Fine by me Çeviri Türkçe
642 parallel translation
I've heard this is the way you like to work, which is fine by me.
Senin bu şekilde çalışmayı sevdiğini duymuştum, ki benim için sorun değil.
Fine by me.
Benim için sorun yok.
[Pyunma] Silver bullets, holy water, garlic, at this point, whatever will put him down is fine by me.
Gümüş kurşun, kutsal su, sarımsak... Şu noktada, onu ne alt edecekse bana uyar!
Fine by me!
Bana uyar!
It was my mother's idea that I not be there which is fine by me.
Orada oImamam annemin fikriydi... ... ki benim icin hava hostu.
- Fine by me.
- Benim için hava hoş.
Okay, that's fine by me.
Tamam, benim içim sorun yok.
Fine by me. He's just as unpleasant in any language.
Fark etmez, hangi dilde konuşsa da, kavgacı bir tip.
If our father wishes to receive you, it's fine by me.
Babam seni tercih ederse, bu benim için iyi!
Fine by me. I'm willing to go out on the terrace.
Benim için fark etmez.
On a ship, you're the skipper... so you give the orders, which is fine by me.
Gemideyken, kaptan olan sendin ve emirleri sen verirdin ben de itaat ederdim.
That's fine by me.
Bu bana uyar.
Fine by me.
Sorun değil.
- lt's fine by me.
- Tamam anlaştık.
That's fine by me
Bana uyar.
It seems like half the city is trying to cover it up, which is fine by me. - - But I goddam near lost my nose.
Sanki sehrin yars bunu örtbas etmeye çalsyor ki bana ne, ama neredeyse burnumu kaybettim.
If that's your thinkin', sir, it's fine by me.
Eğer öyle düşünüyorsanız, bence de uygun efendim. Gelin.
It's absolutely fine by me.
Benim için hiç sakıncası yok.
Well, it's fine by me.
Benim için sakıncası yok.
I ain't no side of beef to be auctioned off, but hell, fine by me.
Et gibi açık artırmaya çıkacak biri değilim ama neyse, bana uyar.
It's fine by me.
Bana uyar.
That's fine by me.
- Bana uyar.
- If you wanna turn back, that's fine by me.
- Dönmek istersen, benim için sorun değil.
Fine by me.
Bana uyar.
It's fine by me.
Bu iyi, konuşan insanları fazla sevmem.
- Anywhere's fine by me. - Not all of them are going anywhere.
- Bana her yer uyar dostum Onların bir çoğu bir yere gitmiyor.
Saturday's fine by me.
Cumartesi bana uyar.
FINE BY ME.
Bana uyar.
I mean, if you want to tell some of your friends, that's fine by me.
Yani, eğer sen bazı arkadaşlarına anlatmak istersen, bana uyar.
Anyway this is fine by me
Her neyse, benim açımdan bir sorun yok.
You wanna stick around and find Viktor, captain, that's fine by me.
Burada kalıp Viktor'u aramak istiyorsanız, buna karşı değilim.
Yeah, well it's fine by me.
Tamam, benim için hava hoş.
- Fine by me.
- Bana uyar.
What did you call me? Well, if ya don'like it, it's fine by me...
Peki, sevmediysen, benim için sorun değil...
As long as he's got eight fingers and eight toes... he's fine by me.
8 el, 8 de ayak parmağı olsa da... benim için makbüldür.
Fine by me. 50,000.
Sana 20 kafaya olur.
Fine by me.
Fark etmez.
Fine by me, boss.
Bana uyar patron.
Maxime never asks where I go or who I see when we aren't together... which is fine by me.
Maxime, genelde nereye gittiğimi veya ne yaptığımı sormaz ki bu da hoşuma gider.
Just stand by and admire me like I admire you when you're up there. That's fine.
Sen havadayken benim sana duyduğum hayranlık gibi sen de orada bana hayranlık duyarak bekle yeter.
Fine, go by yourself. You don't need me.
Madem öyle yalnız da gitsen olur.
I have a bit by me. We're fine for money, Dad.
Paraya ihtiyacımız yok, baba.
And I'd just like them to know That their fine work is at least appreciated by me.
Bilmelerini isterim ki, çalışmalarını takdir ediyorum.
Yeah, well, you say you're fine, but me, I'd like another opinion because I'm not too anxious to move to Eastbridge and after four months there, be told by my sweet wife we got to move again
Tabi, sen iyi olduğunu iddia ediyorsun ama ben başka birinin de görüşünü almak istiyorum. Çünkü Eastbridge'e taşınıp, dört ay sonra da sevgili karım komşularının evlerinin temiz olmasından hoşlanmadığı için ondan tekrar taşınmamız gerektiğini duymaya çok hevesli değilim.
If you ask me fora straight answer then I shall say that, as faras we can see, looking at it by an large, taking one time with another, in terms of the average of departments, then in the final analysis it is probably true to say that at the end of the day, in general terms, you would probablyfind that not to put too fine a point on it, there probably wasn't very much in it one way orthe other.
Pekala Bakanım, madem benden direkt bir cevap bekliyorsunuz o halde şöyle diyebilirim, gördüğümüz kadarıyla geniş perspektiften baktığımızda, birini alıp diğerinin üstüne koyduğumuzda bakanlıkların genel uygulamalarını düşündüğümüzde son bir analiz yaparak şöyle diyebilirim ki genel koşullarda, günün sonunda şuna ulaşmanız kuvvetle muhtemeldir ki o kadar açıkça üstüne gitmeden öyle ya da böyle içine dahil olmamalı.
fine by me.
Bana uyar.
Fine by me. - Hello?
Bana uyar.
I'd like to open up by saying that my discussions with Elliot have been quite specific and the agreement we reached suits me just fine.
Konuşmama şöyle başlamak istiyorum... Elliot'la olan tartışmalarım oldukça belirgin... ve varmış olduğumuz karar bana oldukça uygun.
Now, normally this kind of violation would be punishable by a stiff fine, but I've been watching you lately and you've made a big impression on me.
Normalde böyle bir ihlal resmi bir cezaya çarptırılır ama son zamanlarda sizi izliyorum ve üstümde büyük bir etki yarattınız.
I should be all right you know, apart from the fact that I'm wanted by a lynch mob, and the police are after me and there's a homicidal maniac loose, and I'm unemployed, you know, everything else is fine.
Buna mecburum. Bunun dışında bir çete beni linç etmek istiyor, polis peşimde,..... ortada bir manyak var ve ben işsizim. Diğer her şey iyi.
- Fine by me.
Beni cezalandırırsın.