophelia.
Yaptığın çok kuvvetli bir şey Ophelia.
( Exhales sharply ) Have they come up with any new soups lately?
Son zamanlarda hiç yeni bir çorba deneyebildiniz mi?
[exhales sharply] No, it's mine.
Hayır, o benim [keskin exhales].
[exhales sharply]
[Sert nefes verir]
[exhales sharply] Is he out?
[Keskin soluğuyla] O çıktı mı?
Nope. [exhales sharply]
Hayır.
( Exhales sharply ) I'm sorry I wasn't there.
Yanında olmadığım için üzgünüm.
[gurgling ] [ exhales sharply]
[Gurgling ] [ Sert nefes verir]
( exhales sharply and groans ) Okay.
Okay ( keskin ve homurdanıyor exhales ).
[Exhales sharply] Okay, thank you, everybody, for coming in on such short notice.
Pekâlâ, bu kadar kısa sürede geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
[EXHALES SHARPLY]
[Derin nefesler]
[EXHALES SHARPLY]
[Hızlı nefes alıp veriyor]
[EXHALES SHARPLY]
[Hızla nefes alıyor]
[EXHALES SHARPLY]
[Hızlıca nefes alıp veriyor]
[EXHALES SHARPLY]
Bu film filmtvizle.org çeviri ekibi tarafından türkçeye çevrilmiştir.
How'd it go with Pamela? [Sighs ] [ Exhales sharply]
Pamela'yla nasıl gitti? Şu lanet hayatımda bir kere olsun doğruyu söyledim, ve o bunun ona karşı bir hareket olduğunu düşündü.
Well... although, now that you've knocked up a Kerkovich daughter out of wedlock... ( Exhales sharply ) you're gonna have it plenty rough.
Gerçi bir Kerkovich kızını evlilik dışı hamile bıraktığın ortaya çıkınca senin için de işler zorlaşacaktır.
( Exhales sharply ) Sir, please say something.
Efendim lütfen bir şey söyleyin.
[Exhales Sharply]
- Bu pislik, nedir? - Sadece su, şanslı yıldızlarına teşekkür et.
It Didn't. [Exhales Sharply]
Geçmedi.
( Exhales sharply ) I've spoken to a couple of Alex's fellow pilots.
Alex'in birkaç pilot arkadaşıyla konuştum.
[exhales sharply ] [ sniffs ] [ groans ] [ shivering] No.
- Hayır.
[Exhales sharply] On our last job, Jesse and I were doing some surveillance.
Şu son gözetleme işimizde ;
[Exhales sharply] You smoked an entire pack in an hour.
Bir saatte, bir paket bitirdin.
[Exhales sharply] I love it.
Burayı çok sevdim.
( exhales sharply )
Ve yüzündeki ifadeye bakılırsa, yaranamadım.
[Exhales sharply] You all right?
İyi misin?
[Exhales sharply] I don't loathe you.
Senden tiksinmiyorum.
[Exhales sharply ] [ Birds chirping]
Gstaad, İsviçre Üç ay sonra
( Exhales sharply ) Danny, look...
- Danny, bak...
( Exhales sharply ) Report it to Beach P.D. Let them take over.
Beach Polis Departmanı'na ihbar edin.
[Exhales sharply] For counterfeiting, Moz.
Sahtekârlıktan Moz.
( Exhales sharply ) Mom said it was okay.
Annem sorun yok dedi.