Fill her up Çeviri Türkçe
249 parallel translation
Come on, fill her up.
Doldur depoyu.
Okay, fill her up.
EN SON BENZİN ŞANSI Tamam, doldur.
Fill her up.
Depoyu doldur.
Fill her up.
Doldur.
- Come on, fill her up.
- Haydi, doldur.
Now, fill her up.
- Tamam. Doldur.
- Fill her up, Dixon.
- Doldur Dixon.
Fill her up?
Doldurayım mı?
Fill her up, Herbie.
Depoyu doldur Herbie.
- Fill her up.
- Depoyu fulle.
Fill her up?
Depoyu tam dolduralım mı?
- Fill her up.
- Doldur.
Come on, fill her up.
Haydi, ona doldur.
Fill her up? No.
Depoyu doldurayım mı?
Fill her up, Jerry.
Doldur onu, Jerry.
Fill her up.
Doldur onu.
Fill her up
Doldur.
All right, fill her up.
Pekala, kapatın.
You want me to fill her up, too?
Depoyu da doldurayım mı?
Fill her up, please.
Doldurun lütfen.
Petrol, fill her up!
- Pompacı, depoyu doldur!
- Fill her up?
Doldurayım mı?
Fill her up?
Dolduralım mı?
Young man! Hurry! Fill her up!
Delikanlı, çabuk depoyu doldurun.
Fill her up, please.
Depoyu doldurun lütfen.
Could you fill her up?
Doldurur musun?
I was so upset, I forgot to fill her up.
O kadar kızgındım ki yakıt almayı unutmuşum.
We'll give her a pump out and fill her up with new blood.
Kanını değiştireceğiz.
Fill her up, buddy.
Şunu doldursana.
Fill her up with regular.
Normal benzin doldur.
- Yeah. Fill her up, please.
- Fulleyin lütfen.
- Fill her up
- Benzin koy arabaya.
You wanna fill her up?
Doldurur musun?
Fill her up, please.
Doldurun, lütfen.
Fill her up with only the best.
Onu en iyileriyle doldurun.
Fill her up?
- Doldurayım mı?
Take that, fill her up with petrol.
Al şunu, doldur depoyu.
Fill her up and check the hood, I'll get the air.
Depoyu doldur, yağla suyu da kontrol et. Ben havayı basayım.
Fill her up, hoss.
Fulle şu kızı, ahbap.
- Fine. - Fill her up, will you?
- Depoyu doldurur musun?
Fill her up, Thelma.
Termosu doldurur musun?
Mind if we fill her up?
Bir yerden doldursak nasil olur?
Fill her up?
Süper mi?
- Will you fill her up, please?
- Doldurur musun lütfen?
I want to fill up your fridge with beer... and I want to come over every day to have one.
Buzdolabını biralarımla ağzına kadar doldurup her gün gelip birer tane içmek istiyorum.
I want to hear from Mr. Fill-Her-Up.
Bay Pompacı'dan duymak istiyorum.
Let every good fellow now fill up his glass, vive la compagnie.
# Her güzel insan kadehini doldursun şimdi. Çok yaşasın tayfalar. #
We'll throw the doors open wide... and the flowers'perfume will fill up this house, and the sunshine too.
Kapıları ardına kadar açarız çiçek kokuları ve günışığı evin her tarafını sarar.
Would you fill her up, please?
Depoyu doldurur musunuz lütfen?
Fill her up, please.
Depoyu doldur lütfen.
Seeing you to fill up all the empty... and smell and touch... and leave my kisses all over your face.
Tüm boşlukları doldurduğunu görerek... ve dokunuşunu ve kokunu hissederek... yüzünün her yerinde öpücüklerimi bırakarak ayrılıyorum.
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50