Extremely Çeviri Türkçe
7,307 parallel translation
Your help was extremely appreciated.
Ettiğin yardım son derece takdir gördü.
Uh, both types are extremely possessive, and if something of theirs is taken, they can react very harshly.
Uh, her iki taraf da aşırı sahiplenicidir, ve onlara ait birşeyi aldığınızda, çok sert tepki gösterirler.
And all this made this extremely careful.
Hepsi de aşırı dikkat gerektirir.
Well, sir Arthur, I'm extremely flattered, but I-I got to tell you :
Sayın Arthur, gururum bir hayli okşansa da şunu belirtmeliyim ki...
Well, now, look, lad, you-you must be extremely fatigued after your extraordinary exertions.
Bak genç adam, olağanüstü eforundan sonra yorgunlukta ölüyor olmalısın.
MAKO, METAL-BENDING IS EXTREMELY DIFFICULT.
Mako, metal bükme aşırı derecede zordur.
You understand that in addition to the over 90 % blockage we cleared from two of your arteries, we also discovered an extremely serious arrhythmic heart condition, right?
Anladın mı 90 % blokajın yanında iki arterini temizledik, ayrıca kalbinde yeni bir... aritmik düzen bozukluğu keşfettik değil mi?
They would be extremely interested in your services.
Vereceğin hizmetlere fazlasıyla meraklı olurlar.
When Espheni hatchlings first emerge into the world, they're at their most violent, extremely dangerous, and unpredictable.
Espheni dünyaya yumurtadan çıkarak geldiğinde en şiddetli, son derece tehlikeli ve öngörülemez halinde oluyorlar.
Inside is an extremely deadly variant of Russian influenza.
- Evet. İçerisinde, Rus gribinin yüksek derecede ölümcül türevi var.
Considering the ruse, the unsub is extremely controlled, but his M.O. doesn't make any sense.
Kullandığı numaraya bakarsak şüpheli aşırı kontrollü, ama yöntemi çok mantıksız.
Inside is an extremely deadly variant of Russian influenza.
İçinde Rus gribinin ölümcül bir çeşidi var.
This is gonna be quick but extremely painful.
Hızlı olacak ama çok acıtacak.
I can assure you that's extremely unlikely, detective, and if they were I don't recall any dark matter lightning storms before I moved to town.
Emin olun bu hiç mümkün değil dedektif. Olmuş olsaydı, şehre taşınmadan önce karanlık maddeden meydana gelen bir yıldırım fırtınası görürdüm.
But I have been extremely stressed because mom is...
Ama çok fazla gergindim çünkü annem...
The house is extremely grand and knowing Lord Sinderby everything will be done
Ev inanılmaz büyük ve Lord Sinderby'yi tanıyorsam her şeyin en çabuk şekilde hallolmuş olması gerek.
The fact is, I've grown extremely fond of you, Tom.
Sana oldukça düşkün bir hale geldim Tom.
BUT IF YOU MOVE THEM IN REALLY CLOSE TO THE EARTH, LET'S SAY WITHIN 6,000 LIGHT-YEARS OF THE EARTH, THEY BECOME EXTREMELY DESTRUCTIVE.
Ancak, eğer onları dünyaya çok yaklaştırırsanız haydi şöyle diyelim, dünyaya 6,000 ışık yılı yaklaştırırsak inanılmaz derece yıkıcı olurlar.
But first the forger would need an extremely high-res image of the original.
Ama en başta sahtekâr, orijinalin yüksek kalitede çekilmiş fotoğrafına ulaşmalı.
I am extremely cool. You don't even know.
Ben öyle bir klasımdır ki, aklın hayalin almaz.
It's an... extremely unlikely coincidence, don't you think?
Sizce de karşılaşılması son derece düşük bir ihtimal değil mi?
Miranshah's been extremely difficult to penetrate, source-wise, and we haven't had ground teams operating in the area since the airstrike on Dande Darpa Khel.
Miranşah içine girilmesi oldukça zor bir yer haline geldi Dande Darpa Khel'e yapılan hava saldırısından sonra orada hiç adamımız yok.
Seriously? Am I the only one who knows the extremely popular BBC science fiction show about the time traveling doctor
Medeniyeti kurtarmak için zamanda yolculuk yapan doktorla ilgili popüler BBC bilim kurgu dizisini
I know you recently acquire something extremely precious an rare... something I'm very intereste in.
