Fill in the blanks Çeviri Türkçe
200 parallel translation
Tell him you want a date for a final meeting to fill in the blanks.
Boşlukları dolduracağı son buluşma için tarih vermesini söyle.
You leave it hanging in the air like I'll fill in the blanks.
Sanki boşlukları doldurmam gereken bir sınavdayım.
So we have to fill in the blanks.
Yani, boşlukları doldurmak zorundayız.
-... fill in the blanks.
Boşlukları doldur.
Yeah, yeah, yeah. Fill in the blanks for me - I'm out of town.
Bu sana pahalıya mal olur, bir sürü evrak işlemi var.
All you must do is fill in the blanks!
Boşlukları doldur, yeter!
It's "fill in the blanks."
Bu "Boşlukları doldur."
I'll fill in the blanks.
Boşlukları ben doldururum.
Well, then maybe Old King Cole here can help us fill in the blanks.
Belki yaşlı kral Cole gelene dek sen yardım edersin.
I look to the mother to fill in the blanks.
... aradaki boşlukları doldurmak için anneyi kullanırım.
You want to fill in the blanks?
Boşlukları doldurmak ister misiniz?
How about we fill in the blanks as we climb the stairs
Boşlukları tavan arasında ki
- I don't know what you're talkin'about. Let me fill in the blanks.
Onca uğraştan sonra... hepsi gidecek.
Let me fill in the blanks.
Boşlukları doldurmama izin ver.
Did you spend time with someone else who could help fill in the blanks?
Belki boşlukları doldurabilecek başka biriyle vakit geçirmelisin.
Wanna fill in the blanks?
Boşlukları doldurmak ister misin?
You fill in the blanks.
Boşlukları sen doldurursun.
All I did was fill in the blanks.
Ben sadece boşlukları doldurdum.
I'm getting 150 state troopers to fill in the blanks. Two hundred tomorrow.
Boşluklar için 150 tane eyalet polisi getirtiyorum. ikiyüz de yarın geliyor.
I can't tell if they're part of something that really happened, or my mind trying to fill in the blanks so I can get answers.
Gördüklerim başıma gelen bir şey mi yoksa zihnim boşlukları mı doldurmaya çalışıyor anlamıyorum.
Maybe I'll fill in the blanks sometime.
Belki başka zaman boşlukları doldururum.
To fill in the blanks.
boşlukları doldurmak için.
Help us to fill in the blanks "
"Anlar cadı merak yapmak kaybetti boşlukları doldurmak için bize yardım"
We just brought in someone we're hoping can fill in the blanks.
Bilinmeyen detayları aydınlatacağını umduğumuz birini getirdik.
I can fill in the blanks.
- Boşlukları ben doldurabilirim.
- You fill in the blanks.
Boşlukları siz doldurun.
Fill in the blanks, Frank.
Boşlukları doldur, Frank.
Well, if you don't say anything, they're just going to fill in the blanks...
Evet, bir şey söylmezsen, boşlukları kendileri dolduracaklardır...
Well, if the evidence isn't talking, we've got to fill in the blanks somehow.
- Kanıtlar konuşmuyorsa, boşlukları bir şekilde doldurmamız gerek.
You want to fill in the blanks, touch me again.
Boşlukları doldurmak istiyorsun. Dokun bana.
Erotica it... is the softer... let's the imagination fill in the blanks.
Erotizm daha yumuşaktır. Boşlukları yaratıcılıkla doldurursun.
Leave it to me to fill in the blanks.
Bırak açıklayayım.
I thought Katya might be able to fill in the blanks about my mother. Tell me who she was.
Katya'nın annemle ilgili sorularımı yanıtlayacağını, onu bana anlatabileceğini düşündüm.
Maybe someone else can fill in the blanks.
Belki bir başkası, boşlukları doldurabilir.
And unless you can fill in the blanks and do it quickly, I have no choice but to head over to Watt's office and try to cut a deal.
Boşluktan bir an önce doldurmazsan anlaşma yapmaktan başka seçeneğim kalmayacak.
I mean, somewhere in there you gotta fill in the blanks with a little faith.
Demek istediğim, oralarda bir yerlerde, bazı boşlukları inançla doldurman gerekir.
Fill in the blanks.
Boşlukları doldurun.
I've had to fill in the blanks.
Ben de araları doldurdum.
We need to figure out what the words are and fill in the blanks.
Kelimelerin ne olduğunu bulup boşlukları doldurmamız gerek.
Tell him I'm okay, and that I'm trying to fill in the blanks.
- Iyi oldugumu ve bosluklari doldurmaya çalistigimi söyle.
You're trying to fill in the blanks?
- Bosluklari mi doldurmaya çalisiyorsun?
He says he's okay and he's trying to fill in the blanks.
- Iyiymis ve de bosluklari doldurmaya çalisiyormus.
kate, do i have to fill in all the blanks?
Kate, bütün boşlukları benmi dolduracağım?
You just have to fill in some of the blanks.
- Sadece bazı boşlukları doldurun yeter.
Maybe if I had a look at my medical files or checked other records of my activities, I might be able to fill in some of the blanks.
Belki, tıbbi kayıtlarıma bakarak yada, uğraşlarımın kayıtlarına bakarak, aklımda ki boşlukları doldurabilirim.
It's, uh, Dylan's fill-in-the-blanks constitution.
Bu, uh, Dylan'nın boşlukları doldurun yasası.
Can you fill in the blanks?
- Ne dedi şimdi bu?
Maybe you could fill in a few of the blanks for me.
Belki benim için birkaç boşluğu doldurabilirsin.
Fill in the remaining blanks.
Boşlukları doldurunuz.
Send what you got to Lucas. Maybe he can help fill in the blanks.
Belki boşlukları doldurabilir.
Look at the pictures of the agents attached to their ids... and fill in their names accurately inside the rest of the blanks.
Kimlik bilgileri iliştirilmiş resimlere bak... ve geri kalanının isimleri tam olarak kağıda yaz.