Geçenlerde son derece değerli ve nadir bir şey elde ettiğinizi biliyorum. Çok fazla ilgilendiğim bir şey.
Well, I'm extremely old.
Oldukça yaşlıyım.
Making its subject extremely susceptible to suggestion while retaining no memory of their actions.
Maruz kalanı öneriye çok açık hale getiriyor. Ve hareketlerine dair hiçbir anıları olmuyor.
I've heard it makes people extremely susceptible to suggestion.
İnsanları önerilere çok açık hale getiriyor diye duymuştum.
Had they succeeded, Hetty would have been left extremely vulnerable.
Başarılı olsalardı Hetty son derece savunmasız bir durumda kalırdı.
With the commander's death, his wife is going to be an extremely rich woman.
Binbaşı'nın ölümüyle eşi son derece zengin bir kadın olacak.
We are extremely fortunate that one was injured.
Kimse ciddi şekilde yaralanmadığı için son derece şanslıyız.
Christa is extremely unstable.
Christa aşırı derecede dengesiz.
Oh brother. I was, like, extremely stressed about having to tell everybody anyway, and you did it for me.
Herkese söylemek zorunda olduğum için acayip stresliydim ve sen bunu benim yerime yaptın.
Meth zombies are extremely responsive to sound.
Meth'in etkisindeki zombiler sese karşı aşırı duyarlıdır.
It's an extremely rare surgical tool.
Son derece nadir görülen cerrahi bir araçtır.
The first victim Tommy Wilcox died from malnutrition, and his muscles were severely atrophied, which means his physical activity must have been extremely limited.
İlk kurban Tommy Wilcox gıda yetersizliğinden ölmüş kasları aşırı derece dumura uğramış yani fiziksel olarak oldukça kısıtlı bir yerdeymiş
He's sedated now, but when he first came in, he was unable to communicate and extremely agitated.
Şu anda uyuşturulmuş durumda fakat ilk getirildiğinde iletişim kuramaz ve oldukça telaşlı bir haldeydi
The owner is extremely motivated.
Evin sahibinin satmak için çok nedeni var.
I am extremely apologetic for my actions "
Davranışlarım için çok özür- -
I hope you understand that contacting you is extremely high risk and you are willing to agree to the following precautions before I share more.
Seninle bağlantıya geçmemin ne kadar tehlikeli olduğunu... ve daha fazla şey paylaşmadan önce birazdan bahsedeceğim önlemleri almayı kabul edeceğini umuyorum.
If it's got more than three single slides, we have to be extremely careful.
Üçlen fazla slayt varsa, aşın dikkatli olmalıyız.
He said the Prime Minister's extremely concerned about this.
Başbakanın bu konuda çok endişelendiğini söyledi.
The Espionage Act is an extremely broad criminal prohibition against the sharing or dissemination of what's called national defense information.
Casusluk Yasası, son derece geniş kapsamlı bir yasa olup Ulusal Savunma bilgilerinin paylaşımı ve yayımına karşı oluşturulan bir yasa.
And sulfuryl fluoride is an extremely deadly gas.
Evet ve sülfüril flörür öldürücü bir gazdır.
Extremely.
Çok.
It's an extremely catchy pop anthem about people who opt to spend the weekend working.
- Haftasonu çalışmaya kararlı kişiler için kesinlikle iyi bir çalışma marşı.
Voter turnout was extremely low in 12 districts upstate.
12 bölgedeki seçmen sayısı oldukça azdı.
Oh, I'd love to, but I'm actually extremely busy.
Çok isterdim ama gerçekten çok meşgulüm.
A match like that will be extremely hard to come by.
Böylesine bir uyum bulması oldukça zor bir şeydir.
Which is embarrassing coming from an extremely intelligent, fact-based person.
Bunu aşırı zeki ve gerçeklere dayalı birinin söylemesi utanç verici.
I had extremely satisfying sex last night, actually.
Dün gece çok tatmin edici seks yaptım. Küvette başladı.
They found this one doctor who agreed to reconstruct Paul's face, but it was extremely dangerous because of all the nerve damage, and Paul almost died.
Paul'un yüzünü iyileştirmek için bir doktor ile anlaştılar ama bütün damar hasarlarından dolayı çok tehlikeliydi ve Paul az kalsın ölüyordu